23 Nisan, Bayramı Hepimizin...

-
Aa
+
a
a
a

Ömer Madra: Diyarbakır'ın Yiğityolu Köyü Mehmetçik İlköğretim Okulu Öğretmeni Rıdvan Sadık'ın, 23 Nisan bayramı için ilginç bir projesi var: Okulun öğrencilerini taşıma servisleri ile il merkezine götürüp çocuklara bir gün dahi olsa, farklı bir gün yaşatmak. Şimdi Rıdvan Bey'le telefonda bu proje üzerinde konuşmak istiyoruz. Bu projenizi okulunuzun web sitesinde gördük ve çok heyecan verici bulduk. Bu deneyiminizi bizimle,  bölgesel radyo olan İstanbul'daki Açık Radyo dinleyicileri ile paylaşmanızı istedik.

 

Rıdvan Sadık: Öğrencilerim adına duyarlılığınız için teşekkür ediyorum.

 

ÖM: Estağfurullah. Biraz anlatır mısınız projeyi?

 

RS: Elbette, aslında bulunduğum okula 1 Nisan 2004 tarihi itibariyle başladım, yaklaşık 2 yıllık zaman süresinde duyarlı vatandaşlarımızın desteği ile gerçekten çok güzel bir mesafe kat ettik. Geçen 23 Nisan bayramında okul içinde bir çalışma yapmıştık, fakat gördük ki içinde bulunduğumuz bölgede çocuklarımızın hemen hemen %90'ı, yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta olmasına rağmen, bugüne kadar başlarına gelen yanma, yaralanma, vb. çok ani olaylar hariç hiç il merkezini görmemişler.

 

ÖM: Yani sadece olumsuz bir olay dolayısıyla görmüşler.

 

RS: Evet, mesela gecenin bir vakti çocuğun ayağı yanmış, o karanlıkta uykulu gözlerle gidip hastane köşelerinde tedavisini yaptırıp geri dönmüş; bu ve benzeri durumlar müstesna olmak üzere, bugüne kadar il merkezini hiçbir öğrenci maalesef görmemiş.

 

ÖM: Ne zaman böyle bir değişiklik yapmak aklınıza geldi?

 

RS: Nisan ayı başından beri bu proje vardı kafamda, geçen yıl bu okulda göreve başladığımda içinde bulunduğumuz şartlar, tabiri caiz olacaksa beni şok etti. İl merkezine yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta bulunan bir okulda, öğrencilerin il merkezini görmemeleri gerçekten çok ilginçti. Fakat takdir edersiniz ki, içinde bulunduğunuz ortamda oturup bunu eleştirmek aciz insanların işi, biz sadece burada duyarlı vatandaşlarımızın sayesinde mevcut şartları çocuklarımızın lehine çevirmeye çalışıyoruz.

 

ÖM: Oldukça da büyük yoksunluk şartlarıyla...

 

RS: Evet, yoksulluk ve cehaletin birleştiği bir ortam. Ankara merkezine bağlı köy ilköğretim okullarında da yokluk belki vardır fakat oradaki veli duyarlı, çocuğun okula gönderilmesi, ihtiyaçlarının karşılanması veya en azından bir şekilde okulla ilgilenme konusunda duyarlı. Bizim şu anda içinde bulunduğumuz bölgede böyle bir duyarlılık söz konusu değil, çocuklar gerçekten çok fazla, bizim bölgede ev başına çocuk sayısı 13.6 civarında. Okur-yazarlık çok çok düşük, kadınların çoğu maalesef Türkçe bilmiyor, erkeklerin, velilerin büyük çoğunluğu tarım arazisi olmadığı için mevsimlik işçi olarak çalışmak zorunda. Bu ve benzeri olumsuzluklar art arda eklenince, içinde bulunduğumuz toplumun ataerkil yapısı da beraberinde çocukların yetişmesi için gerçekten ciddi anlamda engeller teşkil ediyor. 

 

ÖM: Oldukça düşündürücü, bildiğimiz, ama pek de bilmek, duymak istemediğimiz tarzda, özellikle büyük şehirlerdeki bizler için söylüyorum, durumlar bunlar. Tabii bu ortamda siz bir gezi düzenliyorsunuz, nasıl gerekli desteği bulabildiniz mi?

 

RS: Hemen hemen, zaten şu anda programımız hazır, yaklaşık ilk etapta çocuklara bir giyim merkezini gezdireceğiz, hemen akabinde lunaparka gidilecek, çocuklar ilk defa lunaparkın heyecanını tadacaklar duyarlı insanlar sayesinde. Sonra bir sinema ile anlaştık, çocuklarımıza sinema ortamında çizgi film seyrettireceğiz. Daha sonra bir piknik havası içerisinde gezintiyi tamamlayıp köyümüze geri döneceğiz. İlk defa hem şehir merkezini görecekler, hem lunaparkla tanışacaklar, hem de sinema ile. Aslında gayemiz temel olarak şu; 23 Nisan, biliyorsunuz Ulusal Egemenlik Bayramı, biz bu yola çıkarken bir anlamda çocukların kafasındaki o ulusal egemenlik kavramını bir şekilde kalıcı kılmak istedik. Çocuğun aklına 23 Nisan bayramı geldiği zaman, yarın büyüdüğünde çok farklı bir 23 Nisan bayramı anımsayabilsin, en azından ulusal egemenlik kavramını bir şekilde "böylesine bir gezi yapmıştık" diyerek hatırlasın istedik.

