"Futbol asla sadece futbol değildir."

-
Aa
+
a
a
a

Daha bir hafta önceydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Galatasaray’ın yeni stadının açılışı için gelmiş ve ‘Galatasaray Taraftarı’nca alenen ıslıklanmıştı. Bu ıslıklamaya kılıf bulmaya çalışanlar oldu elbet. Örneğin TOKİ başkanının konuşması, stadyumun zaten Galatasaray’ın ‘hakkı’ olduğu vb. gündeme getirildi. Bazılarınca açılış maçına davetli gelenler Galatasaray’ın gerçek taraftar profilini oluşturmuyordu. Bazılarına göreyse protesto edenler zaten sayıca çok azdılar. Hatta stadyumun inşaatını yürüten VARYAP’tan yapılan açıklamaya göre stadın müthiş akustiği böyle yanıltıcı bir etki yaratmıştı.

Takip eden günlerde tartışmalar iyice alevlendi. Önce Galatasaray spor kulübü başkanı Adnan Polat protestocuların cezalandırılacağını söyledi; sonra aldığı tepkilerden çekinmiş olacak, bunun ‘sehven’ yapılmış bir açıklama olduğunu ifade etti. Aslında kast ettiğinin ‘provokatörler’ olduğunu söyledi. Polat’a göre emniyet, stada 300 provokatörün sızabileceği bilgisini vermişti. İş bununla kalmadı savcılık protestolar hakkında soruşturma başlattı. Karşı tepkiler söylem temelinde sertti. Tevfik Fikret’in “fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” diye biten dizelerine göndermeler yapılıyor, AKP hükümeti ve Erdoğan şantaj yapmakla, ulufe vermekle suçlanıyordu.

Bu arada futbol üzerinden yürümeye yeltenen bir toplumsal muhalefet kıpırdanması da yaşandı. Çeşitli alternatif taraftar grupları Taksim’de sendikalar ve bazı siyasi partiler tarafından desteklenen bir yürüyüş düzenlendi. Bu yürüyüşe NTV’ye göre üç yüz kişi katıldı. Milliyet gazetesi ise önce bin sonra üç bin kişinin yürüyüşe katıldığını söyledi. Yürüyüşte tribünlerde özlenen görüntüler sokaktaydı. Birbirlerinin atkısını taşıyan taraftarlar, beraberce slogan atan taraftarlar hep bir aradaydı. Sanki futbol AKP hükümetine karşı biriken toplumsal muhalefet için bir mecra görevi görecek gibiydi. Bir hafta boyunca beklentiler bu yönde şekillendi. Biz de Simon Kuper’in meşhur sözü, “futbol asla sadece futbol değildir”i hatırladık.

Hatta CHP lideri Kılıçdaroğlu, Galatasaray taraftarının kendisine açtığı ortayı tamamlayabilmek için eski Galatasaray başkanı Özhan Canaydın’ın büstünün açılışına gitti. Neticede Galatasaray’ın yeni stadında oynayacağı ilk lig maçının tarihi olan 23 Ocak geldi çattı. Maç öncesi büyük heyecan vardı. Çeşitli sosyal forumlarda bu maçta daha şiddetli bir protesto yaşanacağı dile getiriliyor, ‘jurnalci’ Adnan Polat’ın beyaz mendillerle istifaya davet edileceği söyleniyordu.

Öyle olmadı. Maç fena değildi. Galatasaray Servet’in golüyle 1-0 kazandı. Mendil sallamak vs. hak getire. Futbol, her zaman olmasa bile, çoğu zaman sadece futbol. Dolayısıyla, toplumsal muhalefeti de buraya kadar. En önemli rıza üretim mekanizmalarından birinden daha fazlasını beklemek de belki haksızlık. Fikrin, irfanın ve vicdanın hürlüğü ise şimdilik Tevfik Fikret’e ve bir de Taksim’de yürüyen üç bin kişiye kaldı.