Bilgi'de 10 derste STK

-
Aa
+
a
a
a

Hülya Demircan: Bugün canlı yayındayız. Bugünkü konuğumu tanıtıyorum; hoşgeldiniz Nurhan Yentürk.

 

Nurhan Yentürk: Hoşbulduk.

 

HD: Nurhan Yentürk, profesör olarak İTÜ’den ayrılıp geçen sene İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde STK Eğitimi Birimi ve Araştırma Direktörlüğü görevini üstlendi. Peki bu birimin amacı ve faaliyetleri neydi Nurhan Hanım, ki sizi cezbedip oraya geçmeye neden oldu?

 

NY: Şimdi, tabii, özellikle Bilgi Üniversitesi’nin en önemli özelliği akademik etkinliklerinin yanı sıra sosyal ve kültürel etkinliklere ağırlık veren, kapısını açmış bir kent üniversitesi olması ve başından beri, gerçekten de sizin de takdir edeceğiniz gibi, sivil toplum kuruluşlarını destekleme misyonunu bir parçası haline getirmiş durumda. Bu birim, Bilgi Üniversitesi’nin şimdiye kadar sivil toplum örgütleriyle birlikte yaptığı çalışmaları ya da sivil toplum örgütlerine sunmaya çalıştığı hizmetleri kurumsallaştırma çabası olarak düşünülebilir. Birimin amacı esas itibariyle bu sivil toplum kuruluşlarının, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının kurumsal kapasitelerini güçlendirmeleri için gerekli olan bazı bilgileri, eğitim programlarını aktarmak, buradaki sorunların çözülmesine katkıda bulunmak.

 

HD: Akademik katkıda bulunmak diyebilir miyiz buna?

 

NY: Sadece akademik değil, çünkü katkıda bulunmayı hedeflediğimiz konuların bir kısmı da çok beceriye ilişkin, çok teknik bilgiye ilişkin de olabiliyor.

 

HD: Ama Bilgi Üniversitesi bir anlamda sosyal sorumluluk üstlendi, değil mi?

 

NY: Aynen bu şekilde ifade etmek…

 

HD: Bizim programımızın ana temasıyla çok örtüşüyor…

 

NY: Hatta düşündüğümüzden çok daha büyük bir sorumluluk altına girmiş olduğumuzu, daha aslında çok yeni başlamış olduğumuzu, Mayıs 2003’ten itibaren başlamış olduğumuz faaliyetleri ve orada vermeye çalıştığımız hizmetlere olan talebin yüksekliğinden de anlayabiliriz. Biz burada bir talep olacağını tahmin ediyorduk, çünkü Türkiye’de üniversitelerin böyle bir akademi dışına çıkarak sivil toplum örgütleriyle kucaklaşabilecekleri kurumsallaşmış tanımlanmış merkezleri yok. İlk defa oluyor bu. Böyle bir yüksek talebin olabileceğini tahmin ediyorduk ama doğrusu düşündüğümüzün çok daha üstünde bir talep ile karşılaştık.

 

HD: Demek ki toplumumuz da bir arayış içerisindeymiş; sivil toplum kuruluşları mı talepte, yoksa bireysel başvurular mı yoğunluklu?

 

NY: Her ikisi sözkonusu. Biz tabii daha çok doğrudan sivil toplum kuruluşlarına hizmet veriyoruz, bunların ihtiyaç duydukları bilgileri aktarmaya gayret ediyoruz. Faaliyetlere girdiğimizde bunları aktarabilirim, kimisi doğrudan sivil toplum kuruluşları yani kurumsal bir bilgi, kimisiyse o kurumun içindeki bir bireye yönelik, diyelim kariyer yatırımı ki bundan çıkacak sonuçla bu bilgi aktarımıyla tabii ki o STK’nın yararlanacağını düşünüyoruz. Ama bizim hedefimiz bireyler değil, sivil toplum kuruluşları.

