No. 303 - Savaş planlarının yararları

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!..

Bu kanlı kıyım meselesinin, yani ABD’nin epey eskilere dayanan gizli gündemini izleyerek dünyayı da yıkıma sürükleyebilecek bir katliam savaşı planlarını iyice açığa çıkarmasının bazı yararları da olmadı değil hani:

Büyük halk kitlelerinin tarihte ender görülen bir biçimde tarih sahnesine çıkması;

ABD yönetiminin bütün Roma imparatorluğu hayalleri ve gittikçe yükselen “Aa, İmparator çıplak!” çığlıkları arasında gittikçe artan bir yalnızlığa bürünmesi;

Türkiye’nin, çoktan hakedilmiş demokrasi süreçlerini işler hale getirmekle kalmayıp bu konularda burnundan kıl aldırmayan Avrupa ülkelerine de “ders verir” duruma geçmesi;

En büyük ‘silâhı’ olan inandırıcılık ve saygınlığını çoktan yitirmiş olduğu bütün kamuoyu araştırmalarında gözler önüne serilmiş olan medyanın, artık değer sıfırlaması aşamasına geçtiğini kendi ağzından itiraf ettiği bir döneme girmesi (“Aa, ‘dördüncü kuvvet’ de çıplak!”)...

Kısacası, dünya insanları sıcak ve turistik Réunion adasından Güney Kutbu’ndaki o sonsuz soğuk ve ıssızlıktaki araştırma istasyonuna varıncaya kadar barış için yürüdüler ve şimdiye kadar hiç kimsenin yapmadığını yaptılar;

ABD’nin saplantılı yöneticileri, ünlü Brzezinski’ye "Biz ... müttefik ülkelere ‘hizaya gir’ komutları vererek... 1945’ten beri dünyada asla bu kadar tecrit olmamıştık. Son 50 yılda biriktirdiğimiz diplomatik sermayenin ne kadarını son birkaç ay içinde tüketttiğimizi yakında göreceğiz” dedirtecek korkunçlukta bir yalnızlığa sürükleyerek ülkelerini, kimsenin yapmadığını yaptılar...

Türkiye de Meclis’in o unutulmaz 1 Mart reddiyesi ile, Independent’tan Mary Dejevsky’nin deyimiyle “ulusal kimlik mefhumunu ve demokratik ehliyetini gösterdi. Ayrıca, bu oylamayla Türk Meclis’i Washington’u, amaçlarını olmasa da, kullanacağı araçları tekrar düşünmeye sevk etmek hususunda dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir kurumun yapamadığını yaptı.”

Ve, nihayet, Türk medyasının pek çok organı da Orwell’in zihinlerimize ebediyyen çaktığı “savaş, barıştır”, “cehalet, kuvvettir” şeklindeki pek meşhur totaliter sloganları her gün hayata geçirerek, muhtemelen kendi sonunu hızlandırdı.

Bu savaş, önlenebilir.

Devamı yarın...