AIESEC Türkiye 50 yaşında

-
Aa
+
a
a
a

Hülya Demircan: Merhaba sayın Açık Radyo dinleyicileri. Bugün genç bir konuğumla beraberim. Konuğumla konuşmaya başlamadan Açık Radyo 94.9’un yeni telefon numaralarını hatırlatmak istiyorum. 0212  343 40 40. Bu arada yine bazı ön bilgiler vermekte de yarar görüyorum. Biz Açık Radyo’nun bazı programlarının deşifrasyonu için kendi elimizdeki e-posta adreslerinden mesaj yazdık ve eğer deşifrasyonda görev almak istiyorsanız ki bazı dinleyicilerimizin bu deşifrasyonun ne anlama geldiğini bilmediğini farkettik; çok doğal tabi insan kendi bilince herkes biliyor zannediyor. Programın CD veya kaset kaydını veriyoruz size ve siz duyduğunuzu yazılı hale getiriyorsunuz yani çözümlüyorsunuz. Türkçe terim olarak da çözümleyici deniliyor sanıyorum. Bu programlarda bu tip çözümleyici olarak gönüllü olarak görev almak istiyorsanız, lütfen [email protected]adresine yazarak deşifrasyonda gönüllü olarak görev almak istediğinizi belirtebilirsiniz. Biliyorsunuz bu deşifrasyonlar Açık Site’de yer alıyor. Burada konuşulanlar uçup gidebiliyor ama yazılı olunca kalıcı metinler oluşmuş oluyor, o nedenle bunu vurgulamakta yarar görüyorum.

 

Evet bugünkü genç konuğum Mustafa Bulgan.Mustafa şu anda burada AIESEC’in temsilcisi olarak burada bulunuyor. Hoşgeldin Mustafa.

 

Mustafa Bulgan: Hoşbulduk

 

HD: Mustafa öncelikle seni tanıyalım. Sen şu anda hangi görevdesin AIESEC’te, hangi üniversitede okuyorsun? Öncelikle seninle başlayalım programa.

 

MB: Ben İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümü son sınıf öğrencisiyim ve AIESEC Türkiye’de de AIESEC Türkiye Dış İlişkiler görevini yürütmekteyim. Yaklaşık 4 seneden beri AIESEC’te gönüllü olarak çalışıyorum. Üniversite ile beraber başlamıştım AIESEC’e ve her sene farklı kademelerde görev alarak şuan AIESEC Türkiye Dış İlişkiler Koordinatörlüğü görevini yürütmekteyim.

 

HD: Farklı kademeler derken biliyorum AIESEC’in çok oturmuş bir yapısı var. Bunları örnek vermek amacıyla bir tanımla yapabilir misin? Nerelerden geçerek buralara geldin?

 

MB: Normalde şu şekilde oluyor: biz dernek statüsünde bir organizasyon olduğumuz için AIESEC’e ilk başlayan arkadaşların belli bir süreç geçirmeleri gerekiyor ve daha resmi olarak üye olmadan önce yeni üye olarak biz onları öyle adlandırıyoruz, çalışmalarına devam ediyorlar. Daha sonra yönetim kurulu kararı ile devam eden bu arkadaşlar üye oluyorlar.

 

HD: Yani üye olmaya hak kazanıyorlar.

 

MB: Üye olmaya hak kazanıyorlar, daha sonra kurumda tecrübeleri arttıktan sonra yönetim kurulu seçimleri gerçekleşiyor ve yönetim kurulu olmak isteyen adaylar ilgili pozisyona, göreve adaylıklarını koyuyorlar ve genel kurul sonucunda da seçilirlerse yeni görevlerinde AIESEC’e devam ediyorlar.

 

HD: Yani bu genel kurul dediğin bildiğim kadarıyla mayıs ayında oluyor, değil mi, senede bir kere?

 

MB: Normalde senede iki kere oluyor.

 

HD: Öyle mi?

 

MB: Evet hem ocak ayında hem de haziran ayında gerçekleşiyor genel kurullarımız. İlk genel kurulumuzda ocak ayındaki genel kurulumuzda bir sonraki dönemin yönetim kurulları seçiliyor, ikinci genel kurulumuz da haziran ayında mevcut yönetim kurulu ibrasını aldıktan sonra yeni yönetim kurulu kendi görevine başlıyor.

