2004'ün Ardından

-
Aa
+
a
a
a

Ocak

 

"Emperyalizmi tartışmak, ırza geçmenin iyi ve kötü yanlarını tartışmaya benziyor biraz. Ne söyleyebiliriz yani? Hoşumuza gittiğini mi?"

(Arundhati Roy, Yazar. Mumbay Dünya Sosyal Forumu açılış konuşmasından, 28 Ocak 2004) 

 

2004, epey zorlu geçti. Yılbaşı kutlamalarının kendine tezat, yeni yıla tüm dünya yoğun güvenlik önlemleriyle girdi. NewYork üstünde değil kuş, yılbaşı zamanı uçak bile uçurulmadı.

 

Kuş gribi salgını "önlem olarak" sadece Çin'de 60.000 tavuğun katline yol açarken hastalıktan 8 de insan öldü. Olacakların ilk belirtileri doğal olarak  yılın starı ABD'den geliyordu. Dünya Sağlık Örgütü'nün, hükümetlerden, gıda şirketlerine yağ ve şeker oranlarını düşürmek için baskı yapmasını isteyeceği sırada - kutsal şirketler namına - 300 milyon morbid obezin yaşadığı, küremizin kahramanı ortaya çıktı ve planın onaylanmasını erteletti. Aynı günlerde, Doğal Hayatı Koruma Fonu, bu kadar yiyebilmek için ektiğimiz alanlar sebebiyle Borneo ve Sumatra orangutanlarının 20 yıl içinde yok olacağını açıklıyordu. "Güvenlik şoku yılı" sayılabilecek bu yıl "yabancıların" göçmen memleketi Amerika'ya parmak izi ve fotoğraf hatırası vermeden giremeyecekleri, müthiş haberiyle açılmış da sayılabilir.

 

Türkiye ocak ayına iki büyük ziyarete endeksli başladı. 1963'te Ankara anlaşmasının imzalanmasından beri Avrupa ilk kez Türkiye'yi Komisyon başkanı Prodi kuvvetinde ziyaret etti. İstanbul, ilk Avrupa bilgi merkezine, bu sayede kavuştu. Prodi, Kıbrıs'ta çözümün Avrupa Birliği'ne giriş için önkoşul olmadığını da açıkladı. Avrupalı "misafirler" giderken Türkiye'den "savaş şartlarında dahi idam" cezasını alıp götürdü. Ayın ortalarında AİHM'nin talebiyle tekrar görülen DEP davasında Zana, Dicle, Doğan ve Sadak, yıl içinde olacakları bilmeden, tahliye taleplerinin reddi üzerine cezaevine geri döndüler. Ayın diğer önemli ziyaretçisiyse 57 yıl aradan sonra Suriye Devlet Başkanı Esad'tı. Gezide tüm medya "ekonomik ilişkilerin" ön planda olduğunu defalarca dosta düşmana duyurdu.

 

İstanbul ve çevresini etkileyen ağır kış koşulları hava, kara ve tren yolu trafiğini büyük ölçüde aksattı. Anadolu ve Avrupa yakasına su verilemedi, borsa durdu, direksiyon sınavları ertelendi...  İstanbul dışında da üşüyen Türkiye kendini "akademik" tartışmalarla ısıttı. Anayasa Mahkemesi, Tübitak Başkanı'nın 1 defaya mahsus Başbakan tarafından belirlenmesini kabul etmedi. YÖK Başkanı Erdoğan Teziç ise Başbakan'a sunduğu YÖK yasa taslağı sebebiyle rektörlerin tepkilerinin muhatabı oldu.

 

İzmir'de, çiğ köfteden bulaşan domuz paraziti 40 kişiyi hastanelik etti. Yurdun dört yanının kaçak domuz çiftliği olduğu öğrenildi.

 

Ocak ayında KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat bakanlar kurulunu açıkladı. Rauf Denktaş, Tayyip Erdoğan'la birlik mesajları verdi. Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs planını Cumhurbaşkanı Sezer'e sundu. Talat hükümeti Annan Planı'nı temel alacağını belirterek ateşi harladı. Kıbrıs, yıl boyunca bir daha gündemden düşmedi.

