Çocuklardan Kart

-
Aa
+
a
a
a

Bir Beatlesseverseniz mutlaka kütüphanenizde yer alması gereken bir kitap yayımlandı geçen ay İngiltere’de. Postcards From the Boys adını taşıyan kitapta; John, George ve Paul’un, grubun dördüncü ayağı Ringo Starr’a gönderdiği 53 kartpostal ve Ringo’nun kartların ehemmiyeti, ona neler ifade ettiği üzerine yazdıkları yer alıyor.

 

The Beatles’ı seviyorsanız ve kartpostal denilince aklınıza Can Yücel’in baş kahramanı olduğu bir şehir efsanesinden başka şeyler de geliyorsa, geçen ay İngiltere’de Cassell Illustrated  tarafından yayımlanan ve kanımızca grubun en yakışıklısı Ringo Starr imzasını taşıyan Postcards From the Boysadlı kitabın sizin için bir arzu nesnesi olacağından emin olabilirsiniz.

 

Dört Liverpoollu delikanlıdan müteşekkil grubun, müziğin, ve bir parça cüretkâr olmakta sakınca görmezsek, dünyanın gidişatını değiştirmeye başladığı ilk günlerden, dağıldığı güne kadar, John, Paul ve George’un el yazılarıyla, kimi zaman çiçekler ve resimlerle süsleyerek davulcuları Ringo’ya yolladığı tam 53 kartpostal yer alıyor kitapta. Lakin sadece kartpostallardan ibaret bir kitap da değil bu. Zira, Ringo üşenmemiş, kartın ne zaman, neden dolayı, neler yaşanırken kendisine gönderildiğini, onun için ne ifade
ettiğini, çoğu zaman mizahi bir dille kaleme almış bizler için. Bir sayfada kendisine yollanan kartpostal, hemen yan sayfada da Ringo’nun bu kart hakkında yazdığı yazı var.

 

Şimdiye kadar, bu muhteşem dörtlü hakkında çok şey okumuş olabilirsiniz; hiç fark etmez. Grubun tüm şarkılarının sözlerini ezbere biliyor olabilirsiniz, ya da daha önce yayımlanmış The Beatles’ı anlatan pek çok kitabı, hatta üyelerin biyografilerini yalamış yutmuş da olabilirsiniz, yine fark etmez. Saydıklarımızın hiçbiri, George’un, Paul’un ya da John’un bazen inci gibi, bazen de çalakalem, kargacık burgacık el yazılarıyla “kanka”ları Ringo’ya  yazıp yolladıkları bu kartpostallar kadar etkileyemez sizi.

 

Eski bir dostun yıllar öncesinde, mesela ilk yalnız çıktığı tatilden, ilk yurt dışı gezisinden yolladığı kartları yıllar sonra bulunca hissettiklerinize benzer bir his yaratıyor Postcards from the Boys insanda. Ve tabii daha da fazlasını. Tanrı katında gördüğünüz Paul’un ilkokul çocuklarının bile doğru yazdığı bir kelimeyi yanlış yazmış olması, John’un her harfi başka bir renk kalemle yazarak “sevimlilik” yapması, ya da George’un  imzasının yanına iliştirdiği gülen suratı görmek; sanki onları daha bir gerçek kılıyor. Bir de tabii, bizim tüm yazı boyunca yaptığımız gibi, kendinizi bu yüce insanlara, onlardan ilk isimleriyle bahsedecek kadar yakın hissetmenize imkân veriyor. Daha ne olsun!

 

Kitapta yer alan kartpostalların hangi birinden söz etsek, bir diğerine haksızlık etmiş olacağız. Ama birini seçmek gerekirse; bizim en çok hoşumuza giden John Lennon ve Yoko Ono’nun Los Angeles’tan gönderdiği, üzerine renkli kalemlerle “Hola, ho love” yazdıkları kartpostal.  Kartpostalın yanına Ringo şöyle bir not düşmüş:

 

“Benim evin bahçesinde ateş yaktığımız gecelerden birinde, John ile çocuklarımıza (sanırım iki ya da üç çocuk vardı) bir havai fişek gösterisi yapalım dedik. Gidip şu fazla ses çıkarmayanlarından aldık birkaç tane. Fazlasıyla ot içmiştik ve çok gürültülü bir şeyler olsun istemiyorduk. Gerekli her şeyi hazırladık, oturma düzenini kurduk, biraz rahatladıktan sonra da dışarıya çıktık. Çocuklara şov yapmaktı niyetimiz. Sonra ne olduysa oldu; aldığımız her şey patladı. Patlayıverdi hepsi.”Ah”, “oh” diye bağıran perişan yetişkinleri görünce, çocuklar ne düşündü kim bilir. İkimiz de o kadar afallamıştık ki. İçeri girmek zorunda kaldık tabii. İşte çocuklarımızın bugün oldukları gibi birer insan olmasını sağlayan şey bence tam da budur.”

 

İnsan düşünmeden edemiyor; acaba bizler de The Beatles şarkılarını severek dinlediğimiz için mi böyleyiz? Ya da Nick Hornby’nin High Fidelity adlı romanının anlı şanlı kaybeden kahramanı Rob’un dediğinden yola çıkarsak; “Böyle olduğumuz için mi bu şarkıları sevdik?”

 

Help!