Küresel İklim Değişikliği Konusunda Neler Yapabiliriz?

-
Aa
+
a
a
a

2006, hepimizi bekleyen çevre felaketi bakımından uyanış yılı oldu. 2007 ise umut ve “eylem yılı” olmalı. Artık büyük çoğunluk, harekete geçmenin zorunlu olduğunu görüyor. Yeryüzü sıcaklığının 200 yıl (endüstri devrimi) öncesine göre 2 derece artmasını engellemek için fosil yakıtlardan çıkan sera gazlarını (karbondiyoksit vb) 2030 yılına kadar ortalama % 60 kısmamız şart. Bu da, zengin ülkeler için yüzde 90 demek oluyor! Türkiye gibi ülkeler için de herhalde yüzde 60 kısmak gerekecek. (Oysa şu sırada Türkiye yüzde 73’le dünya hızlı arktış rekoru kırmakla meşgul!). Asıl kısıntının önümüzdeki bu 24 yıllık dönemin başlarında yapılması da şart – sonradan çok daha zor çünkü.

Medeniyeti çökertmeden, Tarzan gibi ormanda ya da hipi komününde filan yaşamadan, nasıl yapacağız?

Yazar, öğretim üyesi ve ünlü çevreci George Monbiot’nun, kendi ülkesi İngiltere için yaptığı, ama hemen hemen tüm ülkeler için geçerli pek çok nokta içeren planını, yeni kitabı Heat’den özetliyoruz. İşte 10 maddelik plan:

 1) Bilimin son verileri ışığında kısıtlama hedeflerini hükümetlerin koyması. (Başlangıç: Hemen)

 2) Bu hedef doğrultusunda yıllık karbon tavanının saptanması. Kişisel karbon karnesinin buna göre saptanması. Her vatandaşa yıllık karbon diyoksit kotası verilmesi. Her vatandaş, doğal gaz, benzin/mazot, elektrik, tren ve uçak biletlerini bu karneyle alır. Kotasını bitiren serbest piyasada bitirmeyenden satın alır. (Yürürlük: Ocak 2009)

3) Yeni bina standartlarının konması. Yenilemede, kiralamada, yeni bina yapılmasında enerji verimliliği (yalıtım vb.) kuralları zorunlu olacaktır. (Yürürlük: en geç 2012)

4) Mevcut tungsten ampul satışlarının, bahçe ve sokak ısıtıcıları, bahçe aydınlatması vb. gereksiz ve müsrif teknolojilerin yasaklanması. Aşırı enerji harcayan plazma tv, verimsiz bulaşık makinesi vb. gibi cihazların satışında enerji verimliliğine göre vergilendirme (en verimliye düşük vergi teşviki, en verimsize en yüksek vergi “cezası”) uygulanması. (Yürürlük: 2007 Kasım)

5) Pahalı silâhlara ayrılan paraların enerji üretim ve dağıtım yatırımlarına sevkedilmesi. Özellikle, büyük çapta rüzgâr çiftlikleri ve hidrojen boru hattı şebekesinin doğal gaz şebekesinin ve ev-ofis ısınma sisteminin yerini alması. Bunlara hükümet desteği. (Her iki program da 2007 sonunda başlar, 2018’de bitirilir)

6) Yeni ulusal otobüs şebekesi yapılması. Otobüsler karayollarında tahsisli yollardan gider, karayollarını hiç terketmez. Karayolu kenarındaki istasyonlardan şehir içine servis konur (ve tersi). Yüzde 90 tasarruf sağlayan sistem, kendi kendini finanse edecektir. (2008’de başlar, 2020’de bitirilir)

7) Bütün benzin istasyonlarına, elektrikli arabalar için şarj edilebilir akü kiralama zorunluluğu konması. Böylece elektrik motorlu arabalara sınırsız kilometre sağlanmış olur. Akü biterken benzin istasyonunda şarjı dolu yeni akü takılır. Akülerin şarjı da istasyonlarda, rüzgâr çiftliklerinden gelen “fazla” elektrikle yapılır. (Süre: 2011’de yürürlüğe girer)

8) Yeni yol yapımları, yol genişletme, köprü alt geçit vb. projeleri durdurulur ve elde kalan para iklim değişikliği ile mücadele fonlarına aktarılır. (Hemen başlanır)

9) Hava limanları kapasitesi dondurulur ve liman, pist ve uçuşlarda giderek azaltıma gidilir. (Hemen başlanır)

10) Şehir dışındaki süpermarketlerin kapatılması ve yerlerini depolara ve dağıtım sistemine bırakması için yasalar çıkartılması.  Marketler, fabrikalara göre 6 kat fazla enerji harcamaktadırlar. Şehir dışındaki marketlerin mallarının araba servisleriyle taşınması, yüzde 70 yakıt tasarrufu sağlamaktadır. (2012’ye kadar tümüyle yürürlüğe girer)  

NOT: Böyle bir planı görüp “yok deve!” diyenler için, iki şey söyleyelim: 1) Alternatif, dünyada kitle ölümleridir. 2) Çevre ve iklim felaketini inkâr etmekten daha da büyük bir suç vardır: Bunu kabul etmek ve fakat gerektirdiği önlemleri almamak! 21. yüzyılın temel ahlakî sorunu budur! Kararı verecek olan bizleriz!

(14 Ocak 2007 tarihinde Radikal gazetesinde yayınlanmıştır.)

* Katrina kasırgasından sonra New Orleans'ta evlerinin çatısında yardım bekleyenler.