'Grevci' Greta: Biz değişimin kendisiyiz ve değişim geliyor!

-
Aa
+
a
a
a

Kanada'daki 'grevci' Greta Thunberg’e kulak verelim...

Fotoğraflar: Reuters
Greta Thunberg: Değişim başladı - İster beğenin ister beğenmeyin
 

Greta Thunberg: Değişim başladı - İster beğenin ister beğenmeyin

podcast servisi: iTunes / RSS

Ömer Madra: Açık Radyo’nun Açık Gazete’si, saat 9’u 8 dakika geçerken biraz önce de söylediğimiz gibi Montreal’de Kanada’da 600 bin kişinin önünde yani muazzam bir katılım olmuş, greve katılmış bütün ve bir çoğu da çocuklardan oluşuyor ama büyüklerin de desteği olmuş.

Zaten Montreal belediye başkanıyla da buluşup Greta Thunberg kendisinden şehrin anahtarı hediyesini de aldı. Yani Greta Montreal’ın bir vatandaşı, hemşehrisi unvanını aldı “bundan büyük bir onur duyuyorum” dedi. Montreal belediye başkanı olan hanımefendi de aynı şeyi, kendisinin duyduğunu da belirtti. Çok değişik şeyler oluyor.

Ayrıca Kanada başbakanı Justin Trudeau ile de buluştu ve “tamamen seni destekliyorum” demesine rağmen Justin Trudeau’nun bu buluşmada Greta Thunberg yeterince çaba göstermediğini söyleyerek düz konuşmasını sürdürdü. İlginç bir şey, buna rağmen de eşi ve çocuklarıyla birlikte Justin Trudeau da Montreal’deki bu büyük gösteriye katılmış durumdalar. Yani 600 bin kişinin önünde hakikaten “bütün gezegenin şimdiye kadar iklim değişikliği konusunda gördüğü en büyük gösteri” diyor Bill McKibben, 350.org kurucularından.

Rakamları da verelim aslında, 20-27 Eylül arasında 1,4 milyon insan Almanya’da, 1 milyon İtalya’da, 600 bin’in üzerinde Kanada’da, 500 bin’den fazla ABD’de, Avustralya’da 350 bin, Britanya’da Birleşik Krallık’ta gene 350 bin, Fransa’da 195 bin, Yeni Zelanda’da 170 bin, küçük Avusturya’da 150 bin, İrlanda’da 50 bin ki görülmemiş şeyler var Dublin’de de, 70 bin küçük İsveç’te, 42 bin Hollanda’da, 20 bin Brezilya’da, 21 bin Finlandiya’da, 15 bin Peru’da, 13 bin Meksika’da, 13 bin Hindistan’da, 10 bin Danimarka’da, Türkiye’de de 10 bin, 10 bin Pakistan, 6 bin Macaristan ki Budapeşte sokaklarında kalabalık bir grup vardı, kuyruk vardı, 5 bin Güney Kore’de, 5 bin Japonya’da 5 bin Güney Afrika’da, 3.500’ün üzerinde Şili’de, 3 binden fazla Pasifik bölgesinde, adalarda, 2 bin Singapur’da ve pek çok daha bilgi eksik olacak...

Yani “biz şunun için grev yapıyoruz: B gezegeni olmadığı için ve elimizden gelen her şeyi yapmalıyız bu krizi durdurmak için” diye Fridays For Future Türkiye’nin organizatörü Atlas Sarrafoğlu da demiş, bu da Common Dreams’dan aldığımız bir haber:

“Yoksa mutlu bir gelece sahip olma umutlarımız, rüyalarımız benden de alınacak ve bütün dünyanın dört bir yanındaki diğer çocukların da bu rüyası ortadan kalkacak” diyorlar.

Bu haftanın gösterisini de FFF (Gelecek İçin Cumalar: bunları düzenleyen kuruluş) “bu hareketin gücünü gösterdi, hem ilham verici hem de tarihiydi. Halkın gücü iktidarda olanların, muktedirlerin gücünden daha fazladır. En büyük iklim seferberliğiydi ve bu daha başlangıç” diyorlar.

“Moment bizden yana ve bir tarafa gidecek halimiz yok” demiş 350.org’un kurucu yöneticisi May Boeve de. İklim eylemlerinin bu politikalar değişene kadar kesinlikle devam edeceğini söylemiş. “Boğuşarak devam edeceğiz, politikacılar bilimi inkâr etmekten vazgeçene kadar ve fosil yakıt şirketleri de geleceğimize karşı işledikleri bu suçlardan sorumlu tutulana kadar, ta onlarca yıl önce olduğu gibi” demiş May Boeve, 350 org yöneticilerinden.

