Bu Karda Buzda Neanderthal Olsam?

-
Aa
+
a
a
a

Homo sapiens’in buzlarla örtülü dünyaya en uyumlu olan cinsi, kısaca Neanderthal olarak bilinir. Bu pek savaşçı ve efsanevi canlı türünün, günümüz insanı ile geçmiş “maymunsu”lar arasındaki eksik halkayı oluşturup oluşturmadığı sorusu bir yana, karla-buzla başa çıkma becerileri konusunda Neanderthal’lerden epey geri kaldığımızı son kar felâketi ile bir kez daha öğrendim. İyi öğrenme, çok tekrardan geçiyor.

Buzlar İstanbul’u kapladığında, yeni doğal duruma en yüksek uyumu göstererek, hayatta kalmayı en iyi başaranların, karda yürümeyi, yeni oluşan kar dağlarından aşağı kaymayı ve yukarı tırmanmayı bilenler arasından

çıkacağını düşünebiliriz. Hayatta kalmaya yönelik mekanizmaları en gelişmiş olanlar, onbinlerce yıllık genomumuzun “hazırlandığı” döneme hiç benzemeyen bu kent hayatına nasıl ayak uydurdularsa, bizler de buzlara öylece uyum göstereceğiz.

Kahve-cami-ev arasındaki metrelerle ölçülen mesafelerden çıkıp da, Yakacık’ın sırtlarındaki evlerinden Levent’teki kulelerin elektronik gözetimli cafe’lerinde cappuccino pişirmeye gelenlerin genomlarında bu bilgi, tabii ki, ta kendisi olarak yoktu. Genlerde mevcut olan materyalin, yeni durumlara adapte olmak ve yeme-içme, uyuma, üreme gibi temel işlevleri sürdürüp hayatta kalmaktan başka bir “amacı” yok zaten. Ama bu amaçlara yönelik mekanizmalar, gereğinde cappucino, gereğinde mırra pişirip, insana ekmeğini kazandırmayı sağlamakta.

Biz Homo sapiens sapiensis’leri, tür olarak dünyada kalıcı kılan ayırıcı özelliğimiz buza uyum değil. Kalıcılığımız “şimdilik” elbette; şimdinin dünya tarihi içinde onbinlerce yıla karşılık geldiğini de belirteyim. O şimdinin başında mıyız, sonunda mı, o belirsiz işte.

Peki, Homo sapiens neanderthalis, o buzlarla, karlarla başa çıkmayı başarıp, filmlerdeki “kaşlı kamer” ve maymunumsu geri kalmış görüntüsünün akla pek getirmediği birçok beceriyi sergilerken, ne oldu da, nasıl oldu da, giden o, kalan biz olduk? Biz, yani, çene çalmaktan, duvarlara resim yapmaktan öte pek bir marifeti olmayan Homo sapiens sapiensis...

Kalıntılarının bulunduğu bölgeye atfen Cro-Magnon adıyla anılan Neanderthal-dönemdaşı atalarımız, biz torunlarına mahsus çenebazlık, konuşabilmemiz, keyfimize zevkimize düşkünlüğümüzün ilk işaretlerini Fransa’daki mağara duvar resimlerinde vermişti. Savaşçı Neanderthal’ler buzları kırıp, taşkınca bir hayat yaşayarak duruma uyum sağlamakla uğraşırken, “bizimkiler” mağaralarına kapanıp kendilerini geliştirmişler! Çevreyi kendilerine uydurmak için... Uyduramayan Neanderthal olsun!