 

HD: O zaman biraz detaylara girmenizi rica etsek. Bu birimin amaçlarını öğrendik; faaliyetlerini rica edeyim o zaman.

 

NY: Sahiden ilginç bir yelpazeye yayılmış durumda bu faaliyetler. Öncelikle Bilgi Üniversitesi’nin tabii bu faaliyetleri finanse etmekte büyük katkıda bulunduğunu söylemek istiyorum. Ama bunun yanı sıra bir Açık Toplum Enstitüsü ve ACT Hollandaisimli kuruluş tarafından bu yılki faaliyetlerimiz destekleniyor finansal olarak, bunu belirtmek istiyorum.

 

Uluslararası proje çağrıları, STK iletişim bilgileri, STK kütüphanesi

 

Şimdi, neler yapıyoruz: Birincisi; Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının özellikle uluslararası projelere bireysel olarak, yani tek başlarına ya da başka sivil toplum, diğer yabancı ülkelerin sivil toplum kuruluşlarıyla ortak olarak katılmaları çok düşük düzeylerde kalıyor. Halbuki burada ciddi bir kapasite var; buradaki bilgi akışını sağlamaya çalışıyoruz. Her sivil toplum örgütünün kendi çabalarıyla bazı internet sitelerinden, kaynaklardan öğrenmeye çalışabilecekleri bilgileri, özellikle açılan proje çağrıları, yapılabilecek, ortak yapılabilecek çalışmalarla ilgili bilgileri derleyen bazı profesyonel kuruluşlara abone olduk.

 

HD: Harika.

 

NY: Yani kendimiz büyük bir kadro tutup bunları araştırmıyoruz. Bu gerçekten biraz etkinliği kısıtlı olan bir şey ama bunu yapan iki tane, bir Avrupa’da ve biri Amerika’daki veri tabanına diyelim abone olduk. Bunlardan gelen bilgileri süzerek, yani Türkiye’ye uygun olanlarını alarak... çünkü biliyorsunuz bazılarında da Türkiye’ye hiç yer olmayabilir, Kuzey Avrupa’yla ilgili bir şey olabilir vesaire.

 

HD: Boşuna zaman kaybı olabilir..

 

NY: Hepsini ilan etmiyoruz. Bunları araştırarak, süzerek, bilgiyi özetleyerek, amacını, hangi ülkelerin dahil edilebileceğini, süresini vesaire gibi web sitemize koyuyoruz. Şu an çeşitli sivil toplum kuruluşlarının başvurabilecekleri 15’e yakın açık duyuru var. Bu önemli bir hizmet, çok kullanılıyor.

İkincisi; elektronik posta adreslerini toparladık ve adres telefon ve fakslarını toparladık sivil toplum kuruluşlarının.

 

HD: Kaç tane?

 

NY: Şimdi bizim bin tane e-mail adresi olan, listelenmiş durumda web sitemizde bulunan bir elektronik posta listesi. İkincisi ise dört bin tane telefon faks ve adres olan…

 

HD: Tabii bunların bininle örtüşenler var?

 

NY: Tabii, bu binin büyük bir kısmı hatta belki hepsi bu dört binin içerisinde var. Üç bin tane de elektronik postası olmayan, sadece adresleri olan var ki bunların bin beş yüzü İstanbul’da, diğerleri Anadolu’da. Anadolu’da daha sık değişiyor olabilir, fakat e-mail adreslerimiz hepsi güncellenmiş durumda, aynı şekilde İstanbul’daki posta adreslerimiz de güncellenmiş durumda. Çünkü broşür yolluyoruz, geri gelenleri mutlaka hemen kontrol ediyoruz…

 

HD: Çok güzel, bu vesile ile hemen web sayfanızın adresini verin.

 

NY: Web sayfamızın adresini vereyim: http://stk.bilgi.edu.tr

 

HD: Evet. Devam edelim.

