Gezegenin Geleceği: 25 Eylül 2019

-
Aa
+
a
a
a

Kazdağları‘nda bulunan Eybek Dağı’na yapılması planlanan Rüzgar Enerjisi Santrallerinin yanlış yere ve yanlış ölçekte yapıldığını savunan aktivistleri, Eybek Dağı’nın zirvesine doğru tırmanışa geçti. Zirvede pankartlarını açarak “Doğaya, İnsana, Bilime Özgürlük”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Kadınlar Her Yerde, Mücadelede”, “Havama, Suyuma, Dağlarıma Dokunma” sloganları attı. 

Fotoğraf: Yeşil Gazete
Gezegenin Geleceği: 25 Eylül 2019
 

Gezegenin Geleceği: 25 Eylül 2019

podcast servisi: iTunes / RSS

ABD’nin New York şehrinde düzenlenen Birleşmiş Milletler 74. Genel Kurulu BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in başkanlık ettiği İklim Değişikliği Zirvesi’nin açılışıyla başladı. Dünya liderlerine seslenen Guterres, “2050 yılına kadar müzakere etme zamanı değil, karbon salımını 2050’ye kadar sıfıra indirmek için harekete geçme zamanı” ifadelerini kullandı. İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg’in de dahil olduğu 16 çocuk, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu beş ülke hakkında iklim değişikliğiyle mücadele konusunda yeterli adımları atmadıkları gerekçesiyle BM’ye şikayette bulundu. BM’ye sunulan resmi şikayet dilekçesinde Türkiye’nin yanı sıra Fransa, Almanya, Brezilya ve Arjantin yer alıyor. Fosil yakıt kullanmadan yelkenli tekneyle Atlantik Okyanusu’nu geçerek New York’a gelen ve İklim Zirvesi’ne katılan İsveçli iklim aktivisti 16 yaşındaki Greta Thunberg, konuşmasında “Benim burada olmamam gerek, okyanusun ötesinde okulda olmam gerek. Sizler ne cesaretle bizden umut bekliyorsunuz. Boş sözlerinizle çocukluğumu ve hayallerimi çaldınız. Ben yine de şanslı çocuklardan biriyim. İnsanlar ölüyor, ekosistemimiz çöküyor, kitlesel yok oluşla karşı karşıyayız ama siz sadece para ve ekonomik büyümelerinizden bahsediyorsunuz” dedi. 

 

Güney Amerika ülkesi Şili’de on yıldır süren susuzluk sorunu, daha tehlikeli bir hale geliyor. Ülkedeki İklim Değişikliği Ofisi’ne göre son 10 yıl, ülkenin en kurak 10 yılıydı ve sorun daha da büyüyerek, nüfusun %70’inden fazlasını etkilemeye başladı. Ülke bu yıl 25. Taraflar Konferansı’na  ev sahipliği yapacak. Başkent Santiago’nun yaklaşık 60 kilometre kuzeyindeki kırsal Runge bölgesinin İçme Suyu Bakanı Sabina Martinez, “Bu yıl çok kurak geçti. Neredeyse hiç gerçek anlamda yağmur yağmadı. Bu hepimizi daha da fazla etkileyecek çünkü yaz geliyor. Yazın suya daha da fazla ihtiyacımız olacak” dedi. Greenpeace Şili sorumlularından Estefania Gonzalez, “Hükümet bu konuyu ciddiye almalı ve küresel iklim değişikliğine karşı adım atmalı. Aynı zamanda artık suya erişimi olmayan bölge insanlarını hesaba katarak, suya hâlâ erişebilenler açısından israfı önlemek için düzenlemeler yapmalı” dedi.

