Ateş ve Düğün

-
Aa
+
a
a
a

 Kapitalizmi Tarihin Çöplüğüne Atmayın, Beş Para Etmiyor *

 

 

Ateş ve Düğün - zorunlu göçten kimlik mücadelesine Hakkarili kâğıtçılar” sergisi Depo İstanbul’da 21 Nisan’a kadar açık.

 

 “Ateş ve Düğün” sergisinde, bu ülkede devam eden iç savaşın mağdurlarından bir köyün hayata tutunma çabasının mütevazı bir kaydını bulacaksınız. Açık Dergi ekibinin geçtiğimiz hafta sergi mekânında, Ulus Baker’in kırmızı koltuğu etrafında gerçekleşen panel ve forum sırasında kayıt altına aldığı sesleri bu hafta Newroz’da yayınladık. Videoların sesleri için ise Tophane’ye uğramak gerekecek.

 

1. Bölüm: Hakkarili kâğıtçılar anlatıyor:

 

Dinlemek için:

 

İndirmek için: mp3, 26.9 Mb.

 

Katılımcılar:

 

Oktay İnce (Moderatör-Video Aktivist, Karahaber Video/Eylem Atölyesi)

İrfan Aktan (Gazeteci)

Faysal Karaman (Kâğıtçı)

Mehmet Karaman (Kâğıtçı)

Medet Dilek (Belgesel Yönetmeni, Yırtık Perde Sanat Kolektifi)

Selami Çelikok (Kâğıtçı, Kameraman)

Fehmi Çelikok (Kâğıtçı, Kameraman)

Tahsin Kahraman (Kâğıtçı)

Bahattin Karaman (Kâğıtçı)

 

2. Bölüm: Hakkarili kâğıtçılarla birlikte çalışma süreci, atık işçiliği, zorunlu göç:

 

Dinlemek için:

 

İndirmek için: mp3, Mb.

 

Katılımcılar:

 

İrfan Aktan (Moderatör-gazeteci)

Betül Altuntaş (Doç. Dr, İktisadi İdari Bilimler Fakültesi, Muğla Üniversitesi)

Bilgin Ayata (Dr, Siyaset Bilimci, Freie Universitat)

Oktay İnce (Video Aktivist, Karahaber Video/Eylem Atölyesi)

Alper Şen (Video Yapımcısı, KozaVisual)

20 -21 Mart 2012 tarihinde Açık Radyo'da Açık Dergi programında yayınlanmıştır.

 

Açık Dergi Söyleşileri'nin podcast servisine abone olmak için tıklayın.

 

***

Ateş ve Düğün - zorunlu göçten kimlik mücadelesine Hakkarili kâğıtçılar” sergisi Depo İstanbul’da 21 Nisan’a kadar açık.

1994 yılında Hakkâri’nin Kotranıs köyünün devlet tarafından boşaltılması sonucu göç etmek zorunda kalan Kürt köylülerin, 90'ların sonunda Ankara'nın bir kıyı semti olan Türközü'ne yerleşip şehrin merkezindeki atık kâğıtları toplayarak geçimlerini sağlama ve kendi kimliklerini koruma mücadelesinin görsel kaydı olan sergi, Artıkişler ve Karahaber Video Kolektifi’nin son on yılda kaydettiği videoların bir bölümünü sunuyor.

 

“1994’te köyümüzden  göç ettik. Ben resmen devletin korucusuydum. Bir gün büyük komutan geldi, dedi “3-4 saat içinde bu köyü hemen boşlatacaksınız.” Bazıları Hakkari’ye, bazıları Adana’ya, Van’a, Ankara’ya, Mersin’e, İstanbul’a.. Hepimiz göç ettik.

Köyde hayvanlarımız malımız mülkümüz vardı. O hayvanları askerler MG3’le taradılar ha. Bunları ben kendi gözümle gördüm. Biz de Ankara’ya geldik, kâğıt işine başladık.”

 

Türkiye’de 90’lı yıllarda devlet zoruyla boşaltılan binlerce köyden birinden, Hakkari’nin Kotranıs (Ördekli) köyünden Faysal’ın sözleri bunlar, kendi ülkesinde mülteci olmuş 2 milyona yakın insandan sadece biri.

 

1994’te, Hakkari’nin köyünden çıkarılan 150 hane ülkenin farklı yerlerine savrulmuş, çoğunun payına da Ankara’da, Türközü’nde kâğıt toplama işi düşmüş. Bütün bir köyün aynı işi yapmasının sebebi bir tesadüf; daha köy boşaltılmadan Ankara’da bu işe başlayan bir akrabalarıyla birlikte başlamışlar kâğıt toplama işine.

 

Geri dönüşümün artık devasa bir sektör haline gelmesi onların işlerini de zorlaştırmış. Çünkü yıllar boyunca maruz kaldıkları, Kürt olmaları nedeniyle katmerlenen ayrımcılık ve şiddet yerini sinsi bir işsiz bırakmaya çevirmiş. Artık özel atık toplama şirketleriyle anlaşılıyor, Ankara’da atık toplayıcılarına çöp yok yani. Çankaya belediyesi son olarak kağıtçılara forma giydirip onları “çevre gönüllüsü” olarak çalıştıracakları kerameti kendinden menkul bir proje önermiş. Halbuki atık toplama, hepsi ortalama 5-6 aileye bakan bu insanların tek geçim kaynağı.

 

Oktay İnce, bundan birkaç sene önce elinde kamerayla Kotranıs köyüne gitmiş ve boşaltılmış köyü kayda alıp Türközü’nde kâğıtçılara getirmiş. Bunun bu çalışma içinde önemli bir dönüm noktası olduğunu söylüyor Alper Şen; çünkü görüntünün bir gücü varsa, o güç köylerinden koparılmış kâğıtçılara harabeye dönen köylerini göstermeye yaramış. Tarihe düşen bir kayıt.

 

Oktay İnce ve Alper Şen’in yolları farklı vesilelerle de olsa Türközü’ndeki atık toplayıcılarıyla yaklaşık 10 sene önce kesişmiş. Şöyle söylüyor Alper Şen: “eğer bir mağduriyeti kayıt altına alıyorsanız, o kamera size azap olur.” Çünkü ilginç olan bir şey kalmaz ortada, yerinden edilme mi, yoksulluk mu ilginç? Bir süre sonra, kameralar Oktay’ın ve Alper’in elinden çıkmış, kağıtçılar arasında elden ele dolaşmaya başlamış. “Ateş ve Düğün’ü bir belgesel olarak tanımlamaktan özellikle kaçınıyor ikisi de, çünkü bir kağıtçı belgeseli yok ortada, sadece kağıtçılarla yapılmış “bir şey” var.

 

“Ateş ve Düğün” sergisinde, bu ülkede devam eden iç savaşın mağdurlarından bir köyün hayata tutunma çabasının mütevazı bir kaydını bulacaksınız. Geçtiğimiz hafta sergi mekânında, Ulus Baker’in kırmızı koltuğu etrafında gerçekleşen panel ve forum sırasında kayıt altına aldığımız sesleri biz de bu hafta Newroz’da yayınladık. Videoların sesleri için ise Tophane’ye uğramak gerekecek.

 

 

*Kağıt işçilerinin 1 Mayıs eylemlerinde söylediği bir slogan.