Ekoloji Hareketleri Gündemi: Gıda Üretiminde Kullanılan Zararlı Maddeler

-
Aa
+
a
a
a

Ekoloji Hareketleri Gündemi*

 

6 Kasım 2012

 

Ekoloji hareketleri Gündemi'nde Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları'ndan (ÇEHAV) Erol Çiçek'le gıda üretiminde sağlığa zararlı maddeler kullanılması ile ilgili hukuki süreci konuştuk:

 

Dinlemek için:

 

İndirmek için: mp3, 7.9 Mb.

 

6 Kasım 2012 tarihinde Açık Radyo’da Açık Gazete programında yayınlanmıştır.

 

* Ekoloji Hareketleri Gündemi Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları (ÇEHAV) ile birlikte hazırlanıyor:

 

Ekoloji Hareketleri Gündemi'nin podcast servisine abone olmak için tıklayın.

 

Ekoloji Hareketleri Gündemi'nin yayınlanmış diğer bölümlerine ulaşmak için tıklayın.

 

***

 

 

 

Ömer Madra: Günaydın Erol bey!

 

Erol Çiçek: Günaydın!

ÖM: Bu halka açıklanmayan zararlı gıdalar listesi üzerinde birazcık konuşacağız galiba değil mi?

 

EÇ: Evet.

 

ÖM: İzah eder misiniz tam da ABD’de de seçimlerde bir de California eyaletinde GDO’ların etiketlenmesi için büyük bir referandum da var seçimle beraber ama büyük paralar yatırıldığı için belki de geçmeyecek kanun deniyor. Onu da ayrıca konuşuruz. Türkiye’de durum nasıl?

 

EÇ: Ben önce kendimi tanıtayım.

 

ÖM: Lütfen.

 

EÇ: Ben avukat Erol Çiçek Bursa barosu avukatlarından. Aynı zamanda çevre ve ekoloji avukatları üyesiyim. Bizim olayımız şöyle başladı, bilindiği üzere 2010 yılında tarım bakanlığının bazı denetimler yaptığı ve bu denetimler sonucu da bazı gıda maddelerinde sağlığa zararlı unsurlara rastlandığıyla ilgili haberler çıktı basında. Bunun üzerine ben de ilgili denetim sonuçlarının tarafıma verilmesi için bakanlığa başvuruda bulundum. Bakanlık tabii bunu reddetti, kabul etmedi ve ret gerekçeleri de şuydu, herhangi bir mahkeme ilamı olmadan kendilerinin böyle bir yetkisi bulunmadığı yönünde bir cevap verdiler. Bunun üzerine dava açtık yürütmenin durdurulmasını ve bakanlık işleminin iptalini istedik. Nitekim Ankara 6. idare mahkemesi de verdiği kararla bakanlığın yaptığı işlemi, yürütmesini durdurdu ve bu yürütmeyi durdurma üzerine listeyi bakanlık bana verdi. Olay böyle gelişti.

 

ÖM: Evet, biraz zorlayarak aldınız yani?

 

EÇ: Evet evet.

 

ÖM: Liste neleri ihtiva ediyor?

 

EÇ: Liste şöyleydi, listede 20 sayfayı aşan 1000 çeşit firma bazı dahil ürünü kapsayan bir listeydi. Bu listede raf ömrü kısa olan peynir, süt, vs. gibi gıdaların yanında yıl boyunca tüketilen işte pul biber, bal, pekmez gibi ürünler de vardı. Bu ürünlerin bir kısmında bakanlığın tahşiş olarak isimlendirdiği yönetmelikte içine başka bir gıda katılan ürünler vardı. Bir kısmı ise –bence daha tehlikeli olan yönü bu- özellikle pul biber ve kurutulmuş gıdalarda aflatoksin denen mantara rastlanmış. Bu bilindiği üzere kanserojen bir madde, yani tahşişten çok daha tehlikeli bence. Böyle bir listeydi. Yani listenin içindeki ürünlerin çoğu da raf ömrü kısa olduğu için 2 hafta sonra belki aynı ürünü gitseniz o markette büyük ihtimalle bulamayacaksınız ama dediğim gibi kurutulmuş gıdalardaki şey aynı şey söz konusu değil. Bunlar o yıl üretilmiş olup yıl boyu rafta kalabilecek ürünlerdi.