 

Biz, Uluslararası Af Örgütü'nün 2003 raporunda 13 AB üyesi ülkede "güvenilirliklerini yitirecek ölçüde" insan hakları ihlali yaşanmış olmasına anlam vermeye çalışırken NASA'nın işi başından aşkındı. Mars'ın keşfi için dünya değiştiren Spirit sadece anlamsız mesajlar yolluyordu.

 

Carnegie Barış Vakfı, Baas dönemine ait istihbaratın saptırıldığını, Irak'ta kitle imha silahı bulunamadığını ,-ilk tepkilerden olduğu için olsa gerek- "mı acaba?" tonunda açıklarken,  Colin Powell, "Irak'ta yetkiyi devretmeden Saddam Hüseyini de kimselere devretmeyiz" diyor, somut kanıtlar olmasa da Irak'ı "riskten kaçınmak için" işgal ettiklerini açıklayarak, herkesi kavramsal şok ve dehşet terapisine tabî tutuyordu. Kısacası, Irak Savaşı'nın kokusu 2004 başında çıktı. İngiltere Başbakanı Tony Blair, Irakta kitle imha silahları olduğundan emin olmadığını açıklayıverdi. Bir açıklama da Lord Hutton'dan aynı günlerde geldi. BBC'ye "hükümetin kitle imha silahlarıyla ilgili istihbaratları abarttığı" bilgisini sızdıran David Kelly'nin olaydan 3 gün sonra intihar ettiği böylece netleşmiş oldu.  Hutton, raporunda BBCc'yi de temelsiz haber yaparak –hükümetin dürüstlüğüne - saldırdığı için eleştirdi. BBC Genel Müdürü Greg Dyke istifa etti. Hutton raporunun taraflı olduğunu söyledi. İngiliz halkının da %56sı raporu inandırıcı bulmadı ama hükümet aynen devam etti. 

 

Ölüm, bağımsız haber kaynaklarının geçebildiği Irak haberlerinden hiç eksik olmadı. Ocak ayında, bugün bildiğimiz netlikte bilememiş olsak da, işgal kuvvetleri Irak halkına eksiksiz her gün kan kusturdu. Ayın sonunda Amerikan hükümeti istihbaratın yanlış olduğunu kabul etmek zorunda kaldı. O zamanın Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleeza Rice "savaş öncesi kanıtlarımızla şimdiki kanıtlar farklı" incisine imza attı.

 

BM İsrail'in 2000 Ekim'inden beri 10.000 evi yıktığını, İsrail'in yıkımları tam gaz sürerken açıkladı. İsrail başbakanı Ariel Şaron "yol haritası" kabul edilmezse "tek taraflı ayrım" uygulama kararı aldı ve bu kararı, yıl boyunca hemen her gün 1 kaç Filistinlinin ölmesine yol açtı.  İran'da 2003 sonunda depremle düzlenen tarihi Bam kentinde ölen 30 bin kişiye ilaveten, 100.000 kişi daha evsizler "hanesine" yazıldı. ABD bile insafa gelip ambargoyu yumuşattı. Gürcistan'da Mihail Saakaşvili, Edvard Şevardnadze'yi "kadife devrim"le indirmesinin ardından Gürcistan seçimlerinde %96 oy alarak cumhurbaşkanı oldu.

 

Bir aya bu kadar olay dünyayı kesmemiş, Davos Zirvesi ya da Dünya Ekonomik

Forumu BOP senaryosu için toplandığı sıralarda Hindistan'da  Dünya Sosyal

Forumu 1200 konferans ile toplanmıştı. Konferans'ın bitiminde Amerika'nın Irak'ı

işgali büyük kitlelerce protesto ediliyordu.

 

 

Bir aya bu kadar olay dünyayı kesmemiş, Davos Zirvesi ya da Dünya Ekonomik

Forumu BOP senaryosu için toplandığı sıralarda Hindistan'da  Dünya Sosyal

Forumu 1200 konferans ile toplanmıştı. Konferans'ın bitiminde Amerika'nın Irak'ı

işgali büyük kitlelerce protesto ediliyordu.