Türkiye Göller Yöresi’nin en önemli sulak alanlarından Burdur‘a bağlı Yeşilova ilçesinde başta flamingolar olmak üzere birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Bayındır Gölü’nün ardından Yarışlı Gölü de kurudu. Sodyum fosfat, sodyum klorür ve sodyum sülfat açısından zengin olduğu için suları acı olan göl tamamen kuruduktan sonra çöle dönüştü. Lisinia Doğa Yaşam Alanı kurucusu Öztürk Sarıca, son yıllardaki küresel ısınma kaynaklı yağış azlığı ve aşırı sıcak havalar nedeniyle tamamen kuruduğunu söyledi. Öztürk Sarıca, “Özellikle flamingoların son dönemde kullanmaya başladığı alanlardan birisiydi. Akgöl’ün kuruması, Yarışlı Gölü’nün de kurumasıyla birlikte flamingoları artık sadece Burdur Gölü kenarında ve Acıgöl’de görmekteyiz. Özellikle küresel ısınma kaynaklı ve bu yıl anormal derecede yükselen hava sıcaklıkları ve yağış rejiminin çok düzensiz ve bölgenin ciddi anlamda yağış almıyor olması, sulak alanlarımızın hızla kurumasına neden oluyor” diye konuştu. Sarıca ayrıca şunları söyledi:  “Göller Bölgesi’ndeki büyükbaş hayvancılığın yoğunlaşarak devam etmesi, alternatif ürün modellerinin yaygınlaşmaması, küçükbaş hayvan ve susuz yetişen aromatik bitki üretiminin azlığı, ayrıca sulak alanlarımızın büyük kısmının etrafında yoğunlaşan mermer ocakları gibi sorunlar var” dedi.

Körfezli çevre aktivistleri Eybek Dağı’nda bir araya geldi. Kazdağları‘nda bulunan Eybek Dağı’na yapılması planlanan Rüzgar Enerjisi Santrallerinin yanlış yere ve yanlış ölçekte yapıldığını savunan aktivistler, protesto gösterisi gerçekleştirdi. 300’e yakın eylemci üç buçuk kilometre yürüyerek Eybek Orman Gözetleme Kulesi’ne ulaştı. Daha sonra yüzün üzerinde kişi, Eybek Dağı’nın zirvesine doğru tırmanışa geçti. Zirvede pankartlarını açarak “Doğaya, İnsana, Bilime Özgürlük”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Kadınlar Her Yerde, Mücadelede”, “Havama, Suyuma, Dağlarıma Dokunma” sloganları attı. Basın açıklamasında projenin bugüne kadarki ÇED süreci ve gelinen nokta hakkında bilgi verildi ve proje iptal edilene kadar mücadeleye devam edileceği ve “ÇED Olumlu” kararı verilmesi halinde kararın dava edileceği vurgulandı. Karaburun’da ve Çeşme’de mantar gibi biten RES’lerin bölgenin ekosistemine açtığı zararların ve bölge halkının şikayetlerine konu olan RES’lerin kuşlar, arılar, yarasalar ve insanlar üzerindeki etkilerine dikkat çekilen açıklamada, Eybek Dağı’na yapılmak istenen RES’lerin Eybek ekoosistemine olası etkileri anlatıldı. “Enerji açığımız var” söyleminin koca bir yalan olduğu belirtilen açıklamada, Türkiye’nin 80 bin Megawat’ın üzerinde kurulu gücünün olduğu, 2018’de bunun yalnızca 47 bin’inin kullanıldığı, önce kayıp kaçakların önlenmesi ve enerji tasarrufu ve verimliliği gibi önlemlerin alınması gerektiği belirtildi. Açıklamada, yenilenebilir olmasına rağmen yanlış yere, yanlış ölçekte yapılan RES’lerin sorgulanması gerektiği  ve ayrıca doğru yerde, doğru ölçekte yapılacak yenilenebilir enerji tesislerinin de yerel yönetimler ve halkın ortak olacağı kooperatifler eliyle yapılması ve enerjinin demokratikleştirilmesi gerektiği vurgulandı. Basın açıklamasından ardından Eybek’e çığlık olarak “Eybekte Yangın Varrrrr” diye kulaktan kulağa bağıran aktivistler, mücadeleye daha büyük kararlılıkla devam edeceklerini belirterek dağıldı.