 

NY: Bu elektronik posta adresleri aslında bizim projelendirmediğimiz, kendi ihtiyacımız için oluşturmaya başladığımız bir liste. Bilgi Üniversitesi’nin Tanıtım Ofisi’nin çok büyük katkılarıyla oluşmuş bir liste ve biz bunları açık olarak Excel dosyası formatında web sitemize koyduk. Yani herkes şu an oraya girip bunların tümünü indirebilir ve kullanabilir, kendisi de sekiz yüz STK’lik bir e-mail network’ü oluşturabilir. Böyle bir açık hizmet. Bu nedenle de çok girilip çıkılıyor, bir sürü kişi de, bir sürü STK da bize sürekli yeni bilgilerini yollar oldular.

 

HD: Çok güzel.

 

NY: Tabii bunun teknolojik olarak daha gelişmişini yapmak mümkün ama, dediğimiz gibi bu bizim kendi ihtiyacımız için oluşturmuş olduğumuz bir şeydi.

 

HD: Ortak kullanıma açtınız.

 

NY: Onu da açtık sadece. Yine çok önemli bir hizmet; STK kütüphanesi oluşturduk. İstanbul Bilgi Üniversitesi Kütüphanesi’nde bir alt koleksiyon olarak ve STK’ların kullanabileceği çok sayıda kitap sipariş ediyoruz. Geliyorlar, bunlar kütüphanemizde kısmi olarak basılı, kısmi olarak ulaşılabilen elektronik kitaplar. Burada çok ciddi bir koleksiyon oluşacağını düşünüyoruz ve bunu da sürekli hale getirmeyi amaçlıyoruz. Bunların bir kısmı tamamen proje yazmaya yönelik el kitapları, ama bir kısmı da sivil toplum, demokrasi gibi konularda gayet akademik tartışma kitapları…

 

HD: Bunların çoğu yabancı dilde herhalde, değil mi?

 

NY: Çoğu yabancı dilde.

 

HD: Evet.

 

Gönüllü hukukî yardım

 

NY: Evet ama, Türkiye’de de bu konuda çıkan bütün kitapları izleyip, alıp, koymaya gayret ediyoruz. Bu diğer bir faaliyetimiz, yine yararlanmaya açık olarak bulunuyor. Bir diğeri de -bu da Türkiye’de ilk defa yapılan bir şey- STK’lara hukuki yardım, hukuki bilgilendirme; kuruluş kanunuyla ilgili, tüzük oluşturmayla ilgili, ya da daha sonra karşılaştığı bir hukuki sorunla ilgili sivil toplum kuruluşları eğer bize bir e-mail atarlarsa, biz bunu üniversitemizin bünyesindeki hukukçularla... hukukçuları yönlendiriyoruz diyelim, onların bilgi ve birikimleriyle kendilerine bir yol gösterici cevap yolluyoruz. Bu hizmet tamamen yine gönüllü olarak Hukuk Fakültesi’ndeki…

 

HD: Bu da gönüllü…

 

NY: İnsan Hakları Hukuku Merkezi’nde yüksek lisans yapan avukatların fakültenin hocalarıyla birlikte oluşturdukları bir çalışma platformu.

 

HD: Harika. Bunun için e-posta adresi nedir?

 

NY: Aynı yerde, yani web sitesinden rahatça ulaşabilirler. Biz hemen bunu hukukçu arkadaşlara yönlendiriyoruz. Buraya gelen sorulardan da zaman içerisinde sıkça sorulan sorular gibi bir küçük bilgi sayfası oluşturma amacımız var. Bunlar süren, Mayıs ayından beri yaptığımız hizmetler. Ekim ayında başlayacağımız, esas bizim merkezimizin birimimizin omurgasını oluşturan en uzun vadeli faaliyetimiz, sivil toplum kuruluşları çalışanlarına yönelik bir eğitim ve sertifika programı var. Bunu arzu ederseniz konuşalım.

