No.385 - '100' sayısının uğuru

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!..

 

Üç haneli sayıların kimileri için önemli, hatta uğurlu bile sayıldığı biliniyor.

 

Bu hafta sonundan itibaren elimizde iki tane var bu üç haneli sayılardan:

 

Birincisi: Britanya adalarında sıcaklık rekoru kırılmış: 100 derece Fahrenheit! Heathrow hava limanında Cumartesi günü ölçülmüş bu (37.9 C) 1875’te ilk kayıtların tutulduğundan bu yana adalar hiç bu kadar ısınmamış. En son 1990’da 98.9 F olmuş rekor. Ama asıl iş, 100’ü bulmadaydı! Eh, şimdi bu “sihirli sayı”ya ulaşınca, Britanya ahalisinin birden ayılıp, küresel ısınma denen büyük felâketin, yani insan faaliyeti sonucunda gezegenin suyunun ısındığının ayırdına varması bekleniyor, The Independent’ın yazdığına göre. Hoş, West Midlands cankurtaran servisi yöneticisinin “Doğa dramatik bir şekilde dizginleri ele aldı!” diyerek fail ile maktulü karıştırdığına (BBC) bakılacak olursa, bu uyanmanın pek de çabuk olacağını beklemek iyimserlik olabilir. (Bu ayılmayı yalnız İngilizler’den beklemekse, iyimserliğin de ötesinde, safdillik diye nitelendirilse yeridir.)

 

İkincisi, komşudan: Irak’ta “savaş’ın esas olarak bittiğinin” “Top Gun” filmindeki kahraman pilotu oynayan oyuncu Tom Cruise kılığındaki Başkomutan tarafından ilân edilmesinin üstünden tam 100 gün geçti. Yani, Irak’ta ‘Barış’ın 100 günü doldu! Bu 100 günün şerefine olsa gerek, Başkomutanın suretini taşıyan kahraman asker oyuncakları da Barbie ve Ken bebekleri gibi piyasaya verilmiş. (Bu “yavrunu sevindir” oyuncakların fiyatı: 39.99 $. Yıkılıp yerle bir edilmiş bir Irak evinin harabesi içinde kahraman ABD piyadesini sembolize eden oyuncağın fiyatı da aynı. Ev+asker = 39.99$)

 

Başkomutan, “100 ‘Barış’ Günü” şerefine, radyodan şöyle bir nutuk atmış:

“Irak halkı için hayat normale dönüyor ... Tüm Amerikalılar, ordumuzun ve geçici idarenin Irak'ta başardıklarıyla gurur duyabilirler." (The Independent)

Bu konuşmanın yapıldığı sıralarda ABD askerlerinin elektrik kesintisi esnasında paniğe kapılan Amerikan askerlerinin rastgele etrafa ateş açması sonucunda Iraklı bir baba ile üç çocuğunu arabalarında, dokuz aylık hamile annenin gözü önünde öldürüldüğü; 57 C derece sıcakların kasıp kavurduğu Basra'da benzin ve elektrik yokluğunu protesto eden binlerce Iraklı gencin iki gün boyunca işgal askerleriyle çatışmaya girdiği ve olaylarda en az iki ölü birçok yaralı olduğu; nutku takip eden gün içinde Iraklı gerillaların bombalı saldırılarda 1 ABD askerinin öldürüp 2’sinin yaraladığı, 1 ABD askerininse kışlasında “ölü bulunduğu”; 100 günlük barışın son günlerinde günde en az 14 saldırı yapıldığı; saldırılarda petrolcü ABD firmaları çalışanlarının öldürüldüğü, işgalcilere destek olan Polonyalı askerlerin karagâhına saldırıldığı, komşu (Arap ve Müslüman) Ürdün Büyükelçiliği’ne düzenlenen korkunç roketli saldırıda ölenlerin sayısının 17’ye çıktığı; Bağdat’taki Britanya hükûmet temsilciliğinin önünde İngiliz askerlerin kamyonlarına el bombaları atıldığı; cephedeki ABD askerlerinden Amerika’daki sivil örgütlere günde 500’den fazla elektronik mesaj gönderip “eve dönelim” dediği ve ilh... (BBC, The Observer, The Independent ...) gözönüne alınınca, insanın aklına iki şey geliyor:

Başkomutan Bush, “normal hayat” kavramını biz diğer normal ölümlülerden farklı kullanıyor;‘100’ sayısı, yaygın kanaatin aksine, kimileri için uğurlu değil. 

* * *

 

Türkiye’nin Irak’a asker gönderme konusunda 12 Ağustos Salı günü Çankaya’da “zirve” yapılacağı, Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Büyükanıt tarafından açıklandı. Gazeteler, Komutan’ın, Başbakan’ın daha savaş başlamadan önce kullandığı bir deyimi kullanarak: “Komşudaki yangına bigâne kalamayız,” dediğini belirtiyorlar (Hürriyet, 11 Ağustos 2003) . Başkomutan Bush’un, komşumuz Irak’ta yangın olmadığını ulusa ve dünyaya hitaben yaptığı radyo konuşmasında belirtmiş olduğunu gördük. Zira, yangın olan yerde “normal hayat” sağlanmış olamaz. Zaten, yangının Amerikan askerleri ve Amerikan işgal güçlerinin atamasıyla kurulan geçici yönetim tarafından söndürülüp normal hayata geçilmiş olması ile de gurur duyuyor Bush. Belli ki, ABD ‘dramatik bir şekilde dizginleri ele geçirmiş’.

Eh, ABD Başkan ve Başkomutanı Bush’un doğru söylemeyeceği düşünülemeyeceğine -- bu pek ‘anormal’ bir düşünce olurdu -- ve fakat Irak’ta yukarıda özeti verilmeye çalışılan kaos verileri de herkesçe bilindiğine göre, o zaman Çankaya’daki zirvenin ana konusunu yangından başka birşey oluşturacağını düşünmemiz de yanlış olmaz herhalde...

 

Devamı haftaya...