Demokrasi İçin Birlik: Kutuplaştırmadan Hayır Diyeceğiz

-
Aa
+
a
a
a

Demokrasi İçin Birlik, referandumda oylanacak anayasa değişikliği teklifine karşı “Hayır” diyeceklerini açıkladı.

Kaynak: Bianet (9 Şubat 2017)

İstanbul Kenter Tiyatrosu’nda yapılan toplantıda  açılış konuşmasını yapan Eski CHP milletvekili Melda Onur, Haziran 2016’da kurulan Demokrasi İçin Birlik’in eski CHP milletvekili Rıza Türmen’in bir yazısından ilham aldığını belirtti.

Farklı kesimler bir araya geldi

Toplantıya katılamayan Türmen gönderdiği mesajda şöyle dedi:

“Bu anayasa değişikliğine hayır demek, özgürlük, demokrasi, hukuk devletine evet demek. Bugün Türkiye’de demokrasi, bilgi alma hakkı ortadan kaldırdı, meclisin 3. siyasisi partisinin yer almaması için her şey yapıldı. Korku ve baskı topluma egemen. Bu ortamda yaratıcı yollarla anayasa değişikliğinin Türkiye’yi geri dönüşü olmayacak karanlığa ve yoksulluğa götüreceğini anlatabilmeliyiz.”

Ayşegül Devecioğlu Demokrasi İçin Birlik’in, sol bir birlik değil, farklı siyasi kesimlerden gelen kurum ve kişilerden oluştuğunu, liderleri ve hiyerarşik bir sistemleri olmadığını söyledi.

"Memleket meselesi"

Nesteren Davutoğlu, Hayır kampanyasının iletişim stratejisini anlattı:

“Hayır Kampanyası’nda kutuplaştırıcı, ötekileştirici olmayan kavrayıcı, sıcak, dostça bir dil kullanacağız. Bunu bir memleket meselesi, herkesin meselesi olarak göreceğiz. Duygusal, rasyonel, akademik, renkli, samimi, çoğulcu bir dil olacak.Bir kişiyi hedef almayacağız, karakter üzerinden bir konumlama yapmayacağız, sistemin yaratacağı sorunları ve boşlukları gündeme getireceğiz. Bunca yetkinin bir elde toplanmasının doğuracağı tehlikelere dikkat çekeceğiz.

"Hayır atmosferi var sahipsiz bırakmayalım"

"Bu ülkeyi ve tüm yurttaşları çok seviyoruz. Hep birlikte mutlu yaşayacağımız yarınlar için çalışacağız. Dik ve moralli olacağız çünkü bazen kendi gücümüzün bile farkında varmıyoruz. Umutla özgüvenle çalışacağız. Paylaşım duygusu, teslim olmama ruhu yaratacağız. Başaracağız duygusuna biraz hasret kaldık. Şu anki sistem bizi bastırdı. Ancak şu an iklim hayırdan yana esiyor. Bu atmosfer var, bunu sahipsiz bırakmayıp bir araya getirmemiz lazım. Sokak sokak, mahalle, mahalle ev sohbetleriyle kim nerede güçlüyse orada çalışacak. Sandığa da sahip çıkacağız.”

Orhan Alkaya da anayasa değişikliğinin bir başkanlık sistemi olduğunu ve bunun tek adamlığa neden olacağını belirterek yaratacağı sorunlara dikkat çekti.

Çelik Özdemir ve Işıl Kurt Demokrasi İçin Birlik'in Hayır kampanyası metnini okudu:

Referandumda oylanacak Anayasa değişikliği ile; yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanacağı, hukuk devletinin ortadan kalkacağı, Medis’in devre dışı bırakılacağı, halkın iradesinin tek kişiye teslim edileceği totaliter bir rejim hedefleniyor. Türkiye’nin çoğulcu toplum yapısına ters düşen, demokrasinin ölümü anlamına gelen tek adam rejimine Demokrasi İçin Birlik olarak “HAYIR” diyoruz.

BİZ VARIZ... Kadınlar, gençler, Aleviler, emekçiler, LBGTİ bireyler her inanç grubundan, her etnik kimlikten, her siyasi görüşten insanlarız. Çoğulcu ve katılımcı demokrasi hedefi arkasında el ele veren farklı kesimlerden yurttaşlarız. Demokratik değerler çerçevesinde, barış ve refah içinde, farklılıklarımızın zenginliğiyle yaşamak umudundan vazgeçmeyeceğiz.

Meşruiyeti yok

Anayasa değişikliği daha tartışılmaya başlandığı andan itibaren meşruiyetini yitirdi.

