No.318 - Katil bulundu!

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!..

 

Amerikan ve İngiliz işgal kuvvetlerinin Basra’yı askeri hedef sayıp bu tarihi kent ve havalisindeki halkı susuz bırakıp harap etme projesi yürüyor; bu satırların yazıldığı âna kadar ana su istasyonunun onarılma girişimine ait bir bilgi gelmedi ajanslardan...

 

Yeni saldırı projelerinden bir diğeri de birincisi ile bağlantılı gelişiyor: Bağdat’ta da dükkânların bulunduğu kalabalık bir merkeze (Şahab) iki füze atılmış ve sivil halktan en az 15 ölü, en az 30 yaralı olduğu bildiriliyor. (Reuters muhabiri 15 yanmış ceset saymış.) Ülkeyi kurtarıp oraya demokrasi, özgürlük ve refah getirme projesi, öncelikle ölüm ve yıkım getirme fikrine dayalıymış gibi görülüyor.

Füzelerin yanlışlıkla oraya düştüğü yolunda füzecilerden bir açıklama bekleyenler varsa, onların yanıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Görebildiğimiz kadarıyla, en net açıklama gene İngilizler’in centilmen Savunma Bakanı Hoon’dan geldi: “Tabii ki ilerledikçe riskler artacak, ve tabii ki, hava saldırılarında da görüldüğü gibi, siviller için risk var. Ancak, bunun, harekâtımızı yavaşlatmasına izin vereceğini sanmıyorum.” (vurgular bizim)

 

Tarihi Avam Kamarası’nın o sımsıcak atmosferinde solcu ve vicdanlı İşçi Partisi milletvekillerinin bu “tabii” açıklama ile ne kadar rahatlamış ve derin bir nefes almış olduklarını bilmem tahmin etmemize ihtiyaç var mı?

 

Parlamentodaki bu konuşmadan haberdar olmadıkları için pek rahatlamamış görünenler de var ama. O pazar yerindeki cehennemi yıkımın ardından oracıkta toplanan esnaf ve ahali meselâ: Oraya toplanan yüzlerce insan, arkadaşlarının cesetlerinden çıkardıkları ayakkabılarla giysi parçalarını havada sallayıp haykırmışlar: “Kahrolsun Bush. Yaşasın Saddam!” Bu insanlar o kadar şok ve korku içindeler ki anlaşılan, korkunç diktatörü de, tabii ki normal karşılamaları gereken riskleri de unutmuşlar. Akılları öylesine başından gitmiş ki bu “budala” esnafın, aralarından biri öfkesini tamamen yanlış hedefe yöneltivermiş: “Bağdat Amerikalılara mezar olacak.”

 

Irak’ı demokratikleştirme projesinin yeni ayaklarının sonu gelmiyor: Bu bâbda, Bağdat merkezi televizyon istasyonu da bombalanmış. Tamamen antidemokratik, diktatoryal yayın yaparsa, sonu böyle olur işte.

 

İnsaniyetlik adına girişilen dev projenin uç noktalarından biri de şuydu: Bush’un ABD Kongresinden talep ettiği ek savaş bütçesi 75 milyar dolar kadar. Bunun insani yardıma ayrılan bölümü de yarım milyar. Önce silah!

 

Saldırı, istilâ ve dünyayı ele geçirme projesinin baş mimarlarından biri sayılan Richard Perle ise bu dev projenin son boyutunu şöyle dile getiriyor: “Tanrıya Şükürler Olsun ki, Birleşmiş Milletler Öldü.” (The Guardian, 21 Mart 2003)

 

“Katil kim?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.

Hayır, uşak değil. “Karanlıklar prensi” Perle, karanlıkta bırakmıyor okuru ve yazının daha ikinci cümlesinde ele veriyor katili:

 

Birleşmiş Milletler’i öldüren – Saddam!

 

“Tabii ki” (der uşak ve soldan çıkar.)

 

Devamı yarın...