İşte yaratıcılık ve yenilikçilik – XI

-
Aa
+
a
a
a

Yaratıcı Süreci Tetiklemek

 

Tuhaf olanı yapmak ile mantıklı olanı yapmak

 

Diyelim yönetici olarak firmanızda yaratıcılığı ve yenilikçiliği özendirmeye karar verdiniz. Şimdi size biraz da bu işin yöntemlerinden, tekniklerinden ve mekanizmalarından bahsetmek lazım. Yoksa, maazallah, ipleri elinizden kaçırdığınız ile kalmaz, gerisin geri toparlayabilmenin yolunu da bulamazsınız.

 

İşin garip tarafı zaten bu işin yöntemlerinin de bir garip olmasıdır. Yani tanıdık bildik olan yöntemi tuhaf, tuhaf olan yöntemi de alışkanlık haline getireceksiniz. Yaratıcılığı tetiklemek demek aslında seçenekleri çoğaltmak demek gibi bir basit yaklaşımdan ibaret ama, seçeneklerin hiç de alışık olmadığınız seçeneklerden oluşması işin korkutucu yanı.

 

Ne yapacaksınız peki?

 

Bağları kopartacaksınız, destekleri yıkacaksınız, sığınakları yani kaçış yollarını tıkayacaksınız, normal düşünme yollarını burum burum birbirine dolaştıracaksınız, yani kısacası taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakacaksınız.

 

Bir şeyi unutmayın. Yaratıcılık işi bir miktar anlaşılması zor, kaypak ve tahmin edilemez çalışmalar birlikteliğidir. Yani oyunu dert edeceğinize oynayın ve zevk almaya çalışın.

 

 

 

Sorun Çözme ve Planlamada Yaratıcılık

 

Hemen her zaman, ivmelenen değişim oranları eskime ve yürürlükten kalkma oranları ile atbaşı giderler. Kısacası birşeyler eskirse o şeyler yenilenir ya da birşeyler yenilenirse bir şeyler de eskir. Aynen günümüzün arabaları gibi. Ya önden çekileceksiniz ya da arkadan itileceksiniz. Hem de trafikteki arabalar gibi. Anahtar bende, istemezsem hiçbir yere gitmem deme hakkınız da yok. Gitmezseniz önce uyarırlar, sonra hırpalarlar ve hâlâ inat ederseniz iş altınızdaki arabaya el koymaya kadar gider.

 

Şimdi bu sorunlar ile baş etme bölümümüzü üçe ayırıp inceleyelim. İlk önce yaratıcılığın doğasından başlayacağız, sonra gerek planlamada gerekse sorun çözmede yaratıcı yaklaşımları kullanmayı öneren birkaç süreci inceleyeceğiz ve sonunda da işlevsel anlamlı öneri ve çözümlerden bir sentez üreteceğiz.

 

Yaratıcılığın Doğası Hakkında

 

Hep söylediğimiz bir şey var. Dünyada ortak kabul görmüş bir yaratıcılık tarifi yok. Yaratıcılığı üretkenlik, eksantriklik, orijinalite düşkünlüğü, hayal gücü, lateral düşünme biçimi olarak algılayanlar da var. Bu tanımlamaları iki grupta toplamak mümkün:

 

Orijin Temelli Yaklaşımlar

 

Freud yaratıcılığı insanın içindeki çatışmaların bir ürünü olarak görür.  Çoğunlukla yasaklanmış ilkel dürtü ve isteklerden kaynaklanan tatmin edilmemiş enerji sonunda sosyal kabul gören hedeflere ulaşılmakta kullanılır. Yaratıcı insan ilkel düşünce biçimlerini (fantezi kurmak, hayal kurmak vs.) bu düşüncelerin hükmü altına girmeden kullanarak bunlardan ikincil ve toplumca kabul edilebilir yeni fikirler üreten insan olarak görülmektedir Freud tarafından.

 

Bazı diğer psikanalistler ise yaratıcılığı uygun koşullarda açığa çıkan bir potansiyel güç olarak görürler. Dünya uygun ortamlar içinde olmadıklarından kendileri dahil hiçbir kimse tarafından farkedilmemiş müthiş sanatçılar, sporcular, iş adamları, bilim adamları mezarlığından ibarettir.

 

Süreç Temelli Yaklaşımlar

 

Orijin temelli yaklaşımların tam aksine, bu yaklaşımları yapanlar tarafından yaratıcılık eğitim ve pratik ile geliştirilebilen kazanımlar olarak görülür. Bu yaklaşımlara sahip olanların bir bölümünce reaksiyonlarımız elde mevcut sorun tipine doğrudan bağlı ortaya çıkışlar ve gelişmeler sonucu oluşan reaksiyonlardır. Yani kısacası bir aksiyon, bir reaksiyon ve bunlar arasındaki mantıksal ilişkiler düşünmenin elementleri olduğuna göre yaratıcı düşünme de bu üç elementten oluşacaktır. Burada bireysel yaratıcılık zor durumda olmanın sonucu kolayca düşünülenler ile yetinmeyip zaten mevcut olan ancak zorlanarak bulunabilen ve ancak eğitim sonucu oluşan birikimlerden kaynaklanabileceği düşünülebilen kazanımlar gibi gözükmektedir.

 

Bu yaklaşım Aristotelesçilik ile Platonculuğun bilgi sorunu hakkındaki yaklaşımları ile bire bir uyum sağlamaktadır. Platon mevcut bilginin üretilemeyeceği, çoğaltılamayacağı iddiasındadır. Aristoteles ise bilginin üreyeceğine inanır.

 

Bir diğer bölüm insan ise “yönlendirme” olgusu üzerine konsantre olurlar. Bir sorunun elementlerinin reorganizasyonu ancak yönlendirme ile açıklanabilir onlarca. Bir sorunun çözümünde başarısızlık tek başına çözüm üretemez çünkü başarısızlıklar genelde tekrar edilirler. Dolayısı ile sorunu yeniden formüle etmek, yani yeni yönlendirmeler yapmak sorun çözümünde gerekli hale gelir. Bu da yaratıcılığın temelidir görüşü, diğer bir süreç temelli yaklaşım olarak ortaya konulmaktadır.