Fırat'a Karışan Öyküler

-
Aa
+
a
a
a

"Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Şanlıurfa iline bağlı ilçe ve ilçe merkezi kasaba. Yüzölçümü 646 km2’dir. Doğuda Bozova, güneyde Birecik ilçeleri, batıda Gaziantep, kuzeyde de Adıyaman illeriyle çevrilidir. Fırat Irmağı kuzeyde Adıyaman, batıda da Gaziantep’le doğal sınırını çizer."

AnaBritannica’da Halfeti’yle ilgili olarak bu satırlar yer alıyor. Güncellenmeye mahkûm elbette, çünkü Halfeti sular altında kaldı. Peki Halfeti sular altında kalırken neler yitirildi?Bunun acısını yüreğinde duyarak ilk öyküleştiren Leyla Ruhan Okyay oldu. Adam Öykü’nün tanıdık imzalarından biri olan Leyla Ruhan Okyay, Gölgesi Güz adlı ilk kitabında yer alan “Onlar İçin de Dikmişti” adlı öyküsünü “Yaşamları suya verilenlere” adamıştı. Halfetili Güllale’nin öyküsüydü bu. Okyay öyküsünde şöyle diyordu:

“Yıllar önce alınmıştı kararlar, hazırlanmıştı projeler. Hesaplar, kitaplar, onaylar... Su basmayacaktı köyleri, sözüm ona. Sonra, ‘yanlışlık,’ dediler. ‘Kotlarda yanlışlık olmuş... Su basacak bir kısmını... Sadece bir kısmını! Sadece!.. Hesaplayamadılar, onca yaşamın kaybının bedelini. Bilemediler fıstık ağacının yirmi yıldan sonra ürün verdiğini, suyu hiç mi hiç sevmediğini. Ve onlardaki emeği... Bahçelerin, Fırat’ın önemini...” (1)

Bunun üzerine Arkeoloji ve Sanat Yayınları’nın yöneticisi Nezih Başgelen’in önerisi ve Mimarlar Odası’nın da katkısıyla öykücüler bir araya geldiler ve Leyla Ruhan Okyay’ın öyküsünden yeni Halfeti öyküleri doğması için yoğun bir çalışma başladı. Aylar süren imecenin sonunda Halfeti’ye adanmış öyküler yazıldı. Bu arada, Tan Oral’a kitaba desenleriyle katkıda bulunması teklif edildi.

Fırat’a Karışan Öyküler

Desenler: Tan Oral   Öyküleriyle Katılanlar: Nalan Barbarosoğlu, İnan Çetin, Müge İplikçi, Karin Karakaşlı, Cemil Kavukçu, Sema Kaygusuz, Leyla Ruhan Okyay, Almıla Özdek, Suzan Samancı, Akın Sevinç, Murat Sohtorik, Deniz Spatar, Nemika Tuğcu, Saliha Yadigâr, Hürriyet Yaşar.

Yayına Hazırlayan: Nezih Başgelen

Arkeoloji ve Sanat Yayınları

Fırat’a Karışan Öyküler’in hazırlanması sırasında yoğun bir çalışma yürüten Leyla Ruhan Okyay ve Akın Sevinç 20.11.2001 tarihli Öykü Bülteni’nin de konuğu olmuşlardı. Okyay ve Sevinç, Tan Oral’ın kitaba katkısını özellikle vurguluyor ve şunları söylüyorlardı:

Leyla Ruhan Okyay:

“Fırat’a Karışan Öyküler’de on üç köyde yaşanan dramları anlatmaya çalıştık. Sadece Halfeti değil, onun çevresindeki diğer köylerde de benzer çalışmalarımız oldu. Tan Oral’ın katılması ise kitabın kararı verildikten sonraki ilk toplantılarda ‘slayt ya da fotoğraf konulması, kullanılması yerine çizgiyle anlatılması ne hoş olur,’ diye bir fikir öne sürdü sayın Oktay Ekinci, Mimarlar Odası Başkanı (ki, Mimarlar Odası olarak bize maddi ve manevi destekte bulundular bu kitabın ortaya çıkarılması konusunda) ve o zaman Tan Oral adı gündeme geldi. Kendisine telefonla haber verip teklifi götürdüğümüzde sevinçle katılabileceğini söyledi. Her öykü için bir desen çizerek kitabı çok daha değerli kıldı diye düşünüyorum.”

Akın Sevinç:

“Burada biraz yankılanmaya dayalı da bir şey var. Biz oraya gittik. Orada yaşananların esintisi olarak ya da onlardan esinlenerek öykülere dönüştürdük oradaki gözlemlerimizi. Tan Oral da bizim öykülerimizi alıp onlardan bir takım desen çalışmaları yaptı. Bunlar da öykülerle birlikte kitaba konuldu.”

Kitabın ilk baskısının gelirinin Yeni Savaşan köylülerine gönderilmesine karar verildi. Ancak, kitabın önemli özelliklerinden biri de Halfeti öykülerinden oluşmasıydı. Zeugma Türkiye’de ve dünyada bu kadar çok konuşulurken yazarlar neden Halfeti öyküleri yazmayı seçmişlerdi. Leyla Ruhan Okyay bunu Öykü Bülteni’nde şöyle açıklamıştı:

“Zeugma antik kenti dış basında yer aldıktan sonra çok ses getirdi. Bizde de bunun yankıları oldu. Ancak orada yaşanan dramlar, yani 32 bin kişinin yerinden olduğu göçle yaşanan acılar yeterince anlatılmadı. Biz öykücü olarak tabii doğrudan doğruya insanla ilişki içinde olduğumuzdan, insanı anlatmaya çalıştığımızdan bu konunun daha fazla gündeme getirilmesi, bundan sonra benzer acıların yaşanmaması için belki katkımız olurdan yola çıkarak projeyi başlattık.”

Belki de tüm bu süreç kitabın yazarlarından Akın Sevinç’in şu sözleriyle iyice anlam kazanıyordu:

“Biz artık gitgide görüntüler ve haberler toplumunda yaşamaya başladık. Biliyoruz ki aslında Halfeti denen bir yer sular altında kaldı. Ama bunu, bilgi olarak biliyoruz. Aslında orada sular altında kalan insanların, yerlerin, mekanların duyguları taşındı bu kitaba. O yüzden ben çok değer veriyorum bu kitaba. Çok değerli buluyorum.”

Fırat’a Karışan Öyküler malûm sorunlar nedeniyle az sayıda basılarak İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı’na yetiştirildi. Bugünlerde yeni baskısının yapılması bekleniyor.

(1) Gölgesi Güz, Onlar İçin de Dikmişti, Leyla Ruhan Okyay, Gendaş Yayınları