 

 Şubat

"Bu duvar Filistin topraklarını ele geçirmek içindir. Aynı zamanda - İsrailli sosyolog Baruch Kimmerling'in tarif ettiği gibi, İsrail'in 'politikatliam' savaşının bir sonucu olarak Filistin topluluklarını birer zindana çevirmektedir; bu zindanın yanında Güney Afrika'nın Bantustan'ları bile özgürlük, egemenlik ve kendi kaderini belirleme hakkı simgeleri gibi görünür."
(Noam Chomsky, dilbilimci, düşünür ve aktivist, Znet, 25 Şubat 2004)

Şubat ayı Türkiye için iç politika sanarak dış politika tartışmakla geçti denebilir. Sinemamız dahi Alman-Türk yönetmen Fatih Akın'ın, Duvara Karşı filmi ile Altın Ayı almasına endeksliydi. Gündemin çoğunu Avrupa Birliği'yle o günlerde yeni başlayan sıcaklaşma süreci ve Annan Planı'nın sancıları kapladı.

 

Minâ'da hacıların şeytan taşlama olayı, 11'i Türk 251 kişinin ölümüyle son buldu. İran'da 123 reformcu milletvekili anayasa koruyucuları konseyinin reformcu adayları seçimlere sokmama kararını protesto için istifa etti.

 

İran'da gelenekçiler tekrar ağırlık kazanıyordu. Fransa'daysa Şubat ayı devlet liselerinde dini sembollerin yasaklanması tartışmalarıyla geçti. Moskova metrosunda en az 40 kişinin ölümüyle sonlanan patlama ve yine Moskova'da kapalı bir havuzun çatısının çökmesi sonucu 40 kişinin daha ölmesi, gelecekteki daha kötü olayların habercisi gibiydi. Atom konusunda her şeyi bilmekten sorumlu Atom Enerjisi Kurulu Başkanı El Baradey, İsrail'in elindeki nükleer silahlar konusunda bilgileri olmadığını, ancak 100 ila 200 nükleer silahı olduğuna inandıklarını söyledi. Aynı günlerde Amerika'nın terörle savaştaki "sadık müttefiki" Pakistan'ın , Pakistan yapımı atom bombalarının mimarı ve ulusal kahraman Abdül Kadir Han'ın başka ülkelere ve gruplara nükleer sırları sızdırdığını itiraf etmesinin ardından, Başkan Pervez Müşerref tarafından affedildiğini öğrendik. İsrail'in Batı Şeria'da işgal altında tuttuğu topraklar içinde inşa etmeye başladığı "güvenlik duvarı" ise gündemin tuzu biberiydi.  Eski terorist Libya, yeni demokrasi mücahidine dönüştürüldü ve Amerika 23 yıldır uyguladığı yaptırımları hafifletti. Bush ve Blair eksantrik Albay Kaddafi'yi dünya önünde coşkuyla kucakladılar.

 

Birleşmiş Milletler'in mülteciler yüksek komiserliğinin raporuna göre Türkler sebepleri değişse de, göçebe bir ulus olmaya devam ediyor ve Rus, Sırp, Iraklıların ardından en fazla sığınma başvurusunda bulunanlar listesinde 4. sıraya oturuyordu.

 

Yılın en büyük göçüğü ise Konya'nın Selçuklu ilçesinde 11 katlı Zümrüt Apartmanı'nın çökmesi sonucu 92 kişinin, kötü yapılmış denetimsiz binanın altında kalmasıydı. Derhal soruşturma açıldığı bildirildi ve fakat soruşturma sonucu hakkında yıl sonuna kadar bir daha bilgi edinilemedi.

 

Devlet İstatistik Enstitüsü, İnsan Hakları İhlal İddiası Bireysel Başvuru Formu hazırladı. Formlar valiliklere yollandı, formlardan bir daha haber alınamadı. Milli Eğitim Bakanlığı, Aleviliği, Alevilere sormadan müfredata alma kararı aldı. Bu arada Merkez Bankası doların 1.300.000. TL'ye inmesinin ardından alım müdahalesi yaptı.