 

Sertifika programının tabii en genel amacının, sivil toplumun sürdürülebilir gelişimine bir katkıda bulunmak olduğunu söylememiz lazım. Bunun için sivil toplum örgütlerinin kapasitelerini geliştirmeye gayret ediyoruz, tabii bu bireysel yani sivil toplum örgütlerinde çalışan gönüllü ya da profesyonel ya da üyelerin kapasitelerini geliştirerek sağlanabilecek bir süreç.

 

HD: Tabii.

 

NY: Bireyden geçen bir süreç. Onun için STK’larda gönüllülerin, profesyonellerin STK’da yapısal değişiklik sağlamak, etkinlik sağlamak gibi amaçlarla, bu amaçlardan yola çıkarak ihtiyaç duydukları eğitimleri, bilgiyi aktarmak... Buna yönelik birtakım programlar oluşturmak... Şimdi buna çok büyük bir ihtiyaç ve talep olduğu için oldukça büyük, bütünlüklü kapsamlı bir program oluşturduk. Tabii burada esas amacımız beceri geliştirmek. Sivil toplum örgütlerinde çalışanların ihtiyaç duydukları bazı becerileri, bilgileri aktarmak. Ama bununla kendimizi kısıtlamıyoruz, bu beceri geliştirme derslerinin yanı sıra sivil toplum ve demokrasi diye adlandırabileceğimiz konularda perspektif oluşturmaya yönelik birtakım, ders değilse bile seminerler koymayı amaçladık programımıza. Şimdi dersler olarak baktığımızda, sayacağım müsaade ederseniz…

 

HD: Estağfurullah.

 

Dersler

 

NY: Bir sivil strateji oluşturma dersimiz var, bu bir genel giriş dersi ve böyle her sivil toplumun oturup kendi stratejisini oluşturmaları için geçmeleri gereken süreçleri, tartışmaları vesaire aktaracağımız bir ders. Daha sonra STK’ların proje için teklif yazma teknikleri anlatacağımız bir ders izliyor. Ondan sonra fon ve proje bütçesi oluşturma, arkasından, bu teklif yazma ve bütçe oluşturma bilgilerini Avrupa Birliği kriterleri, kıstasları, yöntemleri içerisinde bir tekrar gözden geçiriyoruz, çünkü Avrupa Birliği’nin bu konudaki bürokrasisi ve formatları oldukça farklı ve özel. Bunların ayrı bir ders olarak ele alınmasının yararlı olduğunu düşündük. Daha sonra, STK’larda insan ve gönüllü kaynakları yönetimi. Burada çok ciddi sorunlar yaşadığını biliyoruz sivil toplum örgütlerinin.

 

HD: Pardon, burada insan ve gönüllü derken, gönüllüler insan değilmiş gibi algılandı. Personel ve gönüllü, değil mi?

 

NY: Doğru, haklısınız. Şimdi İnsan Kaynakları Yönetimi çok oturmuş bir kavram, oraya biz bir gönüllü eklediğimizde sanki insan-gönüllü farklı iki... varmış gibi geliyor. Halbuki değil, haklı bir uyarı.

 

HD: Estağfurullah, ama yani...

 

NY: Sizin de katkıda bulunacağınız bir ders olduğu için özellikle…Daha sonra bir STK’larda proje yönetimi dersimiz var. Ondan sonra savunuculuk ve politika etkileme dersimiz var. Bir STK’lar için hukuki çerçeve ve insan hakları dersimiz var. İletişim becerileri dersimiz var ve enformasyon teknolojisi uygulamaları diye, on tane dersimiz var.

 

HD: Çok geniş kapsamlı…

 

NY: Gerçekten hukuktan iletişime, proje yazmaktan yönetime kadar geniş alanda bir ders. Bunların  ilk saydığım yedisi zorunlu, daha sonraki üçü seçimlik ders. Bu üçünden iki tanesini seçiyor katılımcılar, dolayısıyla yedi zorunlu iki tane de seçimlik dersi alarak tamamlayarak mezun oluyorlar. Dediğim gibi becerilerini bu derslerle geliştirmiş olduğumuzu, olacağımızı düşünüyoruz. Ama perspektif oluşturmak anlamında da bu derslerin aralarına dağıtılmış çeşitli seminerler koyduk. Bu seminerlerin başlığını da Sivil Toplum ve Demokrasi Seminerleri olarak adlandırdık. Bunların konuları; Sivil Toplum nedir? Demokrasi ve Gelişme, Toplum ve Toplumsal Cinsiyetçilik, Çokkültürlülük Perspektifleri, Organizasyonel Öğrenme, Kültür gibi...

