No.401 - Yeni Yıla Doğru Dünya

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!..

 

New York: Beşinci Cadde’de Noel Baba’ların gözalıcı kırmızı beyaz renkleri yarı-otomatik silah namlularının parlak siyah çeliği ile içiçe geçiyor, kent stratejik noktalarında devriye gezen ağır silâhlı polis memurlarıyla dolup taşıyor ve bir dördüncü renk işin içine karışıyor. “Turuncu alarm”: En yüksek ikinci seviyedeki uyarı. Dünyanın en çok aranan ve korkulan terör şebekesinin yeniden vurmaya hazırlandığı ihbar edilmiş. Tanınmış ve fakat mesafeli yaklaşılan bir Arap televizyon kanalından, terör şebekesinin ikinci adamından geldiği belirtilen bir bant kaydı yayınlanmış: “Şebeke Amerikalılarla onların müttefiklerini her yerde kovalamaya devam ediyor – kendi evlerinde bile!”

 

Ağır silâhlar kuşanmış polis ve Ulusal Muhafız birlikleri, bütün büyük kentlerde olduğu gibi burada da her yerde tetikte: Havalimanlarında, garlarda, köprülerde, alışveriş merkezlerinde ve meydanlarda... (The Independent, 23 Aralık 2003)

 

Los Angeles: Ünlü bir şarkıcı ile meme kanseri üzerine röportaj yapmak üzere Avustralya’dan kalkıp gelen bir kadın dergisi editörü, New York’a geçmek üzere LAX havalimanına iniyor. Önceden sahip olması gereken ve fakat bu husus kendisine bildirilmediği için özel I-vizesine sahip olmayan gazeteci özel koruma polisleri tarafından gözaltına alınıyor, defalarca aramadan geçiyor, parmak izleri alınıyor, kelepçelerle yolcuların önünde oradan oraya gezdiriliyor ve 14 saatin sonunda Qantas uçağı ile ülkesine geri postalanıyor. (LA Weekly, 19-25 Aralık 2003)

 

Toledo: Bir Avusturya sinema dergisinin başyazarı, ünlü bir oyuncuyla mülâkat yapmak üzere havalimanına iniyor. Özel vizesi olmadığı için gözaltına alınıp gece boyunca 45 kişi ile birlikte açık tuvaletli, metal ve beton sıraların bulunduğu özel bir yerde tutulup geri postalanıyor. Bir Danimarkalı gazeteci vesikalık resimleri, parmak izleri ve DNA örnekleri alındıktan sonra, biri gazeteci 5 Fransız, kelepçeli ve fakat kemerleri ile ayakkabı bağları alınarak havaalanında dolaştırılıyor. (The Toledo Blade, 13 Aralık 2003)

 

Kudüs: Bir Arap ülkesinin Dışişleri Bakanı İsrailli yetkililerle görüştükten sonra onların himayesinde kutsal El Aksa camiinde geç bir namaza duruyor, Filistinli cemaat, önce avludaki ayakkabılarını fırlatıyor, sonra da Bakanın üstüne yürüyor, adam bembeyaz oluyor, paniğe kapılıyor ve nefes darlığı geçiriyor. Aynı anda, silâhlı korumaları onu kaptıkları gibi helikoptere atıyor ve hastaneye yetiştiriyor. (BBC News)

 

Harare: Zimbabwe’nin merkezindeki büyük Barbours alışveriş merkezinde kırmızı krep kâğıda yapıştırılmış altın yaldızlı hilallerin altında Noel alışverişi hararetle devam ediyor, siyah ve beyaz ırka mensup alışverişçilerin küçük çocukları pembe oyuncak ayıları 101 bin Zimbabwe dolarına, yani aylık ücretlerin üç katına kapış kapış alırlar, sonra da Afrika’daki en büyük ikinci lüks araba cenneti olan bu ülkede ışıl ışıl 4x4 Pajero’larına atlayıp Beverly Hills tarzı vanilya renkli şahane villalarına yol alırlarken, kentin başka yerlerinde evsiz bir kadın 4 aylık bebeğini 8 ABD dolarına satışa çıkarıyor, 6 kilometre ötedeki mütevazı alışveriş merkezinde alışveriş yapanlar bir paket lacto (ekşi süt) ve bir demet havuç alıp çıkıyorlar. Ülkede 5 milyon insanın açlık sınırı altında olduğu, enflasyonun yüzde 619, işsizliğin yüzde 70’i aştığı BM örgütü tarafından açıklanıyor. (The Independent, 23 Aralık 2003)

 

İstanbul: 20 Aralık veya 24 Aralık başlangıçlı Noel Haftasında başta ABD ve İsrail olmak üzere batılı ülke çıkarlarını hedef alacak yeni eylemlere yönelik planlamaların tamamlandığı ve bazı büyük alışveriş merkezlerinin hedef alındığı özel işyerlerine tebliğ ediliyor. (22 Aralık 2003)

 

* * *

 

Bil bakalım ey okur, bu yukarıda okuduğun satırlar aşağıdaki distopya’lardan hangisine ait:

a)       Mad Max;

b)       Escape From New York;

c)       Blade Runner;

d)       Otomatik Portakal;

e)       1984

 

Doğru cevabı bilenlere, tefrikacınız gür ve coşkulu bir Noel Baba kahkahası armağan edebiliyor ancak: Ho ho hoo!

 

Devamı haftaya...