Ekoloji Hareketleri Gündemi: 6.12.2012

-
Aa
+
a
a
a

Ekoloji Hareketleri Gündemi*

 

6 Aralık 2012

 

Ekoloji hareketleri Gündemi'nde Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları'ndan (ÇEHAV) İbrahim Demirci ile Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Büyükşehir Yasası'nı konuştuk:

 

Dinlemek için:

 

İndirmek için: mp3, 7.7 Mb.

 

6 Aralık 2012 tarihinde Açık Radyo’da Açık Gazete programında yayınlanmıştır.

 

* Ekoloji Hareketleri Gündemi Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları (ÇEHAV) ile birlikte hazırlanıyor:

 

Ekoloji Hareketleri Gündemi'nin podcast servisine abone olmak için tıklayın.

 

 

Ekoloji Hareketleri Gündemi'nin yayınlanmış diğer bölümlerine ulaşmak için tıklayın.

 

***

 

 

Can Tonbil: İbrahim Bey merhabalar.

 

İbrahim Demirci: Merhaba, günaydın.

 

CT: Günaydın. Bugün İbrahim Demirci ile konuşuyoruz ve konumuz da galiba yeni büyükşehir yasası.

 

İD: Evet doğrudur. Geçen gün Cumhurbaşkanı tarafından onaylanarak yürürlüğe giren 13 ilde büyükşehir belediyesinin kurulması ve bazı ilçelerin kurulmasıyla yine bazı yasalarda ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılmasına dair klasik bir AKP torba yasasıyla karşı karşıyayız. Ben tabii öncelikle size iyi yayınlar diyeyim ÇEHAV adına. İstanbul barosu avukatlarından İbrahim Demirci’yim, ÇEHAV üyesiyim. Şimdi yasaya göre 13 adet yeni büyük şehir belediyesi kuruluyor, mevcut büyükşehir belediyeleriyle birlikte toplamdaki sayı 29 büyükşehir belediyesine ulaşıyor, varıyor. Yasayla birlikte büyükşehir belediyelerin yetki ve görev alanları çok genişletiliyor. Yasada değişiklikten önce en az 3 ilçenin dahil olması öngörülürken büyükşehir belediyeleri açısından, şimdi bütün ilin mülki sınırlarına kadar dayanıyor büyükşehir belediyelerinin yetkileri. Bu yasayla birlikte tüm büyükşehirler, yeni kurulanlar da dahil olmak üzere bunların ilçelerindeki köy ve beldelerin tüzel kişiliği tamamen ortadan kaldırılıyor ve buralar mevcut büyükşehrin veya ilçelerin mahallelerine dönüştürülüyor. Yani köy statüleri tamamen kaldırılıyor. Tabii şunu hatırlatmakta fayda var, aslında bu düzenleme doğrudan aslında Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa yerel yönetimler özerklik şartına aykırı. Çünkü söz konusu şartın, sözleşmenin 5. maddesinde bu tür yerel sınırların değiştirilmeleri için ilgili yerel topluluklardan referandumla görüş alınması öngörülmüş. Aslında yasa bunu tabii bunu tamamen çiğniyor ve yerelde yaşayan insanların, köylerde, beldelerde yaşayan insanların görüşlerine başvurulmadan yasayla bütün sınırları değiştiriyor.

 

CT: Köy statülerinin kaldırılması tam olarak ne manaya geliyor?

 

İD: Ben de tam ona geçeceğim; yani sonuçta köylerin kaldırılması, mahalleye dönüşmesi ve büyükşehre bağlanması köy kanunundan ayrıldıkları anlamına geliyor. Yani köylerin yasalardan kaynaklanan bir takım hakları var, mera kullanımı, yaylak kullanımı, tarım ve hayvancılık yapılması, yani büyükşehre bağlandığı zaman artık köylerde klasik bir köy tarzı tarım ve hayvancılığın yapılması imkansız hale gelecek. Çünkü yani büyükşehirlerde bu tür tarım ve hayvancılığın yapılması için yasalarda öngörülmüş bir takım lisanslar, izinler, ruhsatlar vs. alınması gerekiyor. Ayrıca büyükşehir belediyeleri içinde emlak vergilerinin yüksek olması, ticaretle ilgili olarak vergilerin yüksek olması, elektrik ve su bedellerinin yüksek olması, yani şunu rahatlıkla söyleyebiliriz, artık bu tüzel kişiliği kaldırılmış, mahalle edilmiş köylerde tarım ve hayvancılığın yapılabilmesi mümkün değil. Bunun doğal sonucu olarak da elbette bizim sürekli üzerinde durduğumuz mera ve yaylaklardan faydalanma, mera ve yaylakların statüleri de, fiili yapıları da bu sefer tartışmaya açılacak. Yasada her ne kadar yani “bu köyler meralardan yararlanır” diye bir ifade olsa da az önce açıkladığım sebeplerden dolayı zaten fiili olarak köylerde bu tür tarım ve hayvancılık faaliyeti yapılamayacağı için meraların da artık fiilen kullanımı söz konusu olmayacaktır. Yani kullanım amacı ortadan kalkacaktır. Burada şöyle bir durum var, henüz yasalaşmadı ama yine torba yasa var gündemde, orada mera yasasında da bir değişiklik getiriyor ve mera yasasındaki değişiklik şu, açıkça şunu ifade ediyor, diyor ki “kırsal ve kentsel dönüşüm adı altında mera vasfını değiştirerek bu alanın yapılaşmaya açılmasına, çevre ve şehircilik bakanlığının onay vereceğini söylüyor. Yani aslında bu mevcut yasayla ileride yasalaşacak mera yasasını birlikte değerlendirdiğimiz zaman köylerin kaldırılmasının aslında ileriye yönelik olarak doğal bir neden olduğunu görebiliyoruz.

 

CT: Şu anda ortaya çıkan durum bu mera vasfını kaybeden alanların bir şekilde yapılaşmaya açılacağı gibi bir durum söz konusu önümüzdeki dönem içerisinde.

 

İD: Tabii bunu zaten bu yasada da açık açık söylemiş, diyor ki meralarda tek tip mimari projeler hazırlanarak yapılaşmaya imkan verecek bir yasada, bu mevcut değerlendirdiğimiz yasanın içinde bir düzenleme olarak açıkça yer almış.

 

CT: Tek tip mimari girişimlerden de ne anlayacağımız da malum oluyor galiba?

 

İD: Artık o ucu açık bir şey, onu hepimiz yaşayacağız ve göreceğiz ne yapılıp ne yapılamayacağını.

 

CT: İbrahim bey çok teşekkür ederiz. Önümüzdeki dönemlerde de muhtemelen irtibat halinde olacağız.

 

İD: Tamam. ÇEHAV adına biz teşekkür ederiz. Tekrar iyi yayınlar diliyorum.