 

Şubat ayının önemli konuğuysa 11 yıl sonra Türkiye'yi ziyaret eden ilk Almanya Başbakanı Gerhard Schröder idi. Almanya'nın oyunun, müzakerelerin hemen başlaması yönünde olduğunu açıklayarak yüzleri güldürdü. Ama AB konusunda Türkiye için "imtiyazlı ortaklık" fikrini, odalardan kamuoyuna taşıyan kişi, Alman Hıristiyan demokrat Angela Merkel oldu ve yüzleri biraz astırdı.

 

Rusya'dan gelen soğuk hava Türkiye'nin büyük bölümünde kar yağışına yol açtı.

 

Savaş konusunda aceleci davranan George W. Bush, savaşı başlatan istihbaratın doğruluğuna ilişkin soruşturmanın "aceleye gelmemesi" gerektiğini belirtti. CIA Başkanı George Tenet, "hiçbir zaman Irak'taki kitle imha silahlarının acil tehdit oluşturduğunu söylemedik" dedi. Yalanın dozu arttıkça Irak'taki saldırılarda siviller kitleler halinde, özellikle bu aydan sonra ölmeye başladı. Ayın ortalarında Irak eski silah denetçisi David Kay, Irak'ta silah aramanın boşa çaba olduğunu açıkladı.

 

Güney Kore tüm bunların ortasında 3.000 askerle işgal kuvvetlerine katıldı. Kuzey Irak'ta  federasyon fikrinin 60.000 Peşmerge gücünün bölgeye bağlanmasıyla konuşulmaya başlandığı günlerdi bunlar. BM genel sekreteri Kofi Annan ise ilk kez Irak'ta seçim konusunu ortaya attı.

 

Bir diğer önemli olaysa Haiti'de çıkan ABD destekli isyan sonucu devlet başkanı Aristide'nin apar topar başkent Portoprens'i terk etmesi ve uluslararası sivil gücün ülkeye gönderilmesinin tartışılmaya başlanmasıydı. Ama ülke gündemi uzak ve yoksul Haiti'yle değil, yakın ve zengin Uzan'ların villa, ada ve yalılarıyla buralardan sızanlarla doluydu. Havuzun altındaki gizli bölmelerde bulunan Doğu Avrupa kökenli hizmetçiler ve 4 milyon simkart akıllarda kaldı.

 

Güldünya Töre'nin, namus uğruna kardeşlerince önce yol ortasında, ardından kaldırıldığı hastanede, polise yapılan uyarılara rağmen göz göre göre vurularak öldürülmesine duyulan toplumsal nefret, sonunda, ceza kanunun namus cinayetine indirim maddesini kaldırtan etkenlerden biri oldu. Dünya gülemedi, töreninse nasıl bir şey olduğu anlaşılamadı.

 

Ocak ayında harlanan Kıbrıs görüşmeleri ateşi Şubat'ta ülkeyi sardı. Başbakan Erdoğan'la KKTC cumhurbaşkanı Denktaş'ın birlik mesajları artık gerilimi saklamaya yetmiyordu. Görüşmelere başlanması kararı alınırken hem Papadopulos hem de Denktaş memnuniyetsizliklerini açıkça dile getiriyordu.Tam da bu günlerde AB'nin genişlemeden sorumlu komiseri Verheugen  Ada'nın iki lideriyle de görüşmek üzere Ada'ya geldi. Daha referandum kararı bile alınmamıştı.

 

Mart

 

"Irak'ta savaş bir felaketti, Irak'ın işgali bir felaketti. Bay Blair ile Bay Bush'un biraz düşünmeleri ve özeleştiri yapmaları gerekir. Bir halkı bombalayamazsınız, bir savaşı yalanlara dayanarak düzenleyemezsiniz."

(Jose Luis Rodriguez Zapatero, İspanya Sosyalist Partisi lideri ve ülkenin yeni başbakanı, BBC, 17 Mart 2004)

 

Mart ayı Avrupa'da seçim ayı oldu. Önce Fransa'da bölgesel seçimlerde sosyalist parti önderliğindeki sol ittifakın ezici galibiyeti geldi.

 

Ardından İspanya'da 200 kişinin öldüğü korkunç tren bombalamaları ve üç gün sonra da Aznar'ın "terör saldırılarını" yalan belgelerle Basklara mal etme çabaları, İspanya halkının bunu yutmaması, balkonlarda tencere-tava çalması, cep telefonlarını çaldırması ve seçim sandıklarında Aznar'ı basması geldi. Sonuçta sosyalist Zapatero'nun zaferi bir karış açık ağızla seyredildi.  
 