 

HD: Ama orada benim bildiğim kadarıyla güzel olan birşey var. Bu 6 aylık süre içerisinde eskisi ile birlikte çalışılıyor, yani işi öğrenme usta-çırak ilişkisi var galiba.

 

“Türkiye’de STK’larda sürdürülebilirlik sıkıntısı var”

 

MB: Şu şekilde oluyor: her AIESEC yönetim kurulunun görevi bir sene ve haziran ayında görevine başladıktan sonra ocak ayı ile beraber yeni kendinden sonraki arkadaş ta seçildiği için onunla beraber çalışmaya başlıyorlar, biz buna geçiş süreci adını veriyoruz. Bu geçiş sürecinde mevcut yönetim kurulu üyesi bir sonraki arkadaşa kendisi neler yaptı bundan sonra neler yapması gerekiyor gibi konularda birtakım bilgiler veriyor ve deneme yanılma yöntemi biraz, biraz da tecrübelerin aktarılması şeklinde yeni yönetim kurulu üyesi görevine başlamadan önce eksik bilgilerini tamamlıyor.

 

HD: Ben bunu örneği niye açmakta yarar gördüm, çünkü şu an benim gözlemlerime, düşünceme göre Türkiye’de sürdürülebilirlik sıkıntısı var sivil toplum kuruluşlarında. Birisi gittiği anda işler mahvolabiliyor. Tabii ki kişiler çok önemli ama eğer yapıyı sürdürebilir olarak sizin yaptığınız gibi çözümleme yapıldığı taktirde bu tip sıkıntılar minimuma inecek diye düşünüyorum.

 

Peki; AIESEC diyoruz, AIESEC nedir Mustafa?

 

MB: AIESEC 1948 senesinde II. Dünya Savaşında sonra kurulmuş bir öğrenci organizasyonu. Dünyanın barışına katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş bir organizasyon, bunu da uyguladığı çeşitli değişim programlarıyla gerçekleştiriyor.

 

HD: Kurulduğu yer neresi?

 

MB: İlk başta Belçika’da kuruluyor ve kurulduktan sonra değişim programları vasıtasıyla kültürler arası etkileşimi hedef alan bir organizasyon ve bu vasıtayla kültürler arası ön yargıları kırarak, kültürleri birbirine yakınlaştırma, toplumları birbirine yakınlaştırma ve bu sayede de dünya barışına katkıda bulunmak amaçlı bir organizasyon. 1948 yılında kurulduktan sonra Belçika’da, 1954 yılında Türkiye AIESEC’in bir parçası oluyor 15. ülke olarak.

 

HD: 15. ülke olarak? Yani şu an 50. yılınızdasınız. Onu konuşacağız sonra. Bildiğim kadarıyla AIESEC’in yıllar önce yani benim öğrencilik dönemime baktığım zaman iktisat öğrencileri ağırlıklıydı. Bunun özel bir nedeni var mi?

 

MB: Bu dönemin AIESEC kurulduğu zaman, kuran öğrenciler biraz daha bu bölümlerde iktisadi idari bilimler bölümlerinde okuyan öğrenciler tarafından kurulan bir organizasyon.  Zaten Türkiye’deki resmi dernek adımızda Türkiye İktisadi Ticari İlimler Talebeleri Staj Komitesi şeklinde geçiyor, ve kurulduğu zaman iktisadi idari bilimler öğrencilerine yönelik staj değişim programı sağlayan bir organizasyon olarak başlıyor çalışmalarına. Ancak yıl içerisinde, her geçen sene dünyadaki trendler de -Türkiye’de de olduğu gibi- değişiyor ve bu değişime de AIESEC Türkiye’nin, AIESEC’in ayak uydurması gerekiyor. Bu yüzden de sadece iktisadi idari bilimler öğrencileri değil, aynı zamanda belli mühendislik dallarında okuyan işletme mühendisliği, elektrik/elektronik mühendisliği, bilgisayar ve endüstri mühendisliği gibi bölümlerde okuyan arkadaşlar da yine AIESEC in staj değişim programlarından yararlanabiliyor.