 

Avi Haligua: Çocuklar ne diyorlar, heyecanlılar mı?

 

RS: Aşırı şekilde, hatta uyuyamadığını söyleyen öğrencimiz de var.

 

ÖM: Bir süreden beri buna kendilerini hazırlıyorlar herhalde?

 

RS: Elbette. Biz duyuruyu çok başlarda yaptık, eğer duyarlı vatandaşlardan gerekli desteği alabilirsek, valiliğimizin onayını alabilirsek bu konuda herhangi bir aksama olmadan mutlaka şehir merkezine götüreceğiz. Bir ilk olması bizi de gerçekten çok heyecanlandırdı. Çocukların gözlerindeki o ışıltı emin olun o yorgunluğu alıp götürüyor.

 

ÖM: Tabii. Kaç kişilik bir ekip olarak gidiyorsunuz.

 

RS: Okul mevcudumuz 1038 öğrenci, 29 köyden taşıma yoluyla yaklaşık 54 aracımızla geliyorlar. Şu anda sanıyorum geziye katılacak öğrenci sayısı 796.

 

ÖM: Amacınız herhalde hepsini götürmekti, 800'e yakın bir katılım sağlayabildiniz, bu harika bir şey olmalı. Minibüslerle gidiliyor öyle mi?

 

RS: Elbette, taşımalı ilköğretim olduğu için taşıma servisimiz mevcut, il valiliğimizin de onayını alarak kendi servislerimizle götüreceğiz.

 

ÖM: Program nasıl? Şehir merkezine iniyorsunuz, önce çarşıya mı iniyorsunuz?

 

RS: Evet, ilk önce bütün öğrenciler teker teker dolaştırılacak, özellikle çocukların ilgisini çekebilecek tiyatro, sinema, lunapark, vb. yerlerin akabinde büyük bir ihtimalle 23 Nisan töreninin yapıldığı alana çok kısa da olsa uğrayacağız, sonra sinemaya, lunaparka ve piknikten sonra da okula geri döneceğiz.

 

ÖM: Bu oldukça büyük bir rakam, yemek işini nasıl organize ettiniz?

 

RS: O olay halledildi, merkezde sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfının katkılarıyla orada bir aşevi var tahmin ediyorum, yatılı ilköğretim okulunun bahçesinde halledeceğiz.

 

ÖM: Hava durumuna da baktınız mı, yağmur yağacak mı?

 

RS: Şu anda maalesef yağmur yağıyor fakat tahmin ediyorum bizim geziyi gerçekleştireceğimiz gün meteorolojiden aldığımız bilgi doğrultusunda yağış olmayacak.

 

ÖM: Bu da önemli. Aslında ne yağarsa yağsın çocuklar için hiçbir şey fark etmeyeceğini düşünüyoruz, böylesine değişik bir şey. Yalnız yandınız tabii, bundan sonra artık her sene bunu isteyecekler.

 

RS: Önemli olan bir ilki gerçekleştirebilmek. Tahmin ediyorum biz bunu gerçekleştirdikten sonra bizden sonra bu bayrağı devralacak arkadaşlar çok daha duyarlı olacaklardır.

 

ÖM: Ben de öyle tahmin ediyorum. Aslında bir geleneği de başlatmış oldunuz böyle bir ilkle.

 

RS: Ümit ediyorum bir gelenek haline gelir burada.

 

ÖM: Siz daha ne kadar süre ile orada görev yapacaksınız?

 

RS: Kafamda öyle kesin bir rakam yok, fakat şunu bir eğitimci olarak çok iyi biliyorum, bir bina yıkıldığı zaman bunu tekrar yeniden yapabilme imkânına sahipsiniz, birimiz hastalandığı zaman doktora gidip çok rahat bir şekilde tedavi olabiliyor veya bir serveti kaybettiğimiz zaman tekrar yeniden kazabilmemiz olası, fakat hiçbirimiz giden zamanı geri getirmeye muktedir değiliz. Bugün bu şartlarla, eksik, yanlış yetişen bu çocuklar beyinleri boş yetiştiği zaman emin olun içinde bulunduğumuz bölgede boş beyinleri doldurabilecek o kadar fazla alternatifler var ki. Bir şekilde birilerinin mücadele etmesi gerekiyor.

 

ÖM: Oldukça önemli bir şey, bize de buradan kilometreler ötesinden hakikaten heyecan ve coşku veren bir şeydi, sizi bunun için de gerçekten kutlamak istedik. Bu sizinle yaptığımız kısa mülakat bizim Açık Radyo web mekânında da yer alacak, sizin de kendi hazırladığınız ve gayretle sürdürdüğünüz web sitesinden görmüştük, oraya göndermemiz mümkün olabilir. Sizin de web sitenizde bu konuşmamızın yer alması mümkün olabilir, bu da bir hoşluktur.

 

RS: Duyarlılığınız için çok teşekkür ederiz.

 

ÖM: Biz de katıldığınız için size teşekkür ederiz, iyi bir bayram diliyoruz hepinize, çocuklara da buradan sevgilerimizi ilettiğimizi lütfen söyleyin.

 

(22 Nisan 2005 tarihinde Açık Radyo'da Açık Gazete programında yayınlanmıştır.)