Gürcistan'la taze komşumuz Acaristan arasında gerginlik çıktı. Vladimir Putin oyların %70'ini alarak tekrar cumhurbaşkanı seçildi. Artık değil demir, titanyum olan yumruk, yeni döneminde basın özgürlüğünün güçleneceğini söyledi. Bu arada eski doğu bloku üyesi yedi ülkenin katılımıyla Nato "ailesinin" kışlası genişledi. Tayvan Cumhurbaşkanı Chen Shubian ise seçim kampanyasının son gününde karnından vuruldu ama seçime katılacak kadar iyiydi. Küremizin yeni demokrasisi Afganistan ise havacılık bakanı Mirveys Han suikastının  ardından çıkan çatışmada ölen 100 kişiyle gündeme geldi.

 

Avrupa seçimlerine dönecek olursak; Yunanistan'da Muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi ve Kostas Karamanlis'in seçilmesiyle Türkiye'nin Kıbrıs'taki yeni ortağı belirlenmiş oldu. Antik Olimpia kentinde tutuşan olimpiyat meşalesi 78.000km'lik yolculuğuna başladı. Haiti'deki olaylar ABD önderliğinde operasyona, yüzlerce ölüme ve devlet başkanı Aristide'nin Orta Afrika Cumhuriyeti'ne yollanmasına yol açtı.

 

Dünyanın 2. büyük sigorta şirketi Swiss Re, "doğaya insan müdahalesi sonucu iklimin  dengesizleştiğini ve sosyo-ekonomik düzenin bir noktadan sonra imkânsız olacağını" söyleyerek "bizim de vereceğimiz bir yere kadar" demiş oldu.

 

Aynı günlerde Britanya'da hükümetin en üst düzey bilim danışmanları, küresel ısınmanın terörizmden daha tehlikeli olduğunu söyleyip susturulunca mangal yürekli Blair, bir badire daha atlattı. Neyse ki astronomlar güneş sistemindeki 10. gezegeni keşfederek biraz olsun gönlümüzü ferahlattı. Amerikan Temsilciler Meclisi ise insanları şişmanlattığı gerekçesiyle gıda sektörüne dava açılmasını yasakladı. Sinirden bolca yendi; yarımşar kilo alındı.

 

Senatör John Kerry'nin demokratların başkan adayı olduğu ayın ortasında belli oldu. Aynı günlerde başkan George Bush'un seçimler için hazırlattığı "Vatansever" reklam filmi, 11 Eylül'de yakınlarını kaybedenlerin sert tepkisiyle karşılaşıyordu.

 

Irak, Kerbela'da Aşure Günü için toplanan Şiiler'in 200'ünün bir bombayla öldürülmesiyle Mart ayını açtı.

 

Irak'ta açıklanması İki kez ertelenen Geçici Anayasa sonunda açıklandı ama kimseyi memnun etmedi. Amerikan Savunma Bakanlığı petrol satışı için açtığı ihalelere Türk şirketleri uygun buldu. O günlerde 200 milyon dolar kazanılacağı yazılırken yıl sonunda neredeyse 100 kamyoncunun sönen ocağı konuşulur olacaktı.

Tüm bunlar olurken BBC'nin 58 yıllık "Amerika'dan Mektuplar" programının yapımcısı büyük radyocu Alistair Cooke (95), mektuplara dayanamadığından olsa gerek, hayata gözlerini yumdu. O sıralarda işgalin sebepsizliği ortaya çıktıkça hazımsızlık arttı;

 

İspanya'nın taze Başbakan'ı Zapatero, askerlerini Irak'tan çekeceğini açıkladı. Danimarka başbakanı Rasmussen ise askerlerini çekmemesini, bunun "terörizm için zafer olacağı" gerekçesiyle açıklayacak bir ruh halindeydi. Eski Amerikan başkanlarından Jimmy Carter bile Irak'a "gereksiz bir savaş" açıldığını söylüyor; iş adamları NewYork Times'a ilan vererek Bush'u bütün dünyayı aldatmakla suçluyordu ki, savaşın 1. Yıldönümü geldi.