 

Bunun dışında, AIESEC bir STK sonuçta, ülkelerdeki farklı STK’larla ortaklaşa çalışarak bu kurumlara aynı zamanda staj değişim programları çerçevesinde gönüllü öğrenciler de sağlayabiliyor.

 

HD: Şimdi ben yine faydalanan öğrencileri geri döneceğim: yanlış mı biliyorum, turizm bölümü öğrencileri de katılabiliyor, turizm işletmeciliği. Burada bilgisayar deyince bilgisayar mühendisliğini hiç duymamıştım ama yine sanki iktisat ve işletmenin hakim olduğu alanlar daha çok kapsamı içine giriyor gibime geliyor, doğru mu?

 

Öğrenciler gelen talebe göre belirleniyor

 

MB: Evet doğru söylüyorsunuz. Normalde dediğim gibi ilk başta % 100 bu alanda bu öğrencilere hizmet eden bir kuruluştu ancak günümüzde yaklaşık % 60. Bizim seçtiğimiz yurtdışında staja gönderdiğimiz öğrencilerin % 60’lık bir bölümü iktisadi idari bilimler ağırlıklı ya da işletme yönetimi turizm yöneticiliği gibi bölümlerde okuyan arkadaşlar.

 

HD: Yani geri kalan % 40...

 

MB: Evet

 

HD: Yani bir tarih öğrencisini gönderiyor musunuz?

 

MB: Normalde tarih öğrencisini gönderemiyoruz. Sistemimiz şöyle; dünyada talep olan öğrencilere yönelik biz burada öğrencilerimizi seçiyoruz.

 

HD: Arz-talep olayı yani?

 

MB: Arz-talep olayı var çünkü aksi taktirde biz burada eşleştiremeyeceğiz. Seçtiğimiz taktirde daha baştan biz onları bile bile seçmiş oluyoruz ve onlara bir umut vaadetmiş oluyoruz, daha sonra bunu yerine getiremeyeceğimizi biliyoruz, o yüzden de biz bu arkadaşları hiç seçim sistemine dahil etmiyoruz.

 

HD: Yani o zaman burada belirleyici unsur talebin getirdiği bir açılım içerisindesiniz. Pekala Mustafa, istersen, 50. yıla gelmişsiniz tabii ben bu 50. yıl için birşeyler yaptığınızı tahmin ediyorum. Ne gibi şeyler planladınız?

 

MB: Bizim yapmak istediğimiz birtakım çalışmalarımız var 50. yıl için. 3 tane ana projemiz var. Bunlardan bir tanesi “Değişim Projemiz.” Sonuçta biz 50 yıllık bir kuruluşuz ve 50. yılımızda 50 değişim isminde bir projemiz var. Biz karşılıklı değişim yapan bir organizasyon olduğumuz için bu 50 değişimin 25 tanesi gelen öğrenci, 25 tanesi giden öğrenci tarafında olacak. Bu projeyi biraz daha açmak gerekirse; biz giden öğrenci tarafında, üniversitelerde okuyan, başarılı ancak imkanları kısıtlı...

 

HD: ...ekonomik imkanlar, diyelim.

 

MB: Ekonomik imkanları kısıtlı öğrencileri uluslararası staj değişim programından faydalandırmak istiyoruz. Biz AIESEC olarak bunu yapmak istiyoruz, AIESEC’in sponsorluğunda...

 

HD: Aslında kendi yol masraflarını gidenler kendileri karşılıyorlar, siz şimdi bu masrafları üstlenmeyi planlıyorsunuz tabii sponsorluklarla herhalde.

 

MB: Sponsorluklar vasıtasıyla bu giderleri üstlenmeyi ve bu şekilde de imkanı olmayan üniversite öğrencilerine yurtdışında staj imkanı sağlamak istiyoruz. Yine aynı şekilde gelen öğrenci tarafına baktığımız zaman gelecek öğrenciler için yine STK’larda, Türkiye’deki çeşitli STK’larda çeşitli illerde ya da İstanbul’da olabilir, buradaki STK’larda gönüllü olarak çalışmalarını ve burada yapacakları harcamaları da biz AIESEC olarak sponsorluklar vasıtasıyla karşılamayı hedefliyoruz.

