"Devlet Namus Bekçiliğine Son Versin" (Bağımsız İletişim Ağı)

-
Aa
+
a
a
a

01 Eylül 2004Burçin BELGE

BİA (İstanbul) - Yeni Türk Ceza Kanunu (TCK) tasarısında "zinanın suç kapsamına alınması" girişimlerine kadınlar öfkeli. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekillerinin "zina Anadolu kadınının talebi" şeklindeki sözlerine karşın, Diyarbakır, Batman, Van, Mardin, Gaziantep ve Mersin'deki kadın kuruluşlarının temsilcileri, "zinanın suç kapsamına alınmasının" kadınlara zarar vereceği görüşünde. "Devlet, özel hayatın mahremiyetine saygı göstermeli" diyen kadınlar, Türkiye'de dini nikahın ve çok eşli evliliklerin yaygınlığına, namus cinayetlerine ve geleneklerin kadınlar üzerindeki baskısına dikkat çekiyorlar... "Namus cinayetlerini meşrulaştırır" Diyarbakır Kadın Merkezi'nden (KAMER) Nebahat Akkoç, Batman İl Kadın Platformu'ndan Saadet Becerikli, Van Kadın Kooperatifi'nden Sultan Bayram, Mardin Kızıltepe KAD-MER'den Aycan Başboğa, Gaziantep'ten feminist Nihal Tütüncüler ve Mersin Bağımsız Kadın Derneği'nden Necla Abide Ölçer, düzenlemenin Türkiye'nin gerçekleriyle bağdaşmadığı görüşündeler. Akkoç, "Kadınlar zina ile kendilerini ilişkilendirmiyor, çünkü bölgede zinanın kadın açısından cezası zaten ölümdür" diyor. "Çok eşli evliliklerin mağduru da suçlusu da kadın mı?" Becerikli, Batman'da son iki haftada iki kadının kocaları tarafından öldürüldüğünü belirttikten sonra, "Zinanın suç sayılması evlilik dışı ilişkileri engelleyemez; ama namus cinayetlerini meşrulaştırır" diye ekliyor. Van'da imam nikahının yaygınlığına dikkat çeken Bayram, "Çok eşli evliliklerin suç kapsamına alınması, buranın yapısını altüst eder" diyor; zinaya ilişkin maddenin hayata geçirilmesinin güçlüklerine değiniyor. Başboğa da Bayram ile aynı görüşte, "Kocası ölmüş bir kadını kayınbiraderiyle evlendirmeden ailenin ve kadının namusu kurtulmuyor. Kadının zaten ayrı yaşama şansı yok" diye ekliyor. "Herkes kadının namus bekçisi" "Girişim, AKP'nin kadına bakış açısını gösteriyor. Hiçbir konuda anlaşamayan CHP ve AKP'nin bu kadar kolay uzlaşması dikkat çekici" diyen Ölçer, "Mersin'de resmi nikahların yaygınlaşmasını sağlayamayan, çok eşliliği önleyemeyen devlet, kimi zina suçlusu sayacak?" diye soruyor. Yasa ile herkesin kadınların namus bekçisine dönüşebileceğini vurgulayan kadınlar, tüm kadın kuruluşlarına işbirliği ve ortak eylem çağrısı yapıyor. Kadınların, görüş ve önerileri şöyle: Akkoç: 40 tane de yasa olsa, kadınları gelenek cezalandırır * Birlikte çalıştığımız kadınlara düşüncelerini sorduk: İlk anda "Zina suç olsun, kocam böyle bir şey yaparsa cezalandırılsın" diyorlar. * Yasayla kendilerini ilişkilendiremiyorlar. 40 tane de yasa olsa, kadın zina yaparsa, geleneklere göre cezalandırılacaktır ve bu ceza mutlaka ölüm olacaktır.* Kadınlara göre zina, erkeklerin işlediği bir suçtur ve cezası da olmalıdır. Ancak bir kadının zina yapan eşini şikayet edebilmesi için, kendisine sahip çıkan çok güçlü bir aileye, hayatını koruma altına alacak mekanizmalara ihtiyaç duyar. * Yüzde 55-60'ı okuryazar olmayan; kalanların çoğunluğunun da ilköğretim mezunu olduğu bir kadın kitlesiyle çalışıyoruz. Çalışırken, kadın sorununu çok dibinden başlayarak ele almamız gerekiyor. * 4320 sayılı Ailenin Korunması Kanunu'nu defalarca gündeme getirdiğimiz halde, hiçbir kadın bu mekanizmayı kullanmaya cesaret edemedi. Çünkü kadınlar burada geleneklerin, ekonomik koşulların, toplumsal yapının baskısı altında.* Diyarbakır ve çevresinde imam nikahı ve çok eşli evlilik çok yaygın. Hiçbir kadın isteyerek kuma evliliği yapmaz; ailelerinin kararıyla evli bir adama kuma gitmek zorunda kalırlar. Zina suç sayıldığında, üç, dört eşli erkeklerin durumu ne olacak? Bu erkeklerin eşleri ne yapacak? Onlar da cezalandırılacaklar mı? Becerikli: Erkek haklı, kadın suçlu sayılacak* Batman'da, iki hafta içinde iki kadını kocası öldürdü. Katil kocalardan birisi, savunmasında, eşini kendisini aldattığı için öldürdüğünü açıkladı. Burada, zinanın kadın açısından karşılığı ancak bu... * Zinanın suç sayılması, bölgede evlilik dışı ilişkilerin önüne geçemez; namus cinayetlerini meşrulaştırır.