No.264 - Macun

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!..

İstihbaratçılığı ile dünyada nam salmış İsrail’in istihbaratçılara yakınlığı ile nam salmış İnternet istihbarat sitesi DEBKAfile dün, bütün dünyaya fark atan önemli bir haber yayınladı:

“ABD orduları Irak’ı istilâ taarruzuna girmeden önce,Türk Orduları Kuzey Irak’taki petrol şehirlerine(Musul ve Kerkük’e) Girecek"

Bu ‘Özel Askeri Rapor’a göre:

24 Aralık Salı günü İsrail Genel Kurmay Başkanı General Moşe Yaalon ile Türk Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök, Irak’ta yaklaşan savaş konusunda ABD-İsrail-Türkiye arasındaki uyumlu harekât düzenleme anlaşmasını toparladılar...

Aynı gün, Türkiye’ye yapılan ikinci bir kilit ziyaret de IKYB Başkanı Celal Talabani tarafından gerçekleştirildi... Debkafile’ın askeri istihbarat kaynakları, Talabani’nin ertesi gün (25 Aralık’ta) IKDP Başkanı Mesut Barzani ile de biraraya geleceğini bildirdiler. Türk siyasi ve askeri liderleri ve ABD temsilcileri ile birlikte, bu ikisi, Washington’da kaleme alınan bir metne dayanarak, tarihi bir Türk-Kürt anlaşmasını yapmaya çalışacaklar.

Washington’da kaleme alınan bu tarihi anlaşmanın kilit unsurları şöyle:

K.Irak’taki Kürt özerk yönetimi, TSK’nın 2. ve 3. Kolordularına serbest geçiş hakkı tanıyarak, Türk birliklerinin kendi topraklarından geçerek Kerkük ve Musul’a ilerlemelerine yardımcı olacak.Bu cep’ten (enclave) transit geçiş yapan Türk birlikleri K.Irak’taki Kürt özerkliğine her türlü saygıyı gösterecek; böylelikle, Ankara’nın bu özerkliği zımni olarak kabul ettiğini göstermiş olacak.Türk müfrezeleri, Irak’taki Türkmen birliklerinin desteği ile iki petrol şehrinin [Musul ve Kerkük’ün] kontrolünü ele geçirecek... Şu sırada Iraklı Kürtler Irak petrol kuyuları konusunda bir hak iddia etmeyecek.Türkiye, bunun arkasından, özerk bir Türkmen birim kurulmasına girişecek; bu otonom Türkmen birimi kuzey’den orta Irak’ta Bağdat yakınlarına kadar uzanacak.ABD ve Türkiye, Kürt ve Türkmen özerk illeri arasında siyasi, askeri ve ekonomik işbirliğini destekleyecek ve bu birimlerin güvenliğini garanti edecek. Bu madde, K.Irak petrol gelirlerinin bir bölümünün Kürt özerk bölgesine akıtılmasını da içeriyor.

DEBKAfile askeri kaynaklarına göre, bu belge üzerindeki üçlü görüşmelerin başarılı sonuç vermesi, ABD’nin diğer cephelerde genel taarruzuna başlamasını beklemeden, muhtemelen Türklerin kuzey Irak’ı istilâsına ve petrol şehirleri [Musul ve Kerkük] üzerine ilerlemesine giden yolu açacak.

***

Daha önce de isabetli istihbarat çalışmalarına tanık olduğumuz bu istihbarat sitesinde yazılanların doğru olup olmadığını bilemeyiz tabii. Bildiğimiz bölük pörçük şeyler, şunlardan ibaret:

Talabani, “Türk ordusu uluslararası bir koalisyonla birlikte Kuzey Irak’a girerse, memnuniyetle karşılarız,” dedi;

K.Iraklı Kürt gruplar olarak kendilerinin bu kentlere girmeme kararı aldığını, burada Kürt Devleti kurulmayacağının garantisini verdiklerini, Türk askerinin K.Irak’a kendileriyle savaşmak için değil, Türkiye’yi korumak için girdiğini söyledi;