 

HD: Gelen öğrenciler de mi dar gelirli olacak?

 

MB: Gelen öğrenciler dar gelirli olmayacak.

 

HD: Ama sosyal sorumluluk içerikli projelerde çalışacaklar. Gidenler sosyal sorumluluk içerikli mi çalışacak, yoksa normal şirketlerde mi çalışacak?

 

MB: Bizim öngördüğümüz firmalarda çalışmaları ama, tabii ki bu duruma göre, yurtdışında çıkan fırsatlara göre değişebilir. Ama bizim şöyle bir hedefimiz var: gidecek arkadaşların masraflarının tamamen AIESEC tarafından karşılanması ve bu deneyimden kendilerinin minimum masraflarla faydalanabilmesi.

 

HD: Çok güzel.

 

Tanıtım sponsorları aranıyor

 

MB: Bunun dışında bir diğer projemiz de; sonuçta biz 50 yıllık bir kurum olduğumuzu söylüyoruz sürekli ve bu 50 yıl süresince, kuruluşundan bugününe kadar birçok insan AIESEC’in çatısı altından gelip geçti. Gönüllü olarak çalıştılar ya da staj imkanı elde ettiler ve biz bunu istatistiki olarak, tam kesin bilgilerimiz olmasa bile...

 

HD: Elinizde bir veri bankası yok herhalde.

 

MB: Evet şu an için yok, ama yıllara göre bir matematik işlemi yaptığımız taktirde yaklaşık 5000-10.000 kişinin AIESEC’te görev aldığını ya da staj programından faydalandığını biliyoruz. Ve hedefimiz bu projemiz dahilinde, bu kişileri AIESEC’e tekrardan kazandırmak, bir zamanlar parçası oldukları kurumlarına tekrardan onları geri kazandırmak istiyoruz. Bu şekilde biz kendi ağımızı da genişletmiş olacağız. Sonuçta toplumda etki yaratmaya çalışan bir organizasyonuz, bireylerin gelişimden yola çıkarak ve bu bireyleri tekrardan kurumumuza kazandırıp, yapacağımız projelerde ve programlarda onları da dahil edip...

 

HD: Daha sıkı bir işbirliği...

 

MB: Daha sıkı daha sağlam bir işbirliği yapmak istiyoruz, dediğiniz gibi. Ve bu şekilde de sanırım AIESEC bundan sonraki senelerde yapacağı çalışmalarda başarılı olacaktır. Bununla ilgili yapmak istediğimiz gazetelerde, sonuçta biz bir STK’yız ve yapacağımız giderleri bilmemiz gerekiyor. Kısıtlı bir bütçemiz var ve bu bütçeden reklama özellikle ayırabildiğimiz pek bir imkanımız olmuyor, çünkü dediğim gibi ofisimizin yaptığı elektrik, telefon, internet giderleri zaten bizim gelirlerimizin önüne geçiyor bu şekilde, bununla ilgili yine sponsorluklar vasıtasıyla medyada yer almak istiyoruz. Gazete ilanlarıyla, olursa çekimler gerçekleştikten sonra kısa reklam filmleri ve sponsor olacak medya kurumlarında bunların yer alması şeklinde olacak. Bu sayede eskiden AIESEC’te çalışmış kişiler yeniden AIESEC’e ulaşma imkanına sahip olabilecekler.

 

HD: Sanırım sponsorluğun kendisi, inşallah medya mensupları olur, yani televizyonlar, gazeteler aracı sponsora gerek olmadan size ücretsiz bu tanıtım imkanlarını verir diye ümit ediyorum, veya ümit etmeliyiz diyelim.

Peki, bir de sanıyorum bir kokteyl düşünüyorsunuz, bütün bu kişileri biraya toplamak amacıyla galiba değil mi?

 

MB: Şimdi bu projelerimiz gerçekleştikten sonra, alumnilere özellikle ulaştıktan sonra bizim elimizde oldukça büyük bir kitle olmasını öngörüyoruz ve bu kişileri, 1954 senesinden beri yapılan bu çalışmaları kutlamak amacıyla bir kokteyl gerçekleştirmek istiyoruz. Burada biraz önce dediğim gibi eski çalışanlarımız, şu an aktif çalışanlarımız ve AIESEC’i yıllardan beri destekleyen kurum ve kuruluşların yetkililerinin olacağı bir kokteyl olmasını istiyoruz.

