Merhaba kâinat!..
Bir kısa tatil -- ya da, meseleye nasıl baktığınıza bağlı olarak -- uzatmalı hafta sonu yapılıyor şunun şurasında ... Ve bakın, neler oluyor:
16 Mayıs Cuma akşamı: Fas’ın ticari başkenti Kazablanka’da şehrin göbeğinde yarımşar saat aralarla birbirini izleyen beş büyük patlama. Hepsi, çağımızın en belirgin fenomenlerinden biri, belki de başlıcası haline gelen intihar saldırısı sonucu en az 41 ölü, 100 yaralı. İntihar komandolarından 10’u da ölenler arasında. Batı ülkeleri ve İsrail vatandaşlarının müdavimi ya da sahibi olduğu yerler hedef alınmış: Bir İspanyol lokantası, 5 yıldızlı bir otel, bir Yahudi cemaat merkezi ve Belçika konsolosluğu. Kurbanların çoğu Faslı. Ölenler arasında 3 Fransız, 2 ispanyol, 1 İtalyan. İçişleri Bakanı’na göre, dört gün önce Riyad’da 34 kişinin ölümüne yol açan koordone bombalama dizisi ile benzerlikler var. (Riyad patlamaları ile aynı günlerde Pakistan’ın başkenti Karaçi’de Shell benzin istasyonlarına yine koordone olarak yapılan 40’ı aşkın patlamalı saldırı da yöntemsel çağrışımlar yaparken, Çeçenistan’da Znamenskoye’deki olağanüstü korunaklı merkez binalarına kamyonetle yapılan ve 40 ölü, 200 yaralı ile sonuçlanan intihar komandosu saldırıları da akıllarda yer ediyor.) BBC muhabirine göre, El Kaide’den esinli ve onun Kuzey Afrika hücresiyle bağlantılı olduğuna dair belirtiler görünüyor. Zaten, dünya çapında uyarılar da birbirini kovalamış, uyarılardan birkaç ay önce de El Kaide şefi Bin Laden’den geldiği ileri sürülen bir mesajda Fas’ın “dönek” ya da “mürted” ülkeler listesine alındığı belirtilmişti.
17 Mayıs Cumartesi: İsrail’de Batı Şeria’nın Hebron (ya da El Halil) kentinde bir patlama: 4 ölü. Dinibütün Yahudilerin kılığına girmiş bir Filistinli intihar komandosu, kendisi ile birlikte bir İsrailli adamla hamile karısını (karnındaki bebeği ile) öldürüyor.
18 Mayıs Pazar: Kuzey Kudüs’te bir otobüse binen bir Hamas intihar komandosu, kendisiyle birlikte 7 İsrailli yolcuyu havaya uçurup öldürüyor. Dakikalar sonra bir başka intihar komandosu kendini havaya uçuruyor; ciddi bir yaralanma yok. Aynı gün, BM, Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde barış gözlemcisi olarak görev yapan, biri Nijeryalı, Biri Ürdünlü iki elemanının, etnik milislerden biri tarafından vahşice öldürülmüş olduklarını açıklıyor.
19 Mayıs Pazartesi: Gazze Şeridi’nde bisikletli bir intihar komandosu, bedenine sardığı bombaları patlatınca 3 İsrailli asker yaralanıyor. Aynı gün, İsrail’in kuzeyindeki Afula kentinde, Batı Şeria’dan gelen 19 yaşındaki bir kız öğrenci, bir alışveriş merkezinin girişinde, korumalar kendisini durdurmak isteyince üstündeki patlayıcıları patlatıyor: Korkunç infilakle birlikte en az üç ölü, 48 yaralı. Saldırıyı İslami Cihad ve El Aksa Şehitler Tugayı adlı iki örgüt birden üstleniyor. Aynı gün, Cezayir ordusu, Sahra çölünde rehine olarak tutulan 15 Avrupalı “macera turisti”nin kurtarılmış olduğu yolunda Alman basınında çıkan haberleri yalanlıyor. Yine aynı gün, güney Lübnan’da Filistinlilerin kaldığı Ayn el Hilve mülteci kampında iki rakip hareket arasında otomatik silahlar ve RPG’lerin kullandığı çatışmada en az 5 kişinin öldüğü, en az 21 kişinin yaralandığı bildiriliyor.
20 Mayıs Pazartesi sabahı: Ankara’da Karanfil sokağı ile Gazi Mustafa Kemal bulvarının keşiştiği noktada bulunan bir kafenin tuvaletinde bir kadının üstüne bir bombayı yerleştirmeye çalışırken meydana gelen patlamada hayatını kaybettiği, kendisinin bir DHKP-C militanı olduğu açıklanıyor.
Aynı gün, öğlen sularında ABD yetkilileri Suudi Arabistan’da yeni terör saldırılarının “pek yakın” olduğu konusunda uyarıda bulunuyor bazı konsolosluklarını geçici olarak kapattığını duyuruyor...
Uzatılmış haftasonu tatilinden dönüp işbaşı yaptığımızda bu dehşetengiz bilançoyu gözden geçirdiğimizde, aklımıza ABD Başkanı George W. Bush’un Irak zaferinden sonra daha bu ay başında yaptığı duyuru geliyor: “El Kaide kaçacak delik arıyor,” demişti Başkan. “Ülkemize saldıran o terorist grup, yavaş yavaş, ama emin bir şekilde unufak ediliyor... Bunlar artık mesele olmaktan çıktı.”
Terörün ve en korkunç terör gruplarının mesele olmaktan çıktığı da nereden çıktı Allah aşkına? Irak savaşından sonra dünyanın daha güvenli bir yer haline geldiğini, “vizyon” sahibi olduğu şu sıralarda durmadan kafamıza kakılan İmparator’dan başka kim söyleyebilirdi?
Devamı yarın...
