Geçtiğimiz Pazar günü Mexico City tarihinin en büyük halk protestosuna şahit oldu. Bir buçuk milyon Meksikalı, valileri Andrés Manuel López Obrador'a destek olduklarını göstermek için sokaklara döküldüler. Biz Türkler için maalesef çok uzak olan bu siyasal-halk dayanışması ve bir politikacıya güvenmek belki gerçeküstü geliyor sizlere, ama Meksika'da durum bu son bir kaç haftadır.
López Obrador, 2000 yılından beri dünyanın en kalabalık ve problemli şehirlerinden biri olan Mexico City'nin sol eğilimli Partido Revolucionario Democratico (Devrimci Demokratik Parti) üyesi valisi. Son beş sene içinde yaptıkları ile ülkenin en popüler politikacısı olan Obrador, 2006 başkanlık seçimlerinde PRD'nin adayı olunca Meksika'da isler karıştı.
López Obrador yolsuzlukla suçlanıyor. Bu suctan yargılanıp yargılanmayacağının Meksika Parlamentosu'nun (House of Representatives) kararına kaldığı açıklandı, onlar da bu suçtan yargılanabilmesi için valinin dokunulmazlığını kaldırdılar.
Meksika anayasasına göre yolsuzluk ile suçlanan şahıslar başkanlık seçimlerine katılamıyorlar. Obrador eğer bu suçtan yargılanırsa, valilik görevini sürdürüp sürdüremeyeceği de belli değil.
Pazar günü Zocalo Meydanı'nı dolduran ahali, bu haksızlığa, Meksika politikasının en sağcı kesimlerinin Obrador'a karsı açtığı savaşa ve seçimleri maniple etmeye çalışanlara karşı olduklarını gösterdiler. Hiç bir politik parti ya da örgüt tarafından düzenlenmemiş, sadece halkın kendi isteği ile sokaklara dökülmesi, ve Obrador'a bir ağızdan "Yalnız değilsin!" demesi kadar, Obrador'un gösteri sırasında yaptığı konuşmanın, beklenin aksine, "dişe diş kana kan" şeklinde değil de, gerçek bir lider olduğunu gösteren, halkı sakinleştiren ve önemli mesajları olan bir konuşma yapması da dikkat çekici.
Meksikalı bir arkadaşım "Eger Obrador'un başkanlık seçimlerine katılmasına izin vermezlerse, bu ülkede işler iyice karışacak," dedi ona ne düşündüğünü sorduğumda. Aşırı sağcı kesimlerin oynadıkları oyun sadece ve sadece, Obrador'u bir kaç hafta önce olduğundan çok daha fazla popüler yaptı.
Dün López Obrador dokunulmazlığı kaldırıldıktan sonra ilk defa işe geri döndü. Yaptığı ilk iş, Başkan Vicente Fox'a bir mektup göndererek, "Meksika halkının seçimlerde istedikleri adaya oy verebilmelerini....demokratik bir ülke için gerekli olan her şeyin yapılması gerektiğini" söyledi. Söylentilere göre Fox, Obrador'un seçimlere katılması için bazı yasa değişiklikleri yapmaya karar vermiş bile.
Meksika'da olanlar, hemen hemen Ekvator'da Başkan Lucio Gutierrez'in halk gösterileri sonunda görevinden istifa etmesi, bir taraftan Havana'da dördüncü kere toplanan FTAA karşıtı binlerce insan. Yeni bir hikâye değil bu. Son bir kaç yıldır yalanlardan, kötü politikacılardan, fakirlikten, ezilmekten, ve herhalde en önemlisi Amerika Birleşik Devletleri'nin artık nerdeyse hiç kimseye nefes aldırmayan dış politikasından sıkıldı "Amerikalılar." Her ülke kendi kültürü ve politik durumuna göre değişik bir biçimde ifade etse bile, özünde hepsinin hisleri aynı.
Latin Amerika hareket halinde...