Şimdi Greta Thunberg’e kulak verelim, yaklaşık 600 bin kişinin önünde Kanada’da önce Fransızca başlıyor, çünkü Montreal Quebec’te, Fransızca’nın da konuşulduğu iki dilli bir ülke, eyalet ve bu konuşmayı şimdi size simültane olarak yansıtmaya çalışacağım.

Greta Thunberg: Günaydın Montreal! Kanada ve Quebec’e gelmiş olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Çok teşekkürler, bana evimi hatırlatıyor.

Bugün en az 500 bin kişi burada. Kendinizle çok iftihar etmelisiniz çünkü bunu birlikte yaptık ve size burada bulunmaktan dolayı duyduğum mutluluktan yeterince teşekkür edemem bile. Burada bulunmak ve bir arada olmak inanılmaz bir şey ve milyonlarca insan yürüyor şu anda dünyanın dört bir tarafında. Ortak bir dava için böyle bir arada olmak insana kendisini son derece iyi hissettiriyor, siz de öyle düşünmüyor musunuz?

Kanada’da olmak çok hoş bir duygu, eve gelmek gibi. Yani o kadar benziyor ki İsveç’e, benim geldiğim İsveç’le Kanada arasında o kadar büyük benzerlikler var ki. Sizin moose geyikleriniz var, bizim de moose geyiklerimiz var; sizin soğuk kışlarınız ve bol karınız ve çam ağaçlarınız var, bizde de onlardan var, soğuk kışlar ve bol bol çam ağaçlarımız var. Sizin karibu geyiğiniz var bizim de ren geyiklerimiz var. Siz buz hokeyi oynuyorsunuz biz de buz hokeyi oynuyoruz. Sizin akça ağaç şurubunuz var, bizim de, neyse unutun şimdi bizim de neyle meşhur olduğumuzu!

Siz iklim lideri olarak anlamlandırılan bir ülkesiniz, İsveç de öyle iklim lideri olarak nitelendirilen bir ülke ve her iki durumda da hiçbir anlamı yok bu sözlerin, bu liderliğin. Çünkü her iki halde de boş kelimelerden, boş sözlerden ibaret. İklim liderliği ve ihtiyaç duyulan politikalar hiçbir yerde görülmüyor, ortada yok. Dolayısıyla aynı ülkeleriz.

Geçen hafta 170’den fazla ülkede 4 milyon’dan fazla insan iklim için greve gitti. Yaşayan bir gezegen için yürüdük ve herkes için güvenli bir gelecek olsun diye. Bilimi anlattık ve iktidar sahibi insanların dinlemesi gereken ve bilime uygun hareket etmesi için yürüdük. Ama politik liderlerimiz dinlemedi.

Bu hafta New York’ta BM İklim Eylem Zirvesi’nde buluştu dünya liderleri ve bizi bir kere daha hayal kırıklığına uğrattılar boş sözleri ve ataletleriyle. Bilimin etrafında toplanalım dedik, dinlemediler. (Yuh sesleri…)

Dolayısıyla bugün milyonlarca insan dünyanın dört bir yanında tekrar yürüyoruz, bunu da onlar dinleyene kadar yapmaya devam edeceğiz, onlara dinletene kadar bunu sürdüreceğiz.

İktidardaki insanlar sorumluluklarını almıyorlarsa biz sorumluluğu omuzlarımıza alacağız. Bizim üstümüze kalmaması gerekirdi ama bunu da birilerinin yapması gerekiyor, onun için biz buradayız.

Bize “merak etmeyin, harika, parlak bir geleceğe bakıyoruz” diyorlar ama unutuyorlar ki işlerini yapmış olsalardı bizim kaygı duymamıza gerek kalmazdı. Eğer zamanında hareket etmiş olsalardı bugün bu kriz olmazdı.

Ve söz veriyoruz, bir kere onlar görevlerini yapmaya karar verir ve sorumluluklarını üstlenirlerse biz de kaygılanmaktan vazgeçeceğiz, okula döneceğiz, işlerimize döneceğiz, söz veriyoruz!

Bir kere daha söyleyelim, biz kendi fikirlerimizi ya da siyasi görüşlerimizi iletiyor değiliz, iklim ve ekoloji krizi parti politikalarının ötesindedir, şu anda elde edilebilen en sağlam bilimsel verileri iletiyoruz.

