No.443 - Şok ve Dehşet

-
Aa
+
a
a
a

Geçen hafta Felluce’de kitle imha silahları bulunduğu ve kullanıldığı bildirildi. ABD’nin saygın San Francisco Chronicle gazetesi, birinci sayfa haberinde şöyle yazıyordu:

“Bazı toplarla atılan mermiler bir ateş perdesi yaratıyor ve bu ateş, suyla söndürülemiyor. Direnişçiler kendilerinin derilerini eriten bir madde ile saldırıya uğradığını bildiriyor ki bu, beyaz fosforyanıklarına özgü bir reaksiyon. Bölge hastanelerinden birinde görevli doktorlardan Kemal Hadisi: ‘Bize hastaneye getirilen direnişçilerin bedenleri yanmış, cesetlerin bazıları da erimişti” dedi.” (SF Chronicle, 10 Kasım 2004)

İki gün önce Felluce yakınlarında toplu mezarlar bulunduğu bildirildi. Arap dünyasının saygın El Cezire televizyonu Pazar günkü yayınında şu röportaja yer veriyordu: Felluce’nin komşusu Saklaviye kasabası sakinleri El Cezire kameralarına, 73 Fellucelikadın ve çocuğun yanarak tanınmaz hale gelmiş cesetlerini topluca bir çukura gömmekte yardımcı olduklarını anlattılar. Gömme işlemine yardımcı olanlardan bir Saklaviyeli, tüm cesetlerin tek bir toplu mezara gömüldüğünü anlattı: “Onları buraya gömdük, ama kimliklerini tespit edemedik, çünkü hepsi Amerikalıların kullandığı napalm bombalarıyla yanmış, kömür olmuştu.” (Aljazeera.net, 21 Kasım 2004)

Geçen aydan beri Felluce’de – ve Irak’ın dört bir yanında –  tehcir”var: ABD’nin saygın New York Times gazetesi olay mahallinden bildiriyor: “Acınası, derme çatma kamp yeterince yiyecek, temiz içme suyu, elektrik ya da tıbbi yardımdan yoksun...Bu kalabalık ve sefil yer, 200 bin Felluceli’nin şimdi Irak’ta nasıl bir hayat sürdürdüklerine dair küçük bir ipucu sayılabilir: Yaklaşık 300 bin nüfusun 200 bin kadarı, yardım kuruluşlarının ifadesiyle, ABD ve Irak askerlerinin 7 Kasım’daki Felluce istilasından haftalar önce kaçmıştı... Mültecilerin çoğu kuvvetli kabile ve aile bağlarına dayanarak orta Irak’ta akraba ve dostlarının evlerine ve bahçelerine sığındı... 100 bini Amiriye’de, 30 bini Bağdat’ta... Habbaniye, Saklaviye, Nuaymiye ve Karma gibi kasaba ve şehirlerin her biri 10’ar, 20’şer bin Felluceli’ye barınak olmuş durumda.” (Robert A. Oppel, Jr, NYT, 18 Kasım)

Epey zamandır Felluce’de – ve Irak’ın dört bir yanında –  bir de “dehşet tiyatrosu” var. Dünyanın önde gelen terorizm uzmanlarından sayılan ve “El Kaide” kitabının yazarı Jason Burke bildiriyor: “ABD deniz piyadeleri, Cuma günü Felluce’de bir evin kapısını kırıp bir eve girdiklerinde, oturma odasında, son model aletlerle donanımlı doğaçlama bir televizyon stüdyosu buldular... Son aylarda onlarca Iraklı rehinenin öldürülmesinden sorumlu olduğu düşünülen militan grubun bayrağı da oradaydı... Risk şurada: Duyarsızlaşabiliriz. Cihadi video bantlarının teroristler tarafından bir “sanat türü” olarak geliştirmesi ile birlikte, dehşet sahneleri de “hardcore” porno sitelerinde, büyük yapım filmlerde ve video oyunlarında çok daha yaygın hale geldi... Amerikan internet sitelerinde “ırza geçme”, araba ve tren kazaları videolarının yanı sıra bu yıl asilerin yayınladıkları “infaz” video kayıtlarını kolayca bulmak mümkün. Abone olduğunuzda, her iki tür filmi de satın almış oluyorsunuz.... (The Observer, 21 Kasım)

Bomba, fosfor, napalm, katliam, zorunlu göç ve terör... Seçimler, borç ertelemeler ve direniş... Özetle hal böyleyken böyle... Biliyor musunuz, ABD yönetimi dünyaya ilişkin her konuda hepimize yalan söyledi: Kitle imha silahları, Irak-El Kaide bağlantısı, Afganistan’a, Irak’a ve Ortadoğu’ya demokrasi ve özgürlük geleceği, iklim yıkımı falan olmadığı, olup bitenlerin şirket kârlarıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığı, yeryüzünün çok daha güvenli bir yer haline geldiği vesaire ve saire... Kısacası, akla gelebilecek her hayati konuda bizi moronlaştırıp kafamızı bu korkunç yalanlarla ütüledi.

Bir konu hariç: Daha ilk günlerde “Şok ve Dehşet”le geliyorum dedi bize ey okur ve şimdi daha iyi anlıyoruz ki bu konuda asla yalan söylemiyordu işte; bizi asla yanıltmadı...