 

ÖM: Bakanlık hazırlamıştı bu listeyi öyle mi?

 

EÇ: Bakanlık kendi yaptığı denetimler sonucu bu listeyi hazırlamıştı.

 

ÖM: Halk için yapıyor bu denetimleri fakat sonra da halka açıklamıyor. O da enteresan.

 

EÇ: Halka açıklamıyor, 6. idare mahkemesi de başlangıçta verdiği kararda şunu dedi, bu hem başvurucunun yani benim hem de kamunun, halkın sağlığını yakından ilgilendiriyor dedi. Gerekçesi oydu fakat daha sonra ben bu listenin halka da açıklanması için dava açtım. Bu davada da yine tesadüfen aynı mahkemeye düşmüş olmalı ki Ankara 6. idare mahkemesi baktı. Fakat bu sefer davayı reddetti. Orada da yürütmeyi durdurma istemiştim halka açıklanması yönünde fakat bu davayı kabul etmedi Ankara 6. idare mahkemesi. Aslında bir bakıma kendi verdiği ilk karardaki kamu sağlığıyla ilgili gerekçeyle çelişkiye düştü. Şu anda dava en son bakanlıkta temyizleriyle birlikte Danıştay safhasında.

 

ÖM: Yani siz bilebiliyorsunuz ama halkın diğer kesimlerinin öğrenmek imkanı olmadığı gibi çok tuhaf bir durumla karşı karşıyayız. Böyle diyebilir miyiz?

 

EÇ: Evet, aynen öyle, yani tümü mahkeme ilanının gerekçesi halkın sağlığı ve başvuru, yani benimle ilgiliydi ama halkın da sağlığının çok önemli olduğu yönündeydi. Fakat o gerekçeye daha sonraki mahkeme kararlarında pek bir konu edilmedi, bölge mahkemesinde de itiraz oldu ama o konuya girmek istemiyor, o kısımlar biraz teknik. Olay böyle, şu anda Danıştay safhasında. Yalnız bakanlığın o dönemde hep savunduğu bir şey vardı, ısrarla “yeni yönetmelik hazırlıyoruz, bu yönetmelikle herşey düzelecek. Mevcut yönetmelik ve mevzuat bize izin vermiyor” gibi bir şey sundu kamuoyuna. Daha sonra çıkardıkları yönetmeliği ben inceleyince bu iddialarının pek doğruyu yansıtmadığı gözüküyor. Bakın şöyle mesela, çıkardıkları bir yönetmelik var bu da o zaman açıklayamadıklarını, açıklamalarına izin verecek yönetmeliğin 8. maddesinde şöyle bir şey eklemişler “kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdaları üreten ve satan firmanın adı, ürün adı, markası, parti ve seri numarası açıklanabilir” diyor. Buradaki ‘hayatıın ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş’ ifadesi çok sınırlayıcı bir ifade. Yani bu ne demek? Hastaneye, polikliniğe düşecek safhaya mı gelmeniz gerekiyor? Bu pek anlaşılabilir değil. Burada bakanlığa aşırı bir takdir yetkisi yanınmış.

 

ÖM: Evet şirketleri korumaya yönelik?

 

EÇ: Madde öyle gösteriyor, bu ifadeden benim anladığım bu.

 

ÖM: Süreyi bitirdik maalesef ama son 10 saniye için bir şey soracağım. Biz size rüşvet versek bu sağlığa zararlı maddeleri açıklar mısınız bize?

 

EÇ: Açıklayamıyorum, onunla da ilgili bilgi edinme kanununda bir madde var: “İlgili bilgi sağlayan kurum izin vermedikçe bu bilgileri açıklanmaz” diyor. Aslında konu daha geniş, o kısımlara pek girmedim, yani işin gerçeği sivil toplum örgütleri dediğimiz demokratik kitle örgütleri de bu işin arkasında pek durmadı, dursaydı belki böyle olmayacaktı, daha net sonuçlar elde edebilecektik.

 

ÖM: Ne yiyeceğimizi, ne zararlı olduğunu daha bir süre öğrenme şansımız yok, mahkemelerle biraz daha cebelleşmek zorundayız herhalde. Peki çok teşekkür ederiz Erol bey, görüşmek üzere.

 

EÇ: Ben teşekkür ederim. İyi günler, iyi yayınlar.