Merhaba kâinat!..
Skandal niteliği taşıyan bir haberle başladı gün. Skandallerden bıkıp usanmış, hatta – söylemesi ayıp – bunlara alışmış olan bizler için bile biraz büyük bir lokmaydı bu: ABD’nin Powell’ın ağzından Irak’a vurmak için canalıcı kanıt olarak gösterdiği kimyasal silâh tesisi Falluca 2’nin inşa edilmesine yardım eden Britanya hükûmeti imiş ve üstelik bunu kuvvetli uyarılara rağmen örtbas da etmiş. Zehirli gaz fabrikasını!
ABD ve İngiltere’nin bütün dünya milletlerini safdil, hatta – affınıza sığınarak söylüyoruz! – düpedüz salak yerine koydukları bir kez daha ortaya çıktı. Guardian gazetesine sızan ve manşetten verilen bu pis oyunun Saddam’ın İranlıları gazla öldürdüğü sırada yapılmış olması daha da mide bulandırıcı. BBC gibi dünyanın en saygın haber kuruluşunun bu pis İngiliz oyununu haber yapmaya değer görmemesi de ilginçti doğrusu. Böylesine bir rezaletin, sonuçta savaşa koşan hükümetler tarafından normal kabul edilmesi ve normal normal savaşa girilip dünya haritasının yeniden değiştirilmesini normal bir gelişmeler dizisi kabul etmeliyiz belki de.
Belki de Amerika ve İngiltere yöneticileri haklılar: Hepimiz, bütün bunları bildiğimiz halde, hâlâ kimyasal silah tehdidine karşı Irak’a savaş açılmasını doğru buluyor, hatta buna destek veriyorsak, o zaman kendimize akıllı insanlar gözüyle bakıyor olmamızda bir tuhaflık var demektir...
***
“Meclis’in izni yok, ama Amerika’nın Türkiye’deki çalışmaları sürüyor”. Radikal gazetesinin manşeti buydu. Ev ve depo arandığı, limlan ve havaalanı kiralandığı, köprüler yapıldığı, asker ve malzeme nakli için demiryolları ve karayolları yetkilileri ile pazarlıklar yapıldığı anlatılıyor ve görüntüleniyordu haberde. Ayrıca, gün boyu gelen çeşitli haber kaynaklarından İskenderun limanından askeri araçların yüklendiği TIR’ların konvoy halinde çıktığı ve Mardin’e gittiği, o Mardin’in yeni bir tezkere çıkması halinde bölgedeki en büyük lojistik destek merkezi, yani kara üssü haline getirileceği, Mersin limanında hareketlilik olduğu, Habur’a 104 araçlık askeri konvoy gittiği, limanda bekletilen ABD ordusuna ait askeri araçların bir kisminin liman dışına çıkarıldığı, İncirlik üssünde tezkerenin reddinden bu yana süren hareketsizliğin bozulduğu, uçak ve cip ve TIR’ların üsten ayrıldığı, TIR’ların Silopi’ye yöneldikleri bildiriliyordu. (NTV/MSNBC)
Genelkurmay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada şu açıklamalara yer veriliyordu: “Tamamen normal usuller içinde gerçekleşen tedbirler, maksadını aşan bir tarzda hudut ötesi hareketler olarak yansıtılmaktadır. TSK’ca yürütülen bütün hareketler TSK’nın kendi sorumluluk alanı içindeki güvenlikle ilgili ön tedbirlerdir... Diğer yandan, TBMM’nin 6 Şubat 2003 tarihli tezkeresi ile hükümete verilen yetki ve imza altına alınan mutabakat muhtırası (MOU) uyarınca çeşitli üs ve tesisler ile bunlar arasındaki kara ve demiryollarında yabancı ülke personeli, araç ve teçhizatlarının hareketi görülmekte, bunlar bazen izinsiz faaliyetler olarak algılanmakta ve öyle yansıtılmaktadır.
Halen ülkemizde yabancı unsurlarca yürütülen bütün faaliyetler, Meclis yetkisine dayalı mutabakat muhtırasına uygun olarak yapılmaktadır ve bunlar TSK ve ilgili makamlarca yakinen takip ve kontrol edilmektedir.” (AA)
***
Türkiye’nin Washington’dan iyi haber alan kaynakları, “Washington’dan gelen bilgiler”e göre, ABD’nin istilâ saldırısının haftaya Çarşamba veya Perşembe günleri, yani 12-13 Mart’ta başlayacağını aktarıyorlar. (Tercüman). Yani, Birleşmiş Milletler’den Güvenlik Konseyi kararı veya Türkiye’den Meclis’in tezkere onayı olmadan.
Yani, dünya insanlarına karşı Amerika!
Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı. Şunun şurasında 4 gün kaldı yani. Ya da 5.
Bakalım dünya insanları mı haklı, Amerika mı?
Bekleyelim ve görelim.
Devamı yarın...