 

Bunlar tabii daha da gelişecek ve artacak, konularında uzman kişileri davet edip derslerin yanı sıra seminerlerle zenginleştirilmiş süreç oluşturmayı düşünüyoruz. Dersleri kim verecek konusunu çok konuştuk kendi aramızda ve tartıştık ve yine bir üniversitenin, Bilgi Üniversitesi’nin misyonu olarak kendimizi bir akademia’ya çekip bilgimizi başka kişilere aktarmak gibi bir çerçevenin içerisine sıkışmamayı uygun gördük. Dolayısıyla biz bunu daha çok STK’lardan STK’lara bir deneyim aktarma süreci olarak tasarlamak istedik. Ve derslerin yarısından çoğu yine sivil toplum kuruluşlarında konusunda sivrilmiş, yurtdışında eğitim almış kişiler tarafından verilecek. Bir bölümü de üniversite öğretim elemanları, Bilgi Üniversitesi öğretim elemanları…

 

HD: Yani teoriyle pratiğin işbirliği oluyor.

 

NY: Bir araya getirmemiz lazım. Burada bunu özellikle tercih ettik. Kendi üniversitemizden özellikle seminer ve derslerde Murat Belge, Aydın Uğur, Mete Tuncay ve Turgut Tarhanlı gibi isimler var, başka üniversitelerden de seminerlere davet ettik. Ahmet İnsel, Fuat Keyman kabul ettiler, seminerlerimize katılacaklar. Bir diğer özelliğimiz de, yabancı uzman getiriyoruz. Bazı konularda gerçekten Türkiye’de de eğitimci kapasitesini arttırmanın, geliştirmenin de hedeflerimizin içinde olmasının iyi olacağını düşündük. Yabancı uzman bir derse geliyor -ki her programda iki üç yabancı uzman getirebileceğiz- bir dersin bir kısmını ya da tümünü yükleniyor ama mutlaka bunu yanında bir Türk uzman ile birlikte yapıyor dersi. O Türk uzman da onunla birlikte izliyor, dolayısıyla sadece bir STK çalışanlarına gönüllülerine bir bilgi beceri aktarma değil, aynı zamanda bir eğitimci eğitimi sürecini de böylece yaşamayı düşündük…

 

HD: Harika.

 

NY: Şu an on ders var. Bu daha fazla olacak ama her programda birkaç tane yabancı hoca getirerek her dersimizde bir kere bir yabancı deneyimi almış olacağız. Ve bunu da yabancı hocalarımızda birikmiş olacak bu bilgi birikimi çünkü bu tür derslere çok ihtiyaç var. Hiçbir şekilde bir üniversite tek başına bütün bu ihtiyaçları karşılayamaz, o nedenle sadece STK’lara değil eğitimcilere de, orayı da geliştirmek, o havuzu geliştirmek gibi bir amacımız var. Program dört defa tekrar edilecek.

 

HD: Yani bir akademik yılda iki kez oluyor, değil mi?

 

NY: İki kez oluyor, şimdi Ekim’de başlıyor, çok yüksek başvuru aldık. Bu bir sömestr, yani üç ay sürüyor, akşamları ve haftasonları, STK’larda çalışan profesyonel ya da amatörlerin katılabilmeleri için, ama çok yoğun bir program. Dersler modüler: Yani bir ders başlıyor, diyelim ki proje yazma, bir hafta o dersle ilgileniliyor, uğraşılıyor, sonucunda bir proje yazılıyor, ekipler halinde yazılıyor, sonra o ders bitiyor, bu kez diyelim ki bütçe yazma; bu dersin teorisi, pratiği vesaire bu sefer hazırlanmış olan…

 

HD: Yani olgunlaşıp pişiriliyor. Üstüne de yemek yeniyor.