Irak Türkmen Cephesi Başkanı Sanan Ahmet Ağa, IKYB’den destek sözü aldıklarını, Kerkük’ün tüm Irak halkının olduğunu söyledi (NTVMSNBV);

IKPD lideri Barzani’nin rahatsızlığından dolayı Türkiye ziyaretini ertelemek zorunda kaldığı, ama gelecek hafta Türkiye’ye geleceği; Kerkük'ün Kürt-Türkmen-Asuri-Arap beraberliğinin sembolü olduğu; Türkiye’nin Irak'a tek başına müdahalesine “sıcak bakılmadığı” belirtildi (a.a.)Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Aralık ayı olağan toplantısında Milli Askeri Stratejik Konsept (MASK) değiştirildi. Olası Irak savaşı ve sonrasında yaşanabilecek gelişmelere yönelik senaryolar ve öngörülere göre değiştirilen konseptte Irak savaşı ve buna bağlı tehditler öncelikli hale getirildi.

Esas olarak bildiklerimiz bunlar. Bu bildiklerimiz de, Debkafile’ın o çok önemli haberini doğrulamaya yetmez elbette.

Ama, eğer o haber doğru ise yalnız Türkiye’nin komşusu Irak’ın değil, Türkiye’nin içinde bulunduğu o çok netameli Orta Doğu bölgesinin ve hatta, çok netameli bir dönemin içinde bulunan tüm dünyanın İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana görülmüş en önemli coğrafi, siyasi, ekonomik ve tabii tarihi değişikliklerin tam eşiğinde olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz gibi görünüyor.

***

Tüm uluslararası ilişkiler sistemini, tüm uluslararası hukuk sistemini, tüm evrensel normlar sistemini bütünüyle altüst edecek değişikliklerden bahsediyoruz. Dünyada, ABD yönetimi ve onun peşindeki İngiltere ve İsrail hükümetleri dışında hiç kimseyi görmedik, duymadık bu savaşı ve bu savaşın yaratacağı muazzam sistem değişikliklerini isteyen. Hayrettir ama, hem herkes karşı, hem herkes kaçınılmaz görüp koşturuyor bu savaşa dört nala.

Hal böyle olunca, Türkiye’de yeni Parlamento’nun yasama organı olarak öncelik ve âcilen bir toplantı yapması, kendilerini seçen insanlara âcilen bilgi vermesi, belki bir referandum yapıp o seçmenlere fikrini sorması, yeni iktidarın yürütme organı olarak âcilen ABD’den ve YAŞ’tan ve MGK’dan bilgi alması, o bilgilerin ışığında fikir ve karar geliştirmesi, o kararı seçmenlerle paylaşması filân gerekiyor herhalde. Tabii, iktidarın “hazırlıklı” olup olmadığı, çelişmeler ve iki başlılıklar filân içinde olduğu sıkça dile getiriliyor da, bizce başka bir eksiklik var asıl: AKP iktidarına “moral cesaret” denen meret lâzım galiba asıl.

İktidara iktidar lâzım.

Ve dahi âcilen!

Hani, Viagra tipi yardım malzemesi fazla Batıcıl bulunuyorsa bu Müslüman Muhafazakâr yönetici kardeşlerimiz için ve örf ve âdete ters düşer deniyorsa, o zaman da “meşru zeminde çare tükenir mi” hiç? Ta Osmanlıdan beri muvaffakiyetle tecrübe edilmiş ‘kudret mâcunu'nun kıtlığına kıran girmedi ya?!

Ha, âcil âcil diye tutturmamız mı neden? Hani dünya sisteminin temelleri patlatılıp atılırken gözümüzün önünde, az biraz "geç kalmışlık" duygusu içimizi sarmaya başladı da ondan. Hani macun da – adı üstünde – fazla bekletmeye gelmez; kaskatı olur sonra ve billâhi yutulmaz!

Devamı yarın...