Merhaba kâinat!..
Amerikan İmparatorluğu lejyonları Ortadoğu’da bir Arap ülkesinin başkentini tarihte ilk defa işgal etti.
Lejyondan bir asker, Independent’ın ünlü muhabiri Robert Fisk’in “kıyağı” ile, iki aydır konuşamadığı Michigan’daki annesini onun cep telefonundan arıyor: “Hey, selâm bizimkiler. Bağdat’tayım... Savaş birkaç gün içinde biter. Yakında görüşürüz.”
Fisk, Amerika’yı bu tehlikeli zalim topraklarda bekleyen ölümcül tehlikelere rağmen onbaşının gösterdiği bu masumiyete hayran olduğunu itiraf ediyor:
“... Ve böylece, dün gece, tank mermileri hâlâ kentin orasında burasında patlarken, Bağdat yeni efendisinin ayakları dibinde yatıyordu. Kentin tarihinde onlar gelirler ve giderler: Abbasiler, Ümeyyeler, Moğollar, Osmanlılar, Britanyalılar ve şimdi de Amerikalılar...
“Ama bir savaşı kazanmak bir şeydir; tüm bu savaşın altında yatan ideolojik ve ekonomik projede başarı kazanmak bambaşka birşeydir. Amerika’nın Arap dünyası üzerindeki efendilik durumunun ‘gerçek’ hikâyesi şimdi başlıyor.”
* * *
Amerikan İmparatorluğu, müthiş yeni programlarının --Noam Chomsky’nin deyimini ödünç alırsak -- “deneme sürümü”nün bir geçiş evresini dün bütün televizyon ve bilgisayar ekranlarında biz seyircilere sundular. (Hadi bu oyun programını “İmCity” diye vaftiz edelim—İmparatorluk’tan kinaye. )
İtiraf etmek gerekirse, deneme sürümünde sonuç oldukça parlak görünüyordu: Görsel tasarım oldukça başarılıydı meselâ: Diktatör ikonları, ikonların yıkılışı, bayraklar, bayrakların dalgalanışı, askerler, çocuklar, çikolatalar, balyozlar filân... Hepsi çok gerçekçi tasarlanmıştı. Tıpkı gerçek hayat gibiydi!
Ne var ki, bilgisayar oyunlarıyla biraz ilgili herkesin bildiği gibi, bu ‘Beta’ programın aksaksız çalışıp çalışmadığını söylemek için yeterli süre geçmiş değil henüz. Kullanıcıların yeni program için ekranlarının başında bir süre daha alıştırma yapmaları, yani alışmaları gerekiyor. İmparatorluğun Sesi gazetesinin (New York Times) Pazar ilâvesinin kapak yazısında bu hususun altı önemle çizilmişti geçenlerde: “Yeni Amerikan İmparatorluğu: Artık Buna Alışın.”
Tabii, bilgisayar oyun yapımcılarının da, oyuncularının da bildiği üzre, alışma süresi, piyasaya sunulacak asıl program üzerindeki çalışmaların hızla sürdürülmesini asla engellemez.
Nitekim, ImpCity’nin dünkü “demo”su daha ekranlardan silinmemişti ki, aynı ekranlarda asıl programın tanıtımına geçiliverdi: Bütün centurion’lar borazanların kulakları sağır eden uğultusu eşliğinde bir ağızdan bağrıştı:
“Ey Suriye! Ayağını denk al! Irak’ın kitle imha silâhlarını sen kaçırıyorsun, üstelik diktatöre yardım ettin!” (En baş şahin Rumsfeld/BBC)
“Ey, ‘bütün şiddet grupları’! Bakın, ‘olağanüstü’ Irak seferi hepinize açık mesaj verdi! ABD terorizme karşı savaşı toptan kazanmaya yetecek azim ve güce sahiptir!” (En baş şahin Cheney/Independent)
“Ey İran, Suriye ve Kuzey Kore! Bakın ve Irak’tan ders alın!”...
“Ve ey bütün Ortadoğu ülkeleri! Bölgede barış için kendinizi ‘yeni olasılıklar’a açık tutun!” (En baş şahin John R. Bolton/Reuters)...
Asıl sürümün piyasaya sürülmesi vakti geliyor. Çok işaret belirdi dostlar, vakit tamamdır:
Defne zafer tâcını şimdiden kafasında taşımaya başlayan Sezar’ın SPQR’da kendini borazanlar eşliğinde yeniden seçtirme zamanı geldiğinde, görün bakın: Asıl versiyon piyasaya işte tam o zaman sürülecek!
Ne o, korktun mu yoksa, ey okur? Korkma, alışırsın alışırsın.
Devamı yarın...