 

60'tan fazla ülkede 2 milyon kişi "Savaşa Hayır" diyerek sokakları doldurdu. Türkiye  daha çok kendi gündemiyle meşguldü. Mart ayı "spor müsabakalarında şiddet ve düzensizliğin önlenmesi" yasasının kabulüyle açıldı. AB troykası Türkiye'ye geldi; Kopenhag Kriterleri'ne uyulması durumunda Türkiye'ye müzakere tarihi verileceğini açıkladı.

 

Rauf Denktaş, Annan Planı'nın referanduma götürülmesi ufukta göründükçe üslubunu sertleştirmeye başlamıştı. Aynı günlerde barış planı için pazarlıklar sürüyor; Denktaş'ın katılmamasına rağmen Zirve, İsviçre'nin Burgenstock kasabasında basına kapalı gerçekleştiriliyordu. Olan yine oldu, ya da olmayan yine olmadı; Alvaro De Soto'nun orta yol bulma çabaları sonucu yenen akşam yemeği bile işe yaramadı. Sonunda 9 bin sayfalık rapor, Rum ve Türk taraflarına birer nüsha bırakılıp olaydan sıyrılındı. İstanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaroğlu bu konuda sinirlerine hakim olamayarak "gerekirse 135 bin şehit daha verir, Yunanistan'ı da alırız" nidalarıyla yılın unutulmaz sözlerinden birini etti.

 

İsrail, ay başında, sabah namazını kıldığı camiden tekerlekli sandalyesiyle çıkan Hamas'ın ruhani lideri Şeyh Yasin'i bir roketle yok etti. Gazeteler, operasyonu bizzat Şaron'un yönettiğini yazdı. İsrail Kabinesi'nin tüm Hamas liderlerini öldürme kararı aldığı günlerde, bir ay sonra öldürülecek olan Abdülaziz Rantissi, Hamas'ın liderliğini alıyordu.

 

Türkiye'de gazeteler Mart başında RTÜK'ün anadilde yayınların başlatılması için çalışma başlattığını müjdeliyorsa da, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Tükiye'nin Kopenhag Kriterleri'ni yerine getiremediğini açıklıyordu.

 

Ay ortalarında, bedelli askerlik taarruzları gazete sayfalarını dövüyordu. Dünyadaki "güvenlik krizinin" etkisiyle az kalsın her vatandaşın fişlenmesine geçiliyordu ki, genelgede sosyete ve "Klu Klux Klan" üyelerinin de takip edilmesi istenince, oluşan bıyık altı sırıtık ortam sayesinde fişlerden kurtulduk. Mart ayı, başladığı gibi, seçimlerle bitti. Türkiye'de 28 Mart yerel seçimleri,  oylarını %42'ye çıkartmış ve fakat beklediğini tam bulamamış bir iktidar, bir buçuk yıl önceki 3 Kasım seçimlerine göre 1 milyon oy kaybı bulunan ama oy kaybetmediğini iddia eden bir ana muhalefet partisi ile, buruk gülümsemelerle kapandı.

 

Ay bitiyordu ki, 2003 yılında GSMH'mızın %5'lik hedefi geride bırakarak %6 arttığı; kişi başına gelirinse ise %30.2 artışla 3383 Dolar oluverdiği açıklandı ve yüzler güleçleşti.

 

Nisan

 

"Bir yanda uzun süreli direnişimizin kazanımlarının uluslararası hukuk tarafından "de jure" kayıt altına alındığı, AB'ye 1 Mayıs tarihi itibariyle girildiği, Türkiye'nin AB sürecinin önünün açıldığı bir yol, diğer yandan ise, mevcut durumun dahi sürdürülemez olduğu, belirsizliklerle dolu bir yol vardır... Karar sizindir."

 

(Mehmet Ali Talat, KKTC Başbakanı. Annan Planı'nın Türkçe çevirisine yazdığı önsözden. KKTC halkına hitaben. 14 Nisan 2004)

 

Nisan ayında Amerika'nın bir türlü bulamadığı kitle imha silahları 1. Felluce harekâtı ve telaffuz edilmeye başlanan