Merhaba kâinat!...
Amerika Birleşik Devletleri ordusunda eğitim seferberliği başlamış. İsrailli cinayet özel timleri “hedef alınmış cinayetler” işlemekteki ustalık ve tecrübelerinden dolayı göreve çağrılmış. Şehir savaşı uzmanı adı verilen bu “cinayet uzmanları” kendilerininkine benzer Amerikalı cani timlerini eğitip yetiştirmek üzere ABD’de, Kuzey Carolina’daki ünlü Bragg Kalesi karargâhında, yani özel timlerin öz karargâhında eğitim seminerlerine başlamışlar bile. The Guardian gazetesinin Washington muhabiri Julian Borger’ın, ABD istihbarat ve askeri yetkilileri ile görüşüp bildirdiğine göre İsrail ordusunun askeri “danışmanları” ayrıca “yerinde eğitim” vermek üzere olsa gerek, Irak’a da gitmişler.
ABD askerleri, esasen İsrail’in işgal altında tuttuğu topraklarda yıllardan beri uygulamakta oldukları “taktik”leri kopya etmeye “Sünni Üçgeni” diye adlandırılan yerde başlamışlar, bazı kasaba ve köyleri toptan dikenli-elektrikli tellerle kapatıp içindeki binaları da iş makineleriyle yerle bir etmeye girişmişlerdi.
İsrailli uzmanlardan eğitip görüp görmediklerini öğrenemediğimiz bazı ABD özel timleri ise -- hâlâ bazılarımızın ne de olsa egemen bir devlet saydığı -- Suriye’nin içlerine kadar girip, yabancı “cihadi”leri yani El Kaide gibi şebekelerle bağlantılı olduğu sanılan teroristleri, daha sınırı aşıp Irak’a girmeden imha etme çalışmalarına giriştiği, gerilla liderleri diye adlandırılan insanları da “nötr” (yani, muhtemelen, ceset) haline getirmek üzere bir ayrı odak grubunun oluşturulduğu da aynı gazetenin haberinde yer alıyor. Haberde, İsrailli cinayet timlerinin Suriye’ye Amerikalı öğrencileri ile birlikte girip girmedikleri konusunda bilgi yok. (Julian Borger, “Israel Trains US Assasination Squads in Iraq” / “İsrail ABD Cinayet Timlerini Irak’ta Eğitiyor” The Guardian, 9 Aralık 2003)
Hemen “boynuz kulağı geçer”miş diye bilgiçlik taslamak geçiyor tefrikacınızın içinden. Ama, biraz düşünüp, bir başka atasözü ile kendine cevap veriyor tefrikacı: “Kazın ayağı öyle değil.” Değil, çünkü ABD sadece kendisinin uyacağı yeni uluslararası kurallar (normlar) koyma konusundaki tekelini küçük İsrail’e bırakmış filân değil aslında. Hedef alınmış insanları katletme konusundaki kuralı ABD çok önceden koymuştu da bu seferlik küçük ortağına devrediyor. “Hegemonya ya da Hayatta Kalma” başlıklı yeni kitabında Noam Chomsky’nin yazdığı gibi, “sadece silâhları ve inançları olanlar, kendi taleplerini dünyaya dayatacak otoriteye sahiplerdir. ... Sadece en güçlü olanların – kendileri için -- uygun kuralları koymaya yetkilidirler görüşü ise abartmalıdır. Bu yetki bazen güvenilir müşterilere de devredilebilir.” (Hegemony or Survival, Hamish Hamilton/Penguin, Londra, 2003, s. 22)
Chomsky’nin kaydettiği üzere iki İsrailli sivil haklar savunucusu hukukçu resmi ve yarı resmi kaynakları bir bir tarayarak şöyle bir listeye ulaştılar: 2000 Kasımı ile 2003 Nisanı arasında İsrail ordusunun giriştiği tasfiye ve cinayet işlemleri sonucunda İsrail’in en az 175 cinayet girişimi olmuş (yani her 5 günde 1 girişim), bunların sonucunda da 235 kişi katledilmiş. Katledilenlerden de 156’sı ‘suç işlediğinden şüphelenilen kişi’ imiş. Hukukçular, verdikleri raporda şöyle diyorlar: “Bunu söylemek bize çok acı veriyor, ama tutarlı, yaygın ‘hedefli cinayetler’ politikası, insanlığa karşı suç statüsüne yakındır.” (age. s. 24 ve not 26)
Terörü dünyadan kaldırıp yeryüzünü daha güvenilir hale getirmek üzere getirilen yeni kural, yani yeni cinayet kampanyası hepimize hayırlı, uğurlu olsun.
Devamı haftaya...
