9 Kasım 2001 - Çatlak Dünya

-
Aa
+
a
a
a
Medeniyet Savaşında yarılma: ABD Başkanı George W. Bush, Georgia’da ezici çoğunluğu polis memurları, itfaiyeciler ve ve üniformalı kamu görevlilerinden oluşan 5,000 kişilik bir topluluk önünde yaptığı tarihi konuşmada, Amerika’nın bizzat medeniyeti kurtarma savaşında olduğunu söyledi (BBC). Ama, aynı anda Washington’la en büyük müttefiki Londra arasında ilk ciddi görüş ayrılıklarının ortaya çıktığını ortaya koyan haberler de duyulmaya başladı. Britanya’da bakanların kaygı duyduğu konular arasında şunlar yer alıyor: 1) ABD’nin Filistin meselesinde İsrail’den yana tavrı; 2) ABD’nin savaşı Afganistan dışına ve özellikle Irak’a yayma planları; 3) ABD’nin bombardımandan sonra kara birliklerini sürmekte gecikmesi; 4) ABD’nin bu savaşta müttefiklerine yeterince danışmaması; 5) ABD’nin Afganistan’daki büyük insani krize yeterince ağırlık vermemesi. (E. MacAskill, R. Norton-Taylor, Guardian)

ABD-Britanya ittifakındaki çatlağın sadece insani, siyasi, askeri ve stratejik görüş ayrılıkları ile sınırlı kalması, medeniyetin medeniyetsizlik karşısındaki kesin zaferi konusunda içimizin rahatlamasına yol açtı.

Şahin-Güvercin mücadelesinde yarılma: Amerika medeniyeti kollamak için savaşadursun operasyonun ilk günlerinden beri daha-az-şahin (ya da kısmen güvercin) kalmayı her nasılsa beceren Powell, Afganistan’daki savaştan sonra sıranın Irak’a da gelebileceğini söyledi. Hatta, haberler o ki, Birleşmiş Milletler’de bağımsız Filistin devletine destek konuşması da yapmayacakmış. Powell’ın şahinizasyonu güvercin cephesinde çatlak yaratır mı? Göreceğiz. Yanlış hesap Bağdat’tan döner mi? Onu da göreceğiz. Bu arada, Avrupa Yeşiller safından da çatlama sesleri geliyor. Dört Avrupa hükümetinin koalisyon ortakları durumundaki Yeşil milletvekilleri Brüksel’de toplanmışlar, ama şöyle hepbir ağızdan bir “Savaşa Hayır!” sloganı atamamışlar. Son karar: “Bombardıman sınırlandırılsın” olmuş. Dahası, Alm. Dışişleri bakanı (eski 68’li!) Fischer, Almanya’nın asker gönderme kararına kendi partisinden ret oyu gelirse istifa edeceğini ve koalisyonun bozulacağını söylemiş. Alman Liberaller ise aman yahu, demişler, onlar giderse biz katılırız koalisyona, ne olacak? (BBC). Yerküre’de Kuzey-Güney yarılması: Bu yıl Nobel Ekonomi Ödülü’nü de alan, tanınmış iktisatçı Joseph Stiglitz, Dünya Ticaret Örgütü’nün Doha’daki 4. Bakanlar Toplantısı ile ilgili olarak, insan faktörünü öncelik haline getirmeden kalkınmanın mümkün olamayacağını söylemiş (Emine Karakitapoğlu/Cumhuriyet). Küreselleşme karşıtları ise Seattle, Prag ve Cenova’daki kitlesel gösterilerin ardından ve elbette 11 Eylül dehşetinin de etkisiyle farklı muhalefet taktikleri geliştirmeye çalışıyorlarmış. Ama uluslararası kurumsal açgözlülüğe duyulan antipati zerrece zayıflamamış hiç şüphesiz (BBC). Esasında, Doha’da büyük yarılma patent meselesi yüzünden olacak. Malum, zengin ülkeler patentini ellerinde bulundurdukları kimi ilaçları sırf fakir ülkelerde işe yaradıkları ve dolayısıyla kârlı olmadıkları için üretmeye pek yanaşmıyorlar. Fakir ülkeler de, "Ama biz ölüyoruz burda," diyorlar. "ÖLÜYORUZ!" (Selim Badur, Açık Gazete / Naomi Klein, Guardian) Bilimde yarılma: Yale Üniversitesi’nden ekonomi profesörü William Nordhaus, Science dergisinde yayımlanan bir yazısında, Marakeş’te bitmek üzere olan İklim Konferansı ile ilgili olarak pek umuda kapılınmaması gerektiğini söylemiş. “Amerika’nın katılımı olmaksızın,” demiş Nordhaus, “seragazlarında planlanan emisyon daralması mümkün değildir. Söz konusu daralmanın % 75’i Amerika’dan bekleniyor.” İklim Konferansı’nda, başardık, dünyayı ısınmaktan kurtardık, diyen politikacı ve bilim adamları ile maalesef sınıfta kalıyoruz, diyen bilim adamları ve STK’lar arasında görüş ayrılığı varmış yani. (BBC) İyimserler – Kötümserler yarılması: Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Genel Müdürlüğü tarafından kaleme alınan Türkiye İlerleme Raporu’nun nihai taslak çalışması sona ermiş. Tüm ekonomik olumsuzluklara rağmen, deniyormuş raporda, Kopenhag kriterlerini yerine getirmek amacıyla gerçekleştirilen Anayasa reform çalışmaları genel anlamda memnuniyet vericidir (NTVMSNBC). Gerçi raporda, ‘insan hakları’ ile ‘işkenceyle mücadele’ konularında hiçbir ilerleme kaydedilmediği belirtiliyor ve ‘AB’den Ankara’ya kötü not’ da deniyormuş (Cumhuriyet, Radikal), ama durumun memnuniyetle karşılanıp karşılanmayacağı hususu şimdilik iyimserlik-kötümserlik referansına kalmış görünüyor. Devlet yarılması: Devletin küçülmesinin gerekliliği tartışmaları sürerken Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün lağvedilmesi ihtimalinden de bahis açılınca Başbakan Ecevit ağırlığını koymuş ve “İçime sinmedi; kapattırmam,” demiş. Bu arada, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, “Böyle bir dönemde devletin küçülmemesi bizi rahatsız ediyor,” derken MHP’li Tarım Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp de, “Türk devleti küçülmez, her zaman büyür,” tespitinde bulunarak yarılmayı derinleştirir nitelikte bir ifade kullanmış. (Akşam, Radikal, Sabah)