Bazı insanlara, özellikle bir çok yoldan bu krizi yaratmış olan insanlara bilim fazla rahatsız edici geliyor, onun için de bundan bahsetmiyorlar. Ama sonuçlarını yaşamak zorunda olan bizleriz ve gerçekten de aslında iklim ve ekoloji kriziyle şu anda yaşamakta olan insanlar olarak başka şansımız yok bilime uymaktan başka. Endüstri çağı öncesine göre 1,5 derecelik sıcaklık artışı tavanının altında kalmak için; insan kontrolünün ötesine geçmiş, artık geri döndürülemez bir zincirleme reaksiyon yaratmamak için gerçekleri söylemek ve onu olduğu gibi söylemek zorundayız, adlı adınca söylhemeliyiz. Neyse onu. Hükümetler arası iklim değişikliği heyetinin geçen yıl çıkan raporunda 1,5 derece, raporun 108. sayfasının 2.bölümünde küresel sıcaklık artışının 1,5 derecenin altında kalması konusunda %67 şans veriliyordu. 1 Ocak 2018’de 420 gigaton karbondioksit emisyonu yapabilecek bütçemiz vardı, şimdi bu bütçe 350 gigaton’a inmiş durumda. Bugünkü salım seviyeleriyle geri kalan karbondioksit bütçesi 8,5 yıldan daha kısa süre içinde tümüyle tüketilmiş olacak.

Ayrıca lütfen şunu da not edin ki bu hesaplar zaten şimdiye kadar toksik hava kirlenmesinin kilitlediği sıcaklığı, doğrusal olmayan devrilme noktalarını, pozitif geri beslemelerinin çoğunu, hakkaniyet ilkesini, yani yoksullarla zenginler arasındaki iklim adaletini içine almıyor.

Bize şunu dayatıyorlar, “100 milyonlarca ton karbondioksiti havadan teknolojiyle çekeceğiz” diyorlar ve ona güvenelim istiyorlar ama böyle bir teknoloji henüz yok ki. Bir kere bile, bir tek kere bile bu sayılardan bahseden herhangi bir politikacıya, gazeteciye ya da iş çevrelerinden bir kişiye bile rastlamadım.

Diyorlar ki “çocukları bırakalım çocuk olsunlar” tamam, biz de kabul ediyoruz, bırakın çocuk olalım, siz de kendi üzerinize düşeni yapın ve bu çeşit rakamları yansıtın sorumluluğu bize bırakmadan, o zaman biz de çocuk olmaya dönebiliriz işte.

Bugün okulda değiliz, işte de değiliz çünkü bu acil bir durum, öyle kenarda oturup, kaldırım kenarında seyreden insanlardan olmayacağız, pasif izleyici konumuna düşmeyeceğiz.

Bazıları diyor ki “siz değerli ders saatlerini kaybediyorsunuz, harcıyorsunuz." Onlar öyle diyor, biz de “dünyayı değiştiriyoruz” diyoruz. Öyle ki ileride, büyüdüğümüz zaman “biz de elimizden gelen her şeyi yaptık” diyebilelim. Bu bizim ödevimizdir ve bunu yapmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Yaşayan bir gezegen için ve geleceğimiz için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz.

Elimizden gelen her şeyi yapacağız bu krizin daha da kötüye gitmesini engellemek için. Bu, okulu kırmak ya da işi kırmak anlamına gelse de bunu yapmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bu daha önemli.

Bize defalarca söylediler ki “bunu yapmanın bir anlamı yok” diye. Zaten bu yaptığımızın bir etkisi olmayacağını, bir fark yaratamayacağımızı defalarca söylediler ama şu anda bile bunun yanlış olduğunu göstermiş bulunuyoruz bence.

Tarih boyunca toplumdaki en önemli değişiklikler tabandan yukarı doğru olmuştur, temelden olmuştur. Hâlâ geliyor greve katılanların sayıları. Ama bu hafta ‘weekforfuture’un yani gelecek için hafta örgütünün verdiği rakamlara bakıyoruz: Geçen Cuma ve bu Cuma yapılan grevlerle 6,6 milyon’un üzerinde görünüyor rakamlar. Bu, tarihte görülmüş en büyük gösterilerden biri demek.

İnsanlar halklar konuşuyor ve konuşmaya da devam edecek. Ta ki liderlerimiz dinleyene ve harekete geçene kadar.

Biz değişimiz ve değişim geliyor işte! (Alkışlar… tezahürat…)

Değişim geliyor! İster beğensinler, ister beğenmesinler.

Herkese çok çok teşekkür ederim.

**************

ÖM: Greta Thunberg’in 16 yaşındaki iklim aktivisti Montreal’de Kanada’da 500 bin’in üzerinde hatta 600 bin civarında olduğu söylenen muazzam bir kalabalıkta çocukların, gençlerin ağırlıklı olduğu ama büyüklerin de ona katıldığı, hatta Kanada Başbakanı Justin Trudeau’nin eşi ve çocuklarıyla katıldığı ve desteklediğini söylediği müthiş ve tarihin de en büyük iklim protestosu olduğu belirtilen konuşmasının tamamını dinlediniz. Bendeniz Ömer Madra çevirmeye çalıştım, buradan dinleyerek maalesef, daha önce vaktimiz olmadı çevirecek ama bu kadarını yapabildik ve yetiştirebildik size.