Gezegenin Geleceği: 5 Kasım 2019

-
Aa
+
a
a
a

KuzeyDoğa Derneği Başkanı, Utah ve Koç üniversiteleri öğretim üyesi Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, Türkiye'deki akbaba türleriyle 2004 yılından beri yaptığı çalışmada, 'doğanın çöpçüsü' akbabaların, soyu tükenmeye meyil oranının geçen 15 yılda yüzde 39'dan yüzde 68'e çıktığını belirledi. 

Fotoğraf: KuzeyDoğa Derneği
Gezegenin Geleceği: 5 Kasım 2019
 

Gezegenin Geleceği: 5 Kasım 2019

podcast servisi: iTunes / RSS

KuzeyDoğa Derneği Başkanı, Utah ve Koç üniversiteleri öğretim üyesi Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu, Türkiye'deki akbaba türleriyle 2004 yılından beri yaptığı çalışmada, 'doğanın çöpçüsü' akbabaların, soyu tükenmeye meyil oranının geçen 15 yılda yüzde 39'dan yüzde 68'e çıktığını belirledi. 2016'da yeniden tekrarlanan çalışmada, geçen 12 yılda akbabaların, durumları en hızla kötüye giden kuş türleri olduğu belirlendi. Acil koruma önlemlerinin alınması gerekiyor.

Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Sevil Acar’ın Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erinç Yeldan ile birlikte hazırladığı “Dual Bir Ekonomide Sürdürülebilir Büyüme ve İklim Değişikliği ile Mücadele” başlıklı TÜBİTAK projesi, hem reel milli gelirin artmasını hem ülke genelinde işsizliğin ve kayıt dışı istihdamın azalmasını sağlayacak bir iklim politikası paketi öneriyor. Proje ayrıca, yoksul bölgelerdeki yenilenebilir enerji yatırımlarının artmasıyla söz konusu bölgelerin gelir ve istihdamının zengin bölgelerden daha fazla artacağı bir senaryo çiziyor. ODTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Voyvoda’nın da katılımıyla ‘’Dual Bir Ekonomide İklim Değişikliğinin Makroekonomisi: Bölgesel bir Genel Denge Analizi” başlığıyla kitaplaştırılan çalışmada, aktif bir iklim politikası uygulandığı takdirde 2040 yılında karbondioksit salımının yüzde 19 daha az olacağı ve toplam elektrik üretiminin yüzde 55’inin güneş enerjisi ve rüzgârdan sağlanacağı da elde edilen bulgular arasında. Politika yapıcılarda iklim değişikliğiyle ilgili politika uygulamanın büyümeyi yavaşlatacağına dair bir algı olduğuna dikkat çeken Doç. Sevil Acar, bu algının yanlış olduğunu ve önerdikleri paket uygulanırsa, hiçbir şey yapılmadığı bir senaryoya kıyasla milli gelirin reel anlamda %7 daha yüksek olacağını vurguladı: “Politika yapıcılar, ‘biz gelişmekte olan bir ülkeyiz, büyümemiz lazım, daha çok sanayileşmek ve bu nedenle daha çok kirletmek durumundayız’ diye düşünüyorlar; ancak önemli olan bu sanayileşmenin nasıl olacağı. İklim değişikliğiyle ilgili politika yapmak ekonomiyi daraltmaz, aksine büyütür.” Önerilen 4’lü iklim değişikliğiyle mücadele politikasının uygulanması durumunda 2040 yılında toplam enerji üretiminin %55’inin güneş ve rüzgârdan elde edilebileceğini paylaşan Acar, bu sayede karbondioksit salımlarının da hiçbir iklim politikasının uygulanmadığı senaryoya kıyasla %19 daha az olacağını ifade etti.

Soğanlı Botanik Parkı'nın doğal SİT statüsü değiştirildi

Bursa‘da 400 bin metrekarelik Soğanlı Botanik Parkı’nın doğal SİT statüsü değiştirilerek parkta yapılaşmanın önü açıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün aldığı karar Resmi Gazete’de yer alarak yürürlüğe girdi. Değişiklikle parkta yapılaşmanın da önü açılmış oldu. Sözcü’den Yusuf Demir’in haberine göre, her mevsim binlerce kişinin ziyaret ettiği 400 bin metrekarelik Soğanlı Botanik Parkı 1998 yılında açıldı. Birinci derece SİT alanı olan parkta, 150 türde 8 bin ağaç, 27 çeşit gül, 76 tür çalı, 20 tür örtücü bitki bulunuyor. Türkiye’nin dört bir yanındaki doğal SİT alanlarının statülerini yeniden belirleyen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2017-99 sayılı İlke Kararı’na göre “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak tescil edilen yerlerde düşük yoğunluklu konut ve turistik tesislere izin veriliyor. Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun izniyle bu alanlarda seracılık, kültür balıkçılığı, entegre tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin yanı sıra katı atık düzenli depolama tesisi, atık su arıtma tesisi, yat çekek yeri, akaryakıt istasyonu yapılabilecek. Üst ölçekli planlara uygun olmak şartıyla sanayi tesislerinin yapılmasına da olanak sağlayan yeni düzenleme, doğal peyzaj ve siluet dikkate alınarak kum, çakıl, taş, maden ve benzeri malzeme alınmasına ve bu amaçla ocak açılmasına da izin veriyor. Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı olan yerlerin kullanım koşullarını belirleyen ilke kararına göre ayrıca çevre düzeni planında belirlenen şartları aşmamak kaydıyla ve koruma amaçlı imar planına gerek olmaksızın kullanım izni verilebiliyor.

Birleşik Krallık hidrolik çatlatma yöntemini askıya aldı

Birleşik Krallık, hidrolik çatlatma yöntemiyle petrol ve gaz çıkartma işleminin zararsız olduğu bilimsel olarak kanıtlanana kadar tüm projeleri durdurma kararı aldı. Ham petrol be gaz çıkarmada kullanılan hidrolik çatlatma yönteminin çevreye zararlarının öngörülemez olduğunu söyleyen bilimsel raporun ardından Birleşik Krallık hükümeti ülkedeki hidrolik çatlatma projelerini durdurma kararı aldı. Karar, Petrol ve Doğal Gaz Otoritesi  tarafından yayınlanan rapor sonrasında gerçekleşti. Raporda çatlatma işlemi sonrasında oluşabilecek depremlerin sayısını ve şiddetini tahmin etmenin mümkün olmadığı söyleniyordu. Bakanlar doğal gaz ve petrol şirketlerini, ilerideki fosil yakıt endüstrisinde yeni bir büyüme yaratacağı düşünülen hidrolik çatlatma projelerini desteklemeyecekleri konusunda uyardılar.

Termik santrallere havaya kirletme izni yeniden gündemde

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde geri çekilen “termik santrallere havayı kirletme izni” veren yasal düzenleme yeniden gündemde. 2013’ten beri çevre yatırımlarını gerçekleştirme taahhütlerini yerine getirmeyen ve mühletleri yasal düzenlemelerle üç defa uzatılan 13 kömürlü termik santrale dördüncü kez, üç yıl daha havayı kirletme izni verilmek isteniyor. Teklif yasalaşırsa, Türkiye’nin en eski ve kirli santralleri Haziran 2022 yılına kadar havayı kirletmeye, halk sağlığını tehdit etmeye devam edecek.