Adalet Ağaoğlu, Güngör Dilmen'i Anlatıyor

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye tiyatrosunun önemli figürlerinden, oyun yazarı, dramaturg ve eğitmen Güngör Dilmen Kalyoncu 8 Temmuz’da yaşamını yitirdi. Dilmen, İzmir’de yaklaşık 2 ay önce geçirdiği bağırsak operasyonunun ardından yoğun bakımda tedavi görüyordu

Kırk yıllık sanat yaşamında yirmi altı oyun, iki manzum masal, iki de senaryo üretmiş olan Güngör Dilmen’i Türkiye tiyatrosunda yenilikçi yazarlar arasına koyan özelliği, tiyatronun anlatım olanaklarını tümüyle kullanması ve metinlerine de bunu ustalıkla yedirmesiydi. 60’larda başlayan tiyatro serüvenine baktığımızda bunun nedenlerini açıkça görüyoruz: Dilmen, sadece yazarlık değil sahne ışıkçılığı, dramaturgluk ve yönetmenlik de yapmıştı, metinlerine görsel ve işitsel  öğeleri de incelikle katıyordu.

1930 yılında Tekirdağ’da doğan sanatçı, 60 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Filoloji Bölümü’nü bitirmiş, ardından Tel-Aviv ve Atina’da tiyatro alanında incelemeler yapmıştı. Amerika’da Yale ve Washington Üniversitesinde tiyatro üzerine eğitim gören Dilmen, dönüşünde İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yönetmen yardımcılığı ve dramaturgluk, TRT İstanbul Radyosu’nda da şef olarak çalıştı.

1959 yılında öğrenciyken Sinema-Tiyatro Dergisi’nin açtığı tiyatro oyunu yarışmasında, Sonradan 'Midas üçlemesi' olarak anılacak üç oyunun ilki, “Midas’ın Kulakları”yla birinci oldu.(Üçlemenin diğer iki oyunu, 'Midas’ın Altınları' ve 'Midas’ın Kördüğümü'ydü) Kral Midas'ın kişiliğinde büyüklük tutkusunu sergileyen oyun, sonrasında Ferit Tüzün'ün müziğiyle iki perdelik bir opera haline getirildi ve 1978'de İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde sahneye kondu. Güngör Dilmen’in yazdığı pek çok oyundan bazıları: 'Akad'ın Yayı' (Devlet Tiyatrosu, 1967), 'Kurban' (Gülriz Sururi-Engin Cezar Tiyatrosu, 1967 ve Devlet Tiyatrosu, 1980), 'Deli Dumrul' (Devlet Tiyatrosu, 1979), 'Ben, Anadolu' (Kenter Tiyatrosu, 1985) ve 'Canlı Maymun Lokantası'ydı.

Güngör Dilmen, mitolojik ve tarihsel malzemeden yararlanarak çağının eleştirisini yapan oyun yazarlarından biri olarak tanınıyordu.2005 yılında, tiyatro araştırmaları dergisinde Dilmen’le bir söyleşi yapan Mukadder Yaycıoğlu mitolojik ve tarihi konuları dramatik malzemeye dönüştürme sürecini soruyor sanatçıya. Cevabı kısaltarak alıntılayalım:

'Bütün mitoslarda dram vardır. Tarih olayları için de aynı şey söylenebilir.Tarih bilimsel bir bilim değil. Tarih bir yorum-bilim. Tarih oyunları da kritik durumlarda bütün toplumu etkileyecek bir karar verme, bir eyleme girişme sürecinde o kişilerin iç dünyalarına inme çabası. Sözün kısası psikoloji. Ben tarih olayları içinde de mitolojide de insanı arıyorum ve bunda coğrafya, ülke ayrımı yapmıyorum. Şairimiz Tevfik Fikret: “Vatanım ruy-i zemin, milletim nev-i beşer” demiş. (vatanım yeryüzü milletim insanlık) Ben de o meşreptenim. Ülke ve millet ayrımı yapmadan insanı arıyorum'

Tiyatroyu  “insan yaşamına bütünlük verme çabası” olarak tanımlayan Güngör Dilmen'i, yakın dostu Adalet Ağaoğlu'na sorduk: 

Dinlemek için:

İndirmek için: mp3, 19.4 Mb.

9 Temmuz 2012 tarihinde Açık Radyo’da Açık Dergi programında yayınlanmıştır.

Açık Dergi Söyleşileri’nin podcast servisine abone olmak için tıklayın.