Kamuoyunda ince bir yarılma: “Çok sayıda Amerikan askerinin ölmesi ya da yaralanması anlamına gelse de Afganistan’a kaydadeğer sayıda Amerikan askerinin gönderilmesini destekler misiniz ya da karşı mı çıkarsınız?” Washington Post gazetesi için yapılan taze bir ankette yer alan bu soruya % 52 oranında destek cevabı gelmiş. Karşı çıkanların oranı: % 42. Fikri olmayanlar ise % 6. Ancak, destek verenlerin oranı daha evvel % 70’miş (Guardian). Durum bu…

 

MAKAS ARTIĞI:Kainatta bugün ayrıca şunlar oldu: Arjantin’de tasarruf önlemlerine, muhalefetin ağırlıkta olduğu eyaletlerden ret oyları gelince denizaşırı ülkelere borçların ödenememesi ihtimali doğdu (BBC). Lingling, Michelle derken zamansız kasırgalar dünyayı kasıp kavuruyor. Sonuncusunun adı da Noel. Kendileri sezonumuzun beşinci kasırgası oluyorlar (Mikdat Kadıoğlu). BM Gıda Programı, Zimbabwe’ye acilen gıda yardımına başlıyor. Önce seller, derken kuraklık ve Mugabe’nin tarım politikası, zamanında gıda fazlası veren ülkeyi fena halde açlığa sürüklemiş (BBC). Kumarhaneci Ömer Lütfü Topal cinayeti davasında yargılanan dördü özel timci sekiz sanık beraat etti. Gerekçe: Delil yetersizliği (Radikal). Bahçelievler katliami davasında ölüm cezası alan Ünal Osmanağaoğlu’nun yargılandığı davada ise Mahkeme Başkanı, iş yükü nedeniyle dosyayı inceleyemediğini söyleyerek davayı erteledi (Cumhuriyet). İzmir genelevinde çalışan F.S. adlı fahişenin AIDS taşıyıcısı olduğu belirlendi. Kadınla son 6 ayda ilişkiye giren erkeklerin belirlenmesi için Sağlık Bakanlığı harekete geçti (Hürriyet), Şarbona yakalanarak hayatını kaybeden Amerikalı posta memuru Thomas Morris’e, rahatsızlığını belirttiği doktorların “Yoktur bir şeyin; üşütmüşsündür,” dediği ortaya çıktı (BBC). Ve… Japon gemileri Hint Okyanusu’na çıktı. Kalıcı Özgürlük için… Amiral Hirotaka Honda: “Neye muktedir olduğumuzu sergilemek istiyoruz,” dedi (BBC).