Merhaba kâinat!..
Yerküremiz yeni bir çağın içine bodoslamasına daldı. Buna ister Robert Fisk’in Amy Goodman’a verdiği son mülâkattaki gibi “yeni emperyalizm çağı” deyin, isterseniz, “bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç” şarkısını hızlı hızlı terennüm etmeye başlayın, farketmez. Çok alâmet belirdi, vakit yakındır. Naçiz tefrikacınızı da bir kez daha şeamet tellallığı ile suçlama çabanız da durumu değiştirmeyecektir – maalesef ya da iyi ki.
Alâmetlerden sadece üç dört tanesine – o da şöyle üstünkörü – bir göz atarsak:
Kuzey Koreliler, Amerikalı efendilerimizle yaptıkları üç günlük kısa görüşmenin sonunda pek net konuşmuşlar: Hükûmetin baş görüşmecisi Ri Gun lâfı hiç dolandırmamış ve ABD’nin baş görüşmecisi James Kelly’ye K.Kore’nin nükleer bombaları olduğunu, bunları deneyebileceğini, ihraç edebileceğini ya da kullanabileceğini söylemiş. Hem de resmi toplantılarda değil, bir “sosyal buluşma”da, muhtemelen müzik eşliğinde, kadeh tokuştururken söylemiş. (http://www.msnbc.com)
Amerika’nın en merkezdeki haber kaynaklarından birine takılmışken, onun köşe-bucağına dalmadan olmaz. Colorado Üniversitesi profesörlerinden Ira Chernus’un sıkı dedektiflik çalışması sonucu burada bulduğu bir pırlanta var (http://commondreams.org). İsrail’in sahip olduğu o akıl almaz kitle imha silâhları (tabii başta atom bombaları) hakkında müthiş bir grafik çalışma ile süslediği muazzam bir bilgi hazinesi bu. Şu adrese girin: http://www.msnbc.com/news/wld/graphics/strategic_israel_dw.htm. Ardından, farenizle bütün işaretli bölgelerde dolaşın ve – görün dünyanın kaç bucak olduğunu! Sonra, bilgisayarınızı kapatma ve sonsuza kadar kapalı tutma eğiliminizi bastırıp; başka web sitelerine girmeyi deneyin. Merak etmeyin, beterin de beteri olduğunu hemen göreceksiniz: Wired dergisinde Noah Shachtman, ABD’ye 10 bin bomba yetmediğini, Bush yönetiminin yeni nükleer bombalar yapma planını, hem de en netameli laboratuarda yeniden yapmaya hazırlandığını ayrıntılarıyla yazıyor. Nükleer savaş başlığının ölümcül kalbi sayılan yeni plütonyum çukurları en kısa sürede alkışlarınızla huzurlarınızda:
http://www.wired.com/news/politics/0,1283,58592,00.html adresinde okuyun.
Ürküntüyü üzerinizden atar atmaz, Pentagon’un ilk kez açıkladığı yeni Gürbüz Nükleer Yer Delicisi adlı termonükleer silâh, ya da, başka bir deyişle, sığınak delen müthiş hidrojen bombası imalatı hakkında özel bilgilerle eğitiminizi ilerletebilirsiniz. (San Jose Mercury gazetesinden Dan Stober yazıyor: http://www.siliconvalley.com.
Bu hafta sonu karabasanınız için son olarak, bir ay kadar önce yayınlanmış bir söyleşiyi salık veririz. Pentagon’un Seyreltilmiş (Tüketilmiş) Uranyum Projesi’nin eski başkanı, eski savaş pilotu, nükleer fizik uzmanı, temizlemeye çalıştığı DU silâhlarından dolayı bedeninde ‘küçük bir köyü parlatacak miktarda radyasyon barındıran ve bu yüzden 15 karaciğer ameliyatı geçirmiş bir uzman ve Amerikan toplumunun yeryüzüne armağan ettiği en ilginç insanlardan biri olan Profesör Doug Rocke ile El Cezire TV’nin yaptığı mülakat bu. ABD’nin birinci Körfez savaşı’nda ve yeni biten Irak istilâ savaşında kullanmakta israr ettiği DU mermilerinden bahsediyor:
“Savaşta uranyum silâhları kullanan herkes, bunun Tanrı’ya karşı suç olduğunu, insanlığa karşı suç olduğunu anlamak zorunda. Bilerek ve isteyerek radyoaktif atık saçıyorsanız, bunun sağlığa etkilerini göz ardı ediyorsanız ve temizlemeyi reddediyorsanız, bu hem Tanrı’ya karşı, hem de insanlığa karşı suçtur.”
DU mermilerinden bölgeye yayılan zehrin yarattığı kirliliğin en az 4 buçuk milyar yıl süreceğini söylüyor profesör. Yeryüzünün ortaya çıkmasından bugüne kadar da aşağı yukarı 4 buçuk milyar geçmişti zaten. Denklem tamam: 4,5 eksi 4,5 eşittir sıfır yılı! DU etkisinden kurtulmak için bu kadar vaktimiz olacağını sanıyor musun gerçekten, ey okur? İşte sana hafta sonunda hoşça vakit geçirmeni sağlayacak minik bir bulmaca sorusu.
Devamı gelecek hafta...