 

NY: Evet.

 

HD: Sonra bir başka mönüye geçiliyor.

 

Yoğun program

 

NY: Evet, aynen öyle. En sonunda da aşağı yukarı her derste üstüne bir bilgi, bir bölüm aktarılmış bir proje ortaya çıkıyor. Ekip halinde yapılmış ve katılımcılar bu projelerdeki katkılarıyla değerlendiriliyor, yani sınav yapılmıyor, ekip çalışması teşvik ediliyor. Bu şekilde ortaya çıkacak olan, belki daha sonra somut bir çalışmaya dönüşebilecek olan pratik çalışmalar yapılıyor. Yabancı hocalar da geldiği için, modüler olmasının bir diğer gerekçesi de o. Onlar da gelip bir hafta kalıp gidiyorlar. Tabii dediğim gibi yoğun. Bu programa başvuranlar, tümünü değilse bile aşağı yukarı üç ay her akşam ve haftasonları kapayıp gelmeleri gerekiyor.

 

HD: Bayağı ciddi bir eğitim olacak…

 

NY: Aileleriyle vesaire. Tabii bunun çok zor olacağını söyleyenler de vardı. Ben eğitimle ilgili bir insan olduğum için çok zor olmayacağını düşünüyorum, çünkü gerçekten de Türkiye’deki genç nüfus eğitime çok açık ve çok heyecanla giriyor. Yüksek lisans programları var, ikinci eğitim gece programları, bunlar tıklım tıklım doluyor. Özeli-devleti, dokuz ay-on iki ay, insanlar her akşam ve haftasonu derse geliyorlar. Kaldı ki biz burada üç ay yapıyoruz. İlginç olan, başvurular arasında İstanbul dışından gelenler de vardı. Biz bunlara telefon ettik “Acaba yanlış mı düşünüyorsunuz, nasıl geleceksiniz?” diye. “Geleceğiz, üç ay İstanbul’da kalacağız orada…”

 

HD: Bu arada isterseniz şöyle bir açıklama yapmakta fayda var: Bildiğim kadarıyla bu program STK’larda çalışanlara yönelik ve zaten şu anda başvurular yapılıp bitmiş durumda, bu dönem için.

 

NY: Evet, bu dönem için. İkinci dönem mart ayında. Biz 5 Eylül’de kayıtları kapattık, ki 1 Temmuz’da açmıştık. Yani iki ay bir hafta açık tuttuk kayıtları, oldukça uzun bir süre. 6 Eylül’den itibaren gelenleri ikinci programa başvuru gibi dosyalıyoruz.

 

HD: Ama bu bir gönüllü kuruluşta çalışmıyorsa almıyorsunuz…

 

NY: Almıyoruz…

 

HD: O çok açık, net.

 

NY: Çok açık, her an başvurabilirler. Önce ilk sorunuza cevap vereyim, sözünü ettiğimiz web sitesine, oradan başvuruya girebilirler ve online başvurularını yapabilirler. Daha sonra kendilerinden istediğimiz bir şey var, o da şu: Bir sivil toplum kuruluşunun adayı olmaları gerekiyor. Biz bu programı, eğitimi bireysel kariyer geliştirme amaçlı yapmıyoruz. O nedenle bireysel başvuru değil, sivil toplum örgütünün adayı olması lazım...

 

HD: Galiba en az iki senedir de çalışıyor olması lazım, değil mi?

 

NY: Evet. Oradaki problemlerden ve sorunlardan haberdar olması lazım.

 

HD: O belki de interaktif bir şey olacak, değil mi?