 

HD: Çok güzel. Ola ki şu anda bu programı dinleyip de eski AIESEC’liler vardır; haydi hemen başlayalım size nasıl nereden ulaşabilirler. Telefon e-posta bütün o bilgileri yavaş yavaş söyleyerek bilgilendirir misin dinleyicileri?

 

MB: Web sayfamızdan ulaşabilirler: www.aiesec.org.tr   telefon: 0212 293 81 65 ve 249 71 73.

 

HD: Kiminle görüşecekler?

 

MB: Mustafa Bulgan, yani benimle görüşebilirler.

 

HD: Her zaman sana ulaşabilirler mi?

 

MB: Tabii ki diğer arkadaşlarımıza da not bırakabilirler. Bir de Aybüke Şengeldiler adında bir arkadaşımız var, yine 50. yıl ile ilgili beraber çalıştığımız, ona ulaşabilirler. Bunun dışından bizler olmazsak, bizim olmadığımız taktirde yine not bırakmak şeklinde diğer yetkili arkadaşlardan bilgilerini paylaşabilirler.

 

HD: Peki son olarak da bu staj programlarından bahseder misin? Burada sanıyorum firmalara da mesaj vermekte fayda var. Öğrenciler için yurtdışı, yurtdışından gelecek stajyerler içindeki firmaların sorumlularını hedefleyerek bir bilgi verir misin?

 

MB: Biz karşılıklı değişim yaptığımız için hem gelen öğrenci tarafında hem de giden öğrenci tarafında birtakım çalışmalarımız oluyor AIESEC olarak ve bizim belli bir kotamız var. Biz ülkemize ne kadar fazla öğrenci getirebilirsek, yurtdışına o kadar öğrenci yollayabiliyoruz. O yüzden bu işin biraz daha başlangıç noktası firmalar tarafı oluyor açıkçası. Ve biz yıl içinde belli firmalarla, görüşebildiğimiz firmalarla staj değişim programı amacıyla görüşüyoruz. Bizi destekleyen firmalarımız sağolsunlar stajyer alıyorlar ve biz onların aldıkları stajyerler sayesinde yurtdışına buradan kasım ve nisan ayında yaptığımız sınavlar sonucu seçtiğimiz öğrencilerimizi yollayabiliyoruz.

 

HD: Evet

 

MB: Nisan ayında bir sınavımız olacak yine uluslararası staj değişim programı çerçevesinde yurtdışına gidecek öğrencilerin seçimi için. 3-4 Nisan’da olmasını şu an öngörüyoruz. İlgilenen üniversite öğrencileri 11 ilde üniversitelerde açacağımız kayıt masalarında bizden bilgi alıp bu programa başvurabilirler.

 

HD: Peki burada öğrencilerin İngilizce bilmesi olmazsa olmaz. Başka diller de var mı?

 

MB: 1 dilden ya da 5 dilden girebiliyorlar.

 

HD: 5 dil bilen var mı?

 

MB: 5 dil bilen de oluyor..

 

HD: Maşallah..

 

MB: Normalde programda İngilizce, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Fransızca var. Bunların hepsini bilmek zorunda değiller ama bir tanesine hakim olmak zorundalar. Genelde öğrencilerin ağırlıklı olduğu dil de İngilizce oluyor ama bunun yanında ek dil biliyor olabilirler, diğer dillerden, bunları da test etme, deneyim etme şansları olabiliyor.

 

HD: Peki buradaki firmalara dönelim; buradaki firmaların stajyer alabilmesi için ayrıntıları konuşmaya vaktimiz kalmadı, o yüzden ilgilenen firma yetkilileri varsa, telefonları bir tekrarlayalım Mustafa.

 

MB :0212 293 81 65 – 249 71 73. Bu numaralardan bizlere ulaşabilirler.

 

HD: Sevgili Mustafa size kolaylıklar diliyorum. Nice 50 yıllara dileyelim..

 

(Açık Radyo’da yayınlandı. Deşifre eden: Mustafa Bulgan)