Yankı Yazgan

-
Aa
+
a
a
a
23 Aralık 2002
Sınıftaki diğer aileler, sizin sınıf düzenini bozduğunuzu, dersle ilgilenmediğinizi söyleyerek çözümü okuldan uzaklaştırılmanızda görüyorlar. O sınıfta uygun değişikliklerle pekalâ devam edebileceğinizi kimse düşünmeyebiliyor. Daha da şanssızsanız, anne-babanız da pes ediyor...
12 Aralık 2002
Televizyon dizilerinin hemen hepsinin 5-9 yaş arası zekaya hitap ettiğini hatırlatan Yankı Yazgan, söyleşisinde, gösterilen şiddetin ruh sağlığı ile etkileşimini, çocuklara ne kadar televizyon izlettirilmesi gerektiğini ve bu sorunun nedenlerini, çözüm yollarını anlatıyor.
02 Aralık 2002
Bu yılın Nobel Ekonomi Ödülü bir iktisatçı yerine davranış bilimciye gitti; psikolojik araştırmalarıyla özellikle belirsiz koşullarda insanın karar alma ve hüküm verme konusundaki eğilimlerine ışık tutan Daniel Kahneman'a.
22 Kasım 2002
Dikkat işlevleri bir sofra gibi; biten tabaklar kalkıyor, içindeki bölüştürülen salata tabağı mutfağa yollanıyor...
15 Kasım 2002
"Hayatın giderek karmaşıklaştığı dönemlerde, hayatı anlamakta zorluk hissettiğimizde, elimizdeki mevzilere sıkıca sarılmamızın ilk provasını bebeklikten çocukluğa geçiş yıllarımızda yapıyoruz.
11 Kasım 2002
"Makarna pişirmek için gereken işlemlerin midemizden daha çok beynimizi ilgilendirmesi biraz şaşırtıcı gelebilir, ama öyle...
04 Kasım 2002
Aceleci, sabırsız, kıpır kıpır ve kafası kolay dağılanlar için dikkat ve öğrenme hakkında gerekli bilgiler dizisinin II. bölümü: İlişkiyi bir ip gibi düşünürseniz, dikkat ilişkisi, her iki tarafın ipe/ilişkiye asıldığı durumlarda, "çok gergin/çok ilgili ve çok dikkatli" olarak tanımlayabiliriz....
28 Ekim 2002
Aceleci, sabırsız, kıpır kıpır ve kafası kolay dağılanlar için dikkat ve öğrenme hakkında gerekli bilgiler dizisinin, yani Kurtlu Kaşar'ın bu birinci bölümünde "Canı sıkılan adam"ı anlatıyor Yankı Yazgan: "Dikkati dağınık olanların yapamadığı; hemen değil de biraz sonra zevk alacakları bir işi bile
09 Eylül 2002
Türkiye'de ailelerin başvurabilecekleri çocuk ve ergen psikiyatri kliniklerinin ihtiyacı karşılamaktan çok uzak olduğuna dikkat çeken Yankı Yazgan, TV gibi "modern yaşam" unsurlarına ruh sağlığı açısından nasıl yaklaşılması gerektiğini ve çocuk psikiyatrının farkını anlatıyor.
03 Eylül 2002
Kimse, "evet, ben ırkçıyım" ya da "faşistim" demiyor. O yüzden genç, militan ruhlu ve aslında ülkesini seven bir gence, "savunduğun fikirler faşizmdir ve ülkeni mahvedecektir" dediğinizde, kendini çok kötü hissetmesine sebep olurken, fikirlerine bağlılığını da arttırabilirsiniz.
21 Ağustos 2002
Türkiye nüfusunun neredeyse yarısı 20 yaşının altında. Gençlikten çıkışı, sadece yaş ile değil, kişinin elinin ekmek tutması ile simgeleyelim. İşsizlik delikanlılıktan çıkışı iyice geciktirmekte...
15 Ağustos 2002
"Sürü'yü ya da Yol'u seyrettiğinizde 'solculuğu' seviyorduysak (Solculuğun tam olarak ne olduğunu bilmemiz şart mı?) ve kendimizi 'solcu' diye tanımlamışsak, solcuymuşuzdur, duygu sözlüğümüze göre...
12 Ağustos 2002
"Geçmişte yaşananların izini sürenler arasında bilimsel meraklılara da rastlanıyor. Avuç içine değil de, parmak ucuna bakıyorlar. Parmak izinde 'önceki hayatın' izini süren araştırmacılar neyin peşindeler? Önceki hayat'tan kastım, doğumdan önceki, ana karnındaki hayat."
05 Ağustos 2002
Koşullar belirsizleştikçe ("Seçimdeki belirsizlik, seçeneklerin birbirinden farksızlaşmasıdır") önemli bir seçmen kesiminin "hiperaktif" davranış modeline göre hareket ettiğine dikkat çeken Yankı Yazgan, "hiperaktif seçmen"in kolayca kararsızlaşabileceğini, kararsızlığını aşmak için de "o anda ilk a
18 Temmuz 2002
Evrim sürecine bakıp, gelişim evreleri ve aşamalar hakkındaki teorilere göz atıldığında, bir mantık zinciri dikkat çekiyor. Her aşamada, o aşamaya uygun beyin değişiklikleri ortaya çıkıyor. Sonra o değişiklik, daha farklı yaşantıların yürütülmesine elveriyor. Canlı, hayat tarzını değiştiriyor.
