No.330 - 11 Kelimede Geçmişimiz ve Geleceğimiz

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!..

 

Türkiye’de belki hiçbir zaman sahip olamadığımız, dünyada ise bir zamanlar sahip olup da artık örneklerine ne yazık ki pek ender rastladığımız gerçek gazeteci (yani tarafsız değil, nesnel doğruları, doğru bildiği yolda aktaran gazeteci) türünün yüzağartıcı temsilcilerinden Robert Fisk, bu akıl almaz iğrençlikteki riya ve dezenformasyon okyanusunun içinde suyun yüzünde kalıyor, rahat ve güven verici kulaç atışlarıyla bize neler olup bittiğini anlatmaya devam ediyor:

 

Bağdat: Ertesi GünFisk’in Independent’daki yazısının başlığı böyle.

 

Altbaşlığı da şöyle:

 

“Kundaklama, anarşi, korku, nefret, histeri, yağmacılık, intikam, vahşet, kuşku ve intihar

bombacıları”.

 

Kitle imha silâhlarının yarattığı tehdidi ortaya kaldırmak diye başlayan, sonra rejim değişikliğine, son olarak da Irak halkının özgürlüğe kavuşturulması diye bütün dünyaya yutturulmak istenen bir “olay”ın ilk sonuçlarının bir röntgeni işte.

 

Ama, bununla da kalmıyor bu başlık ve altbaşlık. Aslında olayın “perde arkası”nı da olağanüstü bir keskinlikle “ima ediyor” sanki:

 

ABD’nin imparatorluk hegemonyası... petrol akışının kontrolü... enerji tüketme çilgınlığının yarattığı kontrol çılgınlığı... İsrail’in aşırı sağcı Siyonist emellerine bir yan unsur olarak hizmet edilmesi... İslam ve Arap bölgelerinde siyasi kültürün değiştirilip Batı’nın ırkçı normlarının hâkim kılınması... uluslararası ilişkiler sisteminde kaba kuvvetin tam anlamda norm haline getirilmesi... ABD yönetiminin dev silâh, ilâç, finans vb. şirketleriyle ve üniversiteleriyle içiçe yürüttüğü kolonyalist emellerini kuramsallaştıran ve yönlendiren pre-faşist çok dar bir grubun korku, histeri, cinnet ve eş-dost-ahbap çıkarlarını kollama gözüdönmüşlüğünün damgasını yıllar yılı taşıyan bir programın denemesinin yürürlüğe konması... bütün bu gerçekliklerin konuşulması yerine “cehalet, güçtür” diyen meşhur totaliter sloganın beyinlerimize bir kere bir kere daha çakılması... ve belki, bu zehirli atmosferde tüm canlıları bekleyen tarife gelmez tehlikelerin dev gölgelerinin ufkumuzu tümden kaplayacak hale gelmesi...

 

Şeamet tellâllığı sıfatını edinmekten artık korkmayan nâçiz tefrikacınızı korkudan tir tir titreten “armageddon” heyûlâsını anlatan üç-beş kelime işte.

 

Kısacası, kulağımıza her gün üç kere okunup üflenen özgürlük, kurtuluş, güvenlik, refah ve mutlu istikbal, nurlu ufuklar sözlerinin kelimesi kelimesine tercümesi oluyor bu altbaşlık.

Irak’ın başkenti Bağdat’ın Amerikan ve İngiliz askerlerince “düşürülmesi”nin ertesi gününden insan manzaralarını anlatan yazının uzun altbaşlığı.

 

Bir hakiki “vak’anüvis”in dün, bugün ve – işin ilginç yanı, hiç alışılmadık şekilde – yarın için kroniği, düştüğü kayıt:

 

Kundaklama,

anarşi,

korku,

nefret,

histeri,

yağmacılık,

intikam,

vahşet,

kuşku,

intihar bombaları.

 

* * *

 

Oku bu 11 kelimeyi, ey okur.

 

Ve titre mücrim gibi, baktıkça istikbâline.

 

Devamı haftaya...