Haydi bakalım Sınır Ötesi Yiğitlikleri!

-
Aa
+
a
a
a

18 Ekim 2007Perihan Mağden

Salı gecesi kısacıcık bir şehit haberi verdiler yine. Tek başına ölmüş Yakup. Gündemde de önemli mevzular var. Onun için kısa bir duygusallık anı: verdiler geçtiler. Uzatacak vakitleri yoktu. Yirmi yaşındaymış! 20 yaşında! Giresunlu Yakup. Bir çocuk. Benim için öldüysen Yakup; kendimi affedemem. Benim için ölmedin. Ne için öldüğünü de bilmiyorum. Bilemiyorum kesinlikle. Benim Bu Savaş'la ilgili düşüncem malum: Benim HİÇBİR savaşa vermeye razı olacağım bir evladım yok. Olamaz da. Ne TSK'ya, ne PKK'ya! Şimdi Sınır Ötesi Harekât için, Büyük Millet Meclisi'nden karar çıkartılacak. Ben yazarken öyle. Siz okurken 'çıkartılmış' olacak. Çok lazımmış gibi. Silahlı Kuvvetlerimiz habire bastırıyordu biliyorsunuz. Görev tanımlarına çok sadıklarmış-CASINA. "Karar çıksın da, tezkere verilsin de öyle girelim." Yani şakkadanak PKK'yı Sınır Ötesi Gövde Gösterisi ile bitirmek için, içleri içlerine sığmıyor. Ama 'görev sınırları' konusunda fevkalade hassaslar. Hassastırlar. Seçilmişlerin 'iradesini' beklediler, durdular. Şimdi işte seçilmişlerin de canına tak etti- numaraları. Alacaklar onaylarını, damlayacaklar milletin topraklarına. Tankla, tüfekle! Başbakan da hasretinden takunyalar eskittiği lümpen üslubuna derhal fırsat bu fırsat iltica edip 'İnceldiği yerden kopsun'lar, 'Bize 1 yapan 10 bulur'lar! muhtelif astığım astık/kestiğim kestik'ler: Hayırlı olsun! MHP estikçe AKP üflüyor: Meclis'in durumu bu. Elleri vicdanları gidip de 301'i kaldırmıyorlar, kaldıramıyorlar. İşte Hrant Dink'in oğlu ve erkek kardeşi AGOS'ta çıkan BİR HABER İÇİN: Dink'in vakti zamanında, Reuters'a verdiği bir röportaj neticesinde almış olduğu mahkûmiyet kararının HABERİNİ YAPTIKLARI İÇİN 301'en birer yıl yediler! Başka gazeteler de AYNI HABERİ YAPMIŞTI; görmüşlerdi o röportajı, akabindeki mahkûmiyet kararını. Yok ama! Ermenilerin AGOS'unda bu haberi yapınca iki sorumlu, 301'den birer yıl 'yiyorlar'. Diğerleri değil! Özel ırkçı nedenlerle, özel bir ceza. Olsa gerek. 301 Ayıbı'na sahip çıkmaya alabildiğine kararlı ve azimli AK Parti Hükümeti, Cemil Çiçek de sözcüleri ve de gözcüleri zaten; şimdi de Ordusunun Emrinde sınır ötesi harekât için gerekli onaylamayı çıkartıyor ki, pabuç bırakmasın milliyetçilikte/ihlalcilikte hiç kimselere. Bunca sınır ötesi harekât, bunca yıl, bunca can, bunca kayıp, bunca orman- NEDEN BİTİRİLEMİYOR BU SAVAŞ? Ve de hani en basitinden cinayet romanında sorulur, "Bu cinayet kimin işine yarıyor?" Bu savaş kimin çıkarına hakikaten? Bu Yapışkan Savaş kimin gücüne güç, dokunulmazlığına dokunulmazlık, sorgulanamazlığına sorgulanmazlık katıyor? Hangi güç şeffaflaştırılamıyor? Kürt Haklarına bu savaşın artık, yalnız ve yalnızca zarar ziyan getirdiği açıktır, ortadadır. Irkçılığı arttırmak, düşmanlığı arttırmak, önümüzdeki on yıllar boyunca halkların kardeşliğini torpillemek, mayınlamak- BU savaş lanetlenesi bir savaştır. Ve de "Ben benim tarafımı lanetleyemem," denildiği sürece hiç kimsenin hakiki bir barış yanlısı olduğuna dair inandırıcılığı, kesinkes kalmamıştır. Yemezler ARTIK yani. İşgalci Amerika'nın varlığından fayda çıkarmak, bunu İyi Talihin 1 Cilvesi telakki etmek, 'Top ayağımıza geldi en nihayet!' ruh hali- En iyi tanımıyla 'çirkin bir oportünizmdir'- Çirkin yollarla güzel şeyler elde edilmez. Özgürlükler, en temiz yollardan kazanılmalı. Halel gelmemeli temizliğe, güzelliğe, iyiliğe. 'Her yol mubah' değil yani. Nasıl bir taraf için değilse, olmamalıysa; Öbür Taraf için de olmamalı. Ermeni Soykırım Tasarısı geçecek çatır çatır Kongre'den. İstediğiniz kadar Hillary Clinton'la seviyeli bir arkadaşlık kurun; Demokratlar o tasarıyı geçirecekler. 'İncirliği kapatırım lan!' heyheylenmeleri de miadını doldurdu. Bu lafın/tehdidin hakikaten etkileyici olabileceği zamanlar vardı. O zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri'nin emireri rolündeydi Türkiye. Şimdi de: BU heyheylenmeler, babalanmalar, diklenmeler. Netice itibariyle EL ÂLEMİN toprağına girmek, arzun/muradın. Gerillayla savaşmak için tank ve top- dünyanın hangi coğrafyasında ne zaman işe yaramış da, şimdi bir faydası dokunacak? Neşe Düzel aylar önce bir uzmanla görüşmüştü Radikal'de. 'Bir sivrisineği balyozla öldürmeye çalışmak' metaforunu kullanıyordu o kişi. Hakikaten masayı, camları, kapıyı, bacayı indirirsin balyozunla. Komşunun bahçesinin çitlerini indirdiğin için onunla da papaz olursun bir güzel. Sen bir 'aerosol' yerine 'balyoz' kullanma kafasında olduğun için, hiçbir halta yaramaz, balyoz harekâtın. Sivrisinek vızzzlar, gider. Bataklığı kurutmak için hiçbir adam gibi çaba göstermemen, yurdunun topraklarının mühim bir kısmını on yıllarca gönendirmemen de cabası. Ormanlarını kesmen, köylerini yakman, insanlarını sürmen, dışkı ikram etmen ne haltlar yemen, ne haltlar yemen.. Cabası, hakikaten.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=236025