 

NY: Bunun için, evet, kafasında soru olmadan gelince yeterince bir şey katamayız. O sorularla gelmiş olması gerekiyor. O nedenle iki yıl deneyim istiyoruz, bir STK’nın adayı olmasını istiyoruz, bunlar arasından seçim yaparak alıyoruz. Yeni başvuruları da Mart ayında değerlendiririz. Referans mektubu da talep ediyoruz hocalarından, çalıştıkları işyerlerinden vesaire. Dolayısıyla programı sonuna kadar götürebilecek kişileri hedefliyoruz.

Tabii burada bir tek şey söyleyeyim: Program burslu, yani biraz önce söz ettiğim iki, üç kurum tarafından finanse ediliyor; katılımcılara ya tam ya da kısmî burs veriyoruz. Programın maliyeti katılımcılara katiyen yüklenmemiş durumda, verdiğimiz burs karşılığında…

 

HD: Devam mecburiyeti var mı?

 

NY:Devam mecburiyeti var; yüzde 90.

 

HD: Manevi sorumluluk var, maddi sorumluluk yok.

 

NY: Evet, ve karşılığında beklediğimiz çeşitli sivil toplum örgütlerinde özellikle kendilerini aday gösteren sivil toplum örgütlerinde gönüllü çalışmaları. Biz bunun tabii kontratını kendimiz oluşturmuyoruz ama onu aday gösteren, kişiyi aday gösteren sivil toplum örgütü biliyor ki, bu aday gösterdiği kişiden bir gönüllü hizmet alma hakkı var. O aday gösterdiği için o kişiyi biz eğitiyoruz. Dolayısıyla burada eğitim alacak kişilerin de belirli sürelerde gönüllü hizmet yapmalarını teşvik etmiş oluyoruz. Böyle bir katılımcı koşulu var.

 

HD: Evet, yaptırım bir anlamda...

 

NY: Evet.

 

HD: Ama onu STK’lara bırakıyorsunuz…

 

NY: Evet. Hiçbir şekilde onun sürecini, kaç yıl olsun, kaç ay olsun bunu belirlemiyoruz. O STK ile adayı arasındaki anlaşmadır. Ama kararımız şu ki, belirli bir süre sonra aday gösteren STK’ya gidip eğitim alan kişinin eğitim aldıktan sonraki performansı, neleri daha iyi yaptığı, neleri daha az iyi yapabildiği, nelerin eksik kaldığı gibi konularda anketler yaparak programımızı geliştirmek... şu on dersin biz çok yeterli olmadığını düşünüyoruz. İlerki programlarda üç ya da dört ders ekleyeceğiz. Hem bu hocalarımızdan, danışma kurulumuzdan, diğer STK’lardan gelen önerilerle bizim de gördüğümüz eksik bazı konular var, onları da tamamlayacağız. Dolayısıyla olmuş bitmiş olgunlaşmış bir program değil, kendini geliştirecek bir program. Onun için daha sonraki programlara başvuracakların şanslı, daha da şanslı olduğunu söyleyebiliriz.

 

HD: Bir de önümüzdeki yaz Anadolu’daki STK’lara da bir aylık bir program düşünüyorsunuz, değil mi?

 

NY: Evet, tabii beni en çok üzen bu oldu; sadece İstanbul’a yöneliğiz. Birkaç aday İstanbul’a üç aylığına geleceklerini söyleseler bile bu, Anadolu’yu birazcık dışlamak gibi oluyor. Bunun rahatsızlığıyla yaz okulu ve bu akşamları ve haftasonların üç aya yayılmış olarak yaptığımız bu programı gündüz…

 

HD: Yoğun bir şekilde…

 

NY: Bir ay. Dolayısıyla öğrenci ise okulundan, işçi ise işinden izin alarak bir ay İstanbul’a gelip, programın tümü değilse bile üçte ikisini kapsayacak kadar dersleri alabilecek, sadece Anadolu kuruluşları.

 

HD: Efendim, çok teşekkürler.

 

(Açık Radyo’da yayınlanmıştır. Deşifre eden: Aydan İlkbahar)