* Zina maddesinin yasaya eklenmesini kadınların istediği, inandırıcı değil. Hiçbir kadın, kocasını polise şikayet etmeye cesaret edemez. * "Erkektir, ne yapsa yeridir", "Erkek yapar, elinin kiridir" söylemiyle yetiştirilen kadınlar, geleneklerin de etkisiyle, kocasının kendisini aldattığını gizli tutmayı tercih eder. * Evli erkek ve bekar kadın da ilişkiye girse, geleneksel yapının etkisiyle, erkek evli de olsa haklı görülecek, kadın bekar da olsa suçlanacak... Bayram: Yasa, Van'ın yapısını altüst eder * Van'da imam nikahıyla evlilikler çok fazla. Bu evliliklerin tamamı zina kabul edilecek ve şikayete gerek kalmadan, resen savcılık kovuşturma yapacak mı? Bu, buranın yapısını altüst eder. * Devlet ve politikacılar namus bekçiliğini sürdürüyor. Özel hayatın mahremiyetine, kadın ve erkeklerin bedenleri üzerindeki söz hakkına saygı gösterilmeli. * Geçtiğimiz yıl, 4320 Sayılı Ailenin Korunması Kanunu'nun uygulanıp uygulanmadığını araştırmıştık. Sonuç, 1 yılda 11 dava açılmış, davaların çoğunluğu reddedilmiş. Verilen tedbir kararları da zaten hayata geçirilememiş. Yani, yasa uygulanamamış. * Çok eşli evliliklerin önlenerek kadınların lehine bir durum yaratılacağı savunulsa da, zinaya ilişkin maddenin hayata geçirilmesi de çok zor. * Van'da insanlar devlete ve polise mesafeli yaklaşıyor. Şiddet gören bir kadın, polise başvurmayı ailesine saldırı olarak algılıyor. Yoksulluk yaygın, kadınlar işsiz, marjinal işlerde çalışıyor. Bu durumda, imam nikahı ve ikinci eş, bir çeşit güvence gibi algılanıyor. * Zinanın suç sayılması, kadını teşhir edip öldürülmesine davetiye çıkaracaktır. Başboğa: Devlet, bekçilik yapacağına sığınmaevi açsın * Devlet namus bekçiliğine soyunmak yerine, kadınları bilinçlendirecek, statüsünü yükseltecek çalışmalar yürütmeli. Eğitime daha çok önem verilmesi, sığınmaevleri ve danışma merkezleri açılması lazım. * Zina suç sayılsa da, kadınlar bu düzenlemeden yararlanamaz. Kadın sokağa çıkmaktan korkarken, şiddet gördüğü halde, yalnız yaşamayı göze alamadığından boşanamazken, kocasının zina yaptığı için cezaevine gönderilmesi hayatını kolaylaştırmaz.* Dini nikah, bölgede resmi nikahtan üstün tutuluyor. Kocası ölmüş bir kadını, kayınbiraderiyle evlendirmeden ailenin ve kadının namusu kurtulmuyor. Kadının zaten yalnız yaşamak gibi bir şansı yok. Tütüncüler: Yasa kadınların hayatını zorlaştıracak * Zinanın suç kapsamına alınması, kişilik haklarına saldırı; özel hayatın gizliliğine aykırı. * Zinanın suç sayılması, kadınların, yasa önünde suçsuz sayıldığı halde aile meclisi kararıyla öldürülmesini, yasa önünde meşru kılacak. * Çalışmalarımız sırasında, iş sahibi, üniversite mezunu, kendi ayakları üzerinde durabilen kadınların dahi, geleneklerin ve eşinin baskısı nedeniyle eşinin üzerine kuma getirdiğini şikayet edemediğine tanıklık etmiştik. Ölçer: Kadının namusunun bekçileri çoğalacak * Yasa ile kadınlar teşhir edilecek, zor durumda kalacak. Bölgede pek çok kadın, kocasını hiçbir koşulda şikayet etmez, edemez. Yasa da işlemez. * Mersin'de resmi nikahların yaygınlaşmasını sağlayamayan, çok eşliliği önleyemeyen devlet, kimi zina suçlusu sayacak? Ağabeylerinin, babalarının zoruyla kumalığı kabul etmek zorunda kalan kadınlar da mı suçlanacak? Birden fazla evlilik yapmış erkekler cezaevine girerse, bu kadınlar ne yapacak? Böyle bir durumda kim ayıplanacak, kadın mı erkek mi? * Evli bir erkekle ilişkiye giren bekar bir kadın mı; yoksa erkek mi daha fazla teşhir edilecek, ayıplanacak, zor durumda kalacak? * Yasa ile herkes birbirinin namus bekçisine dönüşebilir. Bir erkek arkadaşımı eşim yokken evime çağırdığımda, potansiyel suçlu mu sayılacağım? Benden hoşlanmayan bir komşum, polise şikayet etmek için eve arkadaşımla geldiğim bir günü fırsat bilebilecek mi? * Bir mahallede, kadınlar mı yoksa erkekler mi daha çok gözlenecek, suçlanacak, damgalanacak? Tabii ki kadınlar. Namusu, kadınların iki bacağının arasında taşıdığı düşünülüyor çünkü...

http://www.bianet.org/2004/09/02/42109.htm