No.451 - Öncelik Şaşır(t)ması

-
Aa
+
a
a
a

Geçen hafta, California'nın denize nâzır o güzelim La Conchita kasabası, birkaç saniye içinde müthiş bir çamur deryası altında kaldı. Kasabanın "sırtını yasladığı" tepenin bir bölümü, haftalar süren yağmurdan sonra, resmen "koptu" ve aşağıdaki dört blokluk bir alanın üstüne çöktü. Video görüntülerinde bölümün kopuşu, büyük bir gümbürtüyle tepe aşağı kasabanın üstüne yuvarlanışı ve –   ağaçları, elektrik direklerini, yoğun çamur deryasıyla birlikte aşağıdaki evlerin üstüne yıkıp –  herşeyi kaplayışı dehşetle izlenebiliyor.

 

Fox gibi popüler haber televizyonları, "rating" artırdığını düşündükleri için, her zaman olduğu gibi adeta şehvetle tekrar tekrar yayınladıkları bu görüntüleri her zaman yaptıkları gibi "habis hava" logosuyla ekranlara yansıttılar. Yetkililer, eyalette 25'e yakın insanın ölümüne yol açan bu faciadan, beş günlük kesintisiz yağışı sorumlu tuttular. Taze Vali Arnold Schwarzenegger ise natürel felsefeci bir yaklaşım getirdi önce: "Doğanın ne büyük zarar ve umutsuzluk getirecek bir gücü olduğunu böylece görmüş olduk" dedi gazetecilere. Ama, hemen ardından, "terminatör"ün güç felsefesini denkleme eklemekte de gecikmedi: "Doğa'nın bu gücüne kendi azmimizin gücüyle karşılık vereceğiz."

 

Haberlerde de, yetkililerin açıklamalarında da küresel iklim değişikliğinden söz eden olmadı. Elbette, böylesi aşırı iklim olaylarının, iklim değişikliğinin bir sonucu olduğuna ilişkin birşey söyleyemeyiz, ama şunu rahatça söyleyebiliriz: Kaliforniya'da, Avrupa'nın birçok yerinde, hatta dünyanın dört bir yanında şu anda gözlenmekte olan, bu gibi aşırı iklim olayları iklimbilimcilerin ve meteorologların yıllardır yaptıkları öngörülere tastamam uygun düşmektedir. Yerküre ısındıkça, daha fazla yağmur, daha fazla fırtına, daha fazla sel, daha fazla felaket... Bunların hepsi bilim insanlarının öngörülerinde vardı.

 

Küresel ısınma konusundaki olağanüstü kitabı yeni yayımlanmış olan gazeteci Mark Lynas'ın dediği gibi, "para ve güç odaklarının çıkarları lehine bilimin sık sık iğdiş edildiği günümüzde, atmosfer bilimi 'mavi gökler' ögesini kelimenin her anlamıyla korumayı başarmış ve bu sayede zenginliğini artırmıştır." İşte, çoğunun adsız birer kahraman sayılması gereken bu bilim insanları, iklim değişikliğinin –ya da küresel ısınmanın–  gerçek olduğu konusunda somut bir mutabakat oluşmasını böylesi güçlüklere rağmen sağlamışlardır. (High Tide – News From A Warming World,  Flamingo, 2004).

 

Terminatör Vali, azmin gücünü ortaya koymakta kararlı; ama partisinin ve ülkesinin güçlü lideri hiç de böyle düşünmüyor. Dünya ülkelerinin büyük çoğunluğunun onaylayıp yürürlüğe soktuğu Kyoto Protokolü'nün kapsama alanı dışında kalmayı seçtiği gibi, bununla da yetinmedi Bush yönetimi. Sadece 5 yıl sonra, gezegen karşısındaki bu büyük tehditle biraz olsun başedebilmek için getirilmesi düşünülen yeni bir anlaşmanın konuşulduğu uluslararası toplantıyı da sabote ve berhava etti. Üstelik, Kyoto'yu imzalamamış olduğu için, kendisinin oy ve söz hakkı bulunmadığı bir toplantıdan söz ediyoruz!

 

Dünyada yükselen terör ve şiddetten binlerce kat yükseklikte bir tehdit oluşturan küresel iklim değişikliğidir sözkonusu olan. Dünyanın önde gelen Amerikalı ve Britanyalı iklimbilimcileri, bunu tastamam bu sözlerle ifade ediyorlar.

 

Ama, apaçık ki, ABD ve Britanyalı siyasetçilerin önceliği hiç de bu yönde değil. Onların temel önceliği "terörle savaş"ta. ABD, çağın "görünen" büyük felaketi tsunaminin kurbanlarına yardım için 350 milyon dolar ayırırken, Irak'ta yüz bin insanın üstünde ölüm getiren savaş ve işgale, şu yazının yazıldığı saate kadar 150 milyar dolardan fazla harcamış durumda. Yani, sadece bir buçuk gün için bu kadar para harcıyor. (Bkz.: George Monbiot, "Tsunami Kurbanları Irak Savaşının Bedelini Ödüyor," The Guardian, 4 Ocak 2005)

 

Burada bir öncelik şaşırması, yani öldürmeyi kurtarmaya tercih durumu yok mu yani?

 

Kavramların böylesine karıştırıldığı bir dünyada, başımıza sadece çamur değil, taş da yağacağa benzer. Şaşkın Kaliforniya Valisi yanılıyor: Doğa'nın gücüne değil, para ve güç sahiplerinin elindeki sahte liderlerin ölümcül programlarına azimle karşı koymamız gerekiyor asıl.

 

Devamı haftaya...