Avuçlar dolusu dolar

-
Aa
+
a
a
a

NY Times29 Ağustos 2003Hepsi oluyor. Şahinler savaştan önce Irak'ın terörün beslendiği yer olduğu konusunda ısrarlıydılar. O zaman değildi ama şimdi öyle. Bu arada hükûmetin mazeret bulucuları rekor düzeydeki bütçe açığının kabahatini  vergi indirimlerine değil, teröristlere yüklediler. Aslında savaştan önce terörizm için yapılan harcamalar oldukça düşüktü (2002 mali yılında 40 milyar dolardan az). Ama izledikleri “bana kellesini getirin” tipi dış politika, şimdi maliyetleri gerçekten de beklenden çok daha ürkütücü boyutlara ulaştırıyor. İşgalin askeri maliyeti ayda 4 milyar dolar ve bunun biteceğine dair ufukta herhangi bir işaret yok. Ama bu faturanın sadece bir bölümü. Bu hafta Tony Bremer birdenbire gelecek yıl Irak'ta "onmilyarlarca dolara" ihtiyaç olacağını söyleyiverdi. Bu sözün muhatabı büyük bir olasılıkla kamuoyu değil, Washington'daki efendileriydi. Açıkça görülüyor ki onların dikkatini çekmek istiyor. Niçin böyle olduğu bir sır değil. Irak 'ın gaspedilen malvarlığının idaresini kısmen elinde bulunduran Geçici Koalisyon İdaresi (Coalition Provisional Authority), parasız kalmak üzere. Başlangıçta var olan, İdare kaynaklarının petrol geliriyle destekleneceği yolundaki iyimser görüş, ortadan yokoldu: Sabotaj ve yağma dursa bile harabolmuş endüstri, elde edilecek gelirin büyük bir bölümünün, yıllarca  sürecek tamir işlerinde kullanılması demek.

Irak'ın petrol gelirinin ülkenin yeniden inşası için yeterli olmadığını açıklayan Paul Bremer, önümüzdeki yıl onlarca milyar dolar kaynak bulunması gerektiğini söyledi (AFP).

Daha derinden bakarsak, işgalin yalpalayan haklılığı, işgal harcamaları için kaynak bulunmasını zorlaştırıyor. Amerikalı yetkililer, enerji santralları ve elektrik, su, gaz tesislerinin satışı fikrinden vazgeçmekle birlikte, hâlâ kamu tesislerini yabancı yatırımcılara satabileceklerini umuyorlar. Ama Birleşmiş Milletler merkezinin bombalanmasından sonra bu tesisleri kim satın alacak?Yetkililer gelecekteki petrol gelirleri karşılığında borç alma seçeneğinin de üstünde durdular. Ama bir işgal gücünün böyle bir anlaşma yapma hakkının olup olmadığı pek belli değil: Birkaç yıl sonra Irak'ı idare edeceklerin bu borçları üstlenip üstlenmeyeceği meselesini ise hiç saymıyoruz.
Bu yüzden Mr. Bremer efendilerine daha fazla numara yapamayacaklarını söylüyordu: Onun şimdi paraya ihtiyacı vardı.Bununla birlikte Irak macerasının en büyük faturası Mr.Bremer'in sorunu olmayabilir; hatta bu sorun Irak'ı aşabilir. Irak''ta büyük bir askeri güç bulundurmak zorunda olmamız, daha fazla askeri gerekli kılıyor. Elimizde bulunan ordunun etkinliğini azaltma pahasına bile olsa.

“Ne birliği?”Bugünlerde Irak'ta yeterli asker olduğunu düşünen Donald Rumsfeld'e, asker sayısını artırma tavsiyesinde bulunmayan ordu uzmanı bulmak zor. Ama “Daha fazla birlik yollayın” diyenlere “Ne birliği?” diye cevap veriliyor. Genelkurmay eski başkanı General Eric Shinseki, kehanette bulunarak uyardı; savaş sonrası işgalde, savaştakinden çok daha fazla askere ihtiyaç vardır. Görevden ayrılış konuşmasında, eğer bu tür şeyler yapmaya devam edeceksek ordunun büyütülmesi gereğine daha da açıklık getirdi: “10 tümenli bir orduda 12 tümenli bir stratejiden sakının” dedi.Askeri uzmanlar genel kural olarak, “üç tugaydan sadece biri yurtdışında görevlendirilebilir” diyorlar. Ama bakıyoruz bugün ordunun 33 savaş tugayından 21'i yurdışına gönderilmiş. Yurtdışındaki tugayların 16'sı Irak'ta. Bu durum, tehlikeli görevler arasında çok kısa dinlenme ve eğitim fırsatı bulan birlikler üzerinde müthiş bir baskı yaratıyor. Mesela Irak'a gitmek üzere olan 82. hava indirme tümenin büyük bir bölümü Afganistan'dan daha altı ay önce döndü.Bu nedenle bir şekilde tezelden kendimizi Irak'tan kurtarmadıkça veya başka ülkeleri bu yükü çekmeye ikna etmedikçe, çok daha büyük bir orduya ihtiyacımız var. Bu da çok daha fazla para harcamak anlamına geliyor. Şu anda idare inkârdan geliyor. Başkan Bush “Çekilme olmayacak” diyor. Churchillvari sözler ama bu sözleri destekleyecek kaynak nerede?Mr.Rumsfeld Irak'ta veya başka bir yerde daha fazla kuvvete ihtiyaç duyduğumuzu kabul etmeyecek. Başka ülkelerden gelecek yardıma başvurabiliriz. Ama idarenin, Güvenlik Konseyi kararı için gereken anlamlı bir otorite paylaşımına evet diyeceği şüpheli. Oysa Güvenlik Konseyi kararı müttefik kuvvetlerin Irak'a gelmesini sağlayabilir. Amerika bir süpergüç. Buna rağmen hükûmet aynı zamanda hem gelirlerinin yüzde 15'i oranında vergi indirimine gidip, hem bütün emeklilerinin ilaç paralarını öderken, bir de tek başına dünyanın bütün günahkârlarına karşı savaşamıyor. Tek başına, çünkü bütün müttefiklerimizi kendimizden soğuttuk. Aslında bu büyüklükte bir bütçe açığı ile bunlardan sadece birini bile yapabileceğimiz şüpheli. Yetişkinler birgün iktidara geldiklerinde, büyük bir pislikle karşılaşacaklar.

 

Çeviren: İnci Ötügen