Fukuşima Nükleer Felaketi'nin Takibi

Sudan Gelen
-
Aa
+
a
a
a

2011’de Japonya’da meydana gelen deprem ve tsunamiyle birlikte başlayan Fukuşima nükleer reaktörlerindeki patlamaların üzerinden yedi seneyi aşkın bir zaman geçti. Ancak sorunlar bütün hızıyla ve şiddetiyle devam ediyor. Koca Pasifik Okyanusu radyoaktif maddeyle kirlenmiş durumda. Sudan Gelen’e konuk olan nukleersiz.org koordinatörü Pınar Demircan nükleer felaket sonrası toplumsal yaşam üzerine yaptığı araştırma projesi için Eylül ayında Japonya’daydı.

Pınar Demircan
Sudan Gelen: 16 Ekim 2018
 

Sudan Gelen: 16 Ekim 2018

podcast servisi: iTunes / RSS

11 Mart 2011’de Japonya’da meydana gelen deprem ve tsunamiyle birlikte başlayan Fukuşima nükleer reaktörlerindeki patlamaların üzerinden yedi seneyi aşkın bir zaman geçti. Ancak sorunlar bütün hızıyla ve şiddetiyle devam ediyor. Koca Pasifik Okyanusu radyoaktif maddeyle kirlenmiş durumda. Radyoaktivite havaya karışıp dağlardan denize akan nehir sularını ve yer altı sularını da kirletiyor. Tüm bunlar yetmez gibi yedi yıldır aralıksız olarak çekirdek erimesi yaşanan reaktörlerin soğutulmasında kullanılan radyoaktif suyun denize boşaltılması ihtimali de gündemde. İnsanlar radyoaktif kirliliğe bağlı amansız hastalıkların pençesinde…   

Yıllardır yaşanan bu yıkımın nükleer felaketin kendisi kadar krizin kötü yönetimi, idari sorunlar ve yolsuzluklar ile de ilişkisi var. Ve ölen insanların yakınları, nükleer kirlenmeye bağlı hastalananlar, evlerini kaybedenler ve daha niceleri ellerinden alınan temiz bir çevrede insan onuruna yakışır bir biçimde yaşama hakkını arıyor. Japonya’da bu sancılı süreçte önemli kitlesel eylemler ve hak arayışları devam ediyor.

Pasifik Okyanusu’ndan dünyanın tüm denizlerine, atmosfere yayılan bu kirliliğin sınır tanımazlığı bize bu sınavın sadece Japonya’nın değil tüm gezegenin olduğunu söylüyor. Bu sonucu yaratan insan ise tüm canlılar adına vebal ödeyecekken hala dünya genelinde nükleer enerji santralleri çalıştırılıyor. Nükleer Felaketin müsebbibi Japon hükümeti kapatılmış olan santralleri açmanın peşine düşmüşken bir taraftan da Türkiye gibi ülkelerde yeni santrallerin kurulması   planlanıyor. Çok açık ki Dünya bu nükleer beladan topyekûn kurtulmadıkça gün yüzü görmeyeceğiz. Japonya’da yaşanmakta olan felaket, planlanan nükleer enerji santralleri gerçekleştirilirse Türkiye’de veya dünyanın başka bir ülkesinde olacakların habercisi. 

Sudan Gelen’e konuk olan Yeşil Gazete ve artık Yeni Yaşam Gazetesi’nde de yazılarını okuduğumuz nukleersiz.org koordinatörü Pınar Demircan nükleer felaket sonrası toplumsal yaşam üzerine yaptığı araştırma projesi için Eylül ayında Japonya’daydı. Demircan nükleer karşıtı eylemlere katıldı ve Türkiye’deki nükleer santral projeleriyle ilgili özellikle Japon hükümetinin kurma planları yaptığı başta Sinop nükleer santral projesi olmak üzere nükleer santrallerle ilgili sunumlar yaptı. Sinop Nükleer Karşıtı Platform adına bir basın açıklaması da gerçekleştiren Demircan, Türkiye’nin nükleer enerji meselesini Japonya’nın gündemine de taşıdı. Fukuşima Nükleer Felaketi’nin dünya için önemli mesajlar taşıdığına inanan Demircan Japonca diline hakim olmasından dolayı sorumluluk hissederek  nükleer enerjinin gerçekleri üzerine derinlemesine araştırmaya ve yazmaya başlamış. Nükleer enerjinin ekolojik ve toplumsal boyutları üzerine akademik çalışma da yapan Demircan’ın nükleer enerji meselesine dair anlattıkları hepimiz için hayati önem taşıyor.

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Takiko Kato Mizukagami 4:05