Meşru değil çünkü bir toplumsal mutabakat metni olan Anayasa, halkın bilgi sahibi olmasına fırsat verilmeden, uzlaşma aranmadan yapılıyor.

Meşru değil çünkü fikir, ifade, basın, gösteri özgürlüklerinin tümüyle kısıtlandığı, milletvekillerinin, gazetecilerin hapiste olduğu OHAL, baskı, terör ve savaş ortamında kapalı kapılar ardında yapılıyor.

Halkın özgür iradesi oluşamıyor

Toplumda etnik ve dinsel ayrışmaları ortadan kaldıracak, bir arada yaşamı sağlayacak yerde, toplumu daha da kutuplaştıracak bir anayasa yapılıyor.

Ülkedeki farklı kesimler, farklı düşünceler dışlanıyor.

Demokrasinin en temel kuralları çiğneniyor.

Özgürlük, eşitlik, kardeşlik, adalet, temsil adaleti, sosyal adalet gibi değerler siliniyor.

Oysa Türkiye’nin acilen normalleşmesi lazım. Bu ancak uyum, istikrar, uzlaşma ve demokrasi ile olur; tek adam yönetimi istikrarsızlık, gerilim, çatışma üretecek. Bu ne AKP’ye oy verenlerin, ne de karşı çıkanların meselesi. Bu memleket meselesi!

Ülkenin sorunlarına çare değil

Ülkenin temel sorunları nedir? Artan yoksullaşma, korkunç boyutlardaki işsizlik, gelecek kaygısı, içte çatışma, bombalama, bölgede dibine kadar batılan savaş... Halkın hak ve özgürlüklerini tümüyle ortadan kaldıran, işçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, kadınların taleplerini yok sayan tek adam rejimi, ülkemizin hangi sorununu çözecek?

Anayasa değişikliği yangından mal kaçırıyormuş gibi yapılıyor ki, yarın canı yananlar, yoksulluk canına tak edenler, haksızlığa uğrayanlar hiç sesini çıkaramasın.

Kimse bu kadar yetkiye sahip olmamalı

Her kim seçilirse seçilsin bu yetkileri kullananlar ancak diktatör olabilir.

Oysa bu topraklarda Osmanlı döneminden beri demokrasi tarihi tek adamın yetkilerini sınırlamak ekseninde gelişti. Kuvvetler ayrılığının tarihi Cumhuriyet’ten bile eski. Tek adam yönetimi Türkiye’nin geleceği, huzuru, kalkınması, istikrarı açısından kesin bir geri dönüş.

Bu halk tek adam rejimini kabul etmeyecek!

Çünkü yasaları veto edebildiği gibi, lideri olduğu partinin milletvekillerini; seçen ve Meclis’i feshetmeye karar verebilen Partili Cumhurbaşkanı, Meclis üzerinde tam ve mutlak bir vesayete sahip.

Çünkü tek adam rejiminde hesap verme yok. Cumhurbaşkanı ve atayacağı Bakanlar Kurulu hakkında yasama ve yargı denetimi devre dışı bırakılmış; hesap vermeyecekler. Rüşvet, yolsuzluk, haksızlık, adaletsizlik artacak.

Çünkü Cumhurbaşkanının hem kendi atamaları, hem de vesayeti altındaki Meclis çoğunluğunun desteği ile HSYK üzerinden yargıyı da kontrol edeceği bir kuvvetler birliği uygulaması öngörülüyor.

Oysa baskıcı olmayan bir iktidarın temel şartı, birey özgürlüklerinin ve azınlıkta kalanların haklarının korunmasıdır, iktidarın bir sınırı olmalı, onu aşamamalı. Bu nedenle halkın çoğunluğunun desteğini almış olsa bile, iktidarın gücünün siyasal iktidardan tamamen bağımsız, güçlü kurumlar ve yapılar eliyle dengelenmesi ve denetlenmesi zorunlu.

Demokrasi İçin Birlik olarak, bütün demokrasi güçlerini özgürlük, eşitlik, kardeşlik, temsil adaleti, sosyal adalet ve barış için Demokrasi Seferberliği’ne çağırıyoruz.

Mahallelerimizde, işyerlerimizde, okullarımızda “Hayır” çalışmalarını örgütleyelim.

Aramızda bağ kurmak, birleşmek ve hayır diyecek güç olmak üzere Demokrasi İçin Birlik web sayfası üzerinden iletişime geçelim.

Anayasa değişikliği derhal geri çekilmelidir.

İçte ve dışta savaş siyasetinden hemen vazgeçilmelidir, bölgede ve ülkede barışçı bir politikaya geri dönülmelidir.

OHAL kaldırılmalı, Türkiye’yi normalleştirecek Demokratik adımlar acilen atılmalıdır.