09 Temmuz 2002
Freud yayımlamadığı, belki de varlığını yadsıdığı bir makalede, yaşananların genetik yapıyı belirlediğini ve bu etkinin kuşaklar boyu sürdüğünü söylüyordu. Lamarck'çı "dönüşüm teorisi" ve Freud'un "filogenetik fantezisi" üzerine...
25 Haziran 2002
Yale Üniversitesi'nden yetişkin ve çocuk psikiyatrisi uzmanı Prof. James Leckman ile Yankı Yazgan, sevme ve bağlanma, takıntılara da eşlik eden oksitosin adlı nöropeptitin çocuk-anne ilişkisindeki etkisi, aşkın kimyası üzerine konuştular.
14 Haziran 2002
Bir baba, bir bebeğin hayatındaki "esas" rolünü ne zaman oynamaya başlar? Yok, işin "esas" başlangıcını kastetmiyorum. O, rolün en kolay kısmı. Yukarıdaki soruya yuvarlak bir cevap olarak verilebilecek "babanın kendini baba gibi hissettiği zaman" denen o zaman, ne zaman?
11 Haziran 2002
Yenilik düşkünü ile yenilikçi arasındaki ortak noktaların çokluğu, bazen ikisinin de aynı türden olduğunu düşündürebilir. Acaba bir kategoriden öbürüne geçiş yapmak mümkün mü?
11 Haziran 2002
Parkinson hastalığındaki "dopaminsizlik durumu"nun yarattığı problemlerin yanında, sigara zevkinden mahrum kalmak çok önemli bir kayıp sayılmayabilir. Ancak sigaranın zevkine varamamanın akla getirdiği başka yaşantı ve davranış değişiklikleri var.
06 Haziran 2002
"Ritalin kokain bağımlılığı yaratıyor" başlıklı makaleye Yankı Yazgan'dan yanıt: "Bir çocuğun gelişmesinin önündeki bir engeli kaldırma fırsatı veren her tedavi (ilaç, psikoterapi, özel eğitim vs.) daha iyisi, daha etkilisi, daha az yan etkilisi olana kadar tercih edilecektir.
05 Mart 2002
İlk yalanım. "İçeride ne yapıyorsun Yankı, yatağına yattın mı oğlum ?" sorusuna evet dediğimde, henüz yatmamış, oyuncaklarımı karıştırmaktaydım. Ama, "evet, yatağımdayım" dediğimde, yalanımı savurmuştum. Yalanın bireysel keşfi üzerine küçük bir not.
04 Mart 2002
2 yıl önce yayımlanmış bir yazı; durum pek değişmedi, yazıyı da değiştirmek için bir sebep yok, diyor Yankı Yazgan. Konu: İstanbul'un önümüzdeki 30 yıl içinde kuvvetli ve yıkıcı deprem geçirme riskine karşılık süren duyarsızlık ve gerçek gündemi akılcı bir eksene oturtamayışımız.
18 Şubat 2002
Zorunlu suskunluğun yaşandığı konserlerde verilen molalardan sonra salonu öhö öhö sesleri kaplar. Buna, bir tür tik'in neden olduğu "gıcık öksürüğü" de diyebiliriz. Gelin şu öksürük mesajını bir irdeleyelim.
13 Şubat 2002
Şu beynimizdeki dil bilgisayarı üzerindeki kontrol gerçekten kaybolabilir mi? Bana kalırsa, ister Tourette sendromu gibi küfür etmenin bir semptom olduğu nöropsikiyatrik durumlarda olsun, ister gündelik hayatta, küfür ettiğimizde, seçilen pek tesadüf eseri gibi gözükmüyor.
13 Şubat 2002
İlk aşk tüm aşkları belirleyebilir. İlk ilişkimizin egemen duygusu her bir yeni ilişkide tekrar alevlenip küllenir ve tekrar alevlenirken, ne olup bittiğini anlamak bazen zor olabilir. Ne var ki, ilk aşkımızı biz seçmiyoruz...
04 Şubat 2002
Çocukları ve gençlerin akıllarına geleni yapmakta aceleci ve sabırsız davranmaları, kendilerine verdikleri değerin azlığı, ümitsizliklerinin ve ölüme duydukları arzunun, kendilerini öldürme eylemine dönüşmesini kolaylaştırır ve hızlandırır.
22 Ocak 2002
Çocuk ve ergenlerde intihar riskinin genel belirtileri nelerdir, nasıl anlaşılır, kalıtsal mıdır yoksa sosyal çevreden mi edinilir, hangi faktörler tetikleyebilir, "acil durumda" hangi önlemler alınmalıdır gibi sorulara dair ve gazetelerimizde yer alan temel yanlış bilgilendirmeler hakkında merak et
16 Ocak 2002
Hiç olmayacak ve en istemediğiniz türden bir cinsel ilişkiyi hiç olmayacak birisiyle yaşadığınızı aklınıza getirdiniz mi hiç? Eyleme dönüşmese dahi kendinizi bunun için mahkum etmiş, hatta cezalandırmış bile olabilirsiniz. "Çocukluk psikolojisi" işte.
16 Ocak 2002
Bu yazının içeriğini kafanızda daha iyi örnekleyebilmek için, maymunları kesinlikle düşünmemeniz gerekiyor. Sakın aklınıza maymun getirmeyin! Hadi, onları atın kafanızdan! Resme de bakmayın! Tamam; Yankı Yazgan'ı okumaya şimdi geçebilirsiniz.