Gezegenin Geleceği: 2 Eylül 2019

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye'de vaşakların en önemli yaşam alanlarından olan Kars'ın Sarıkamış ilçesindeki vaşakların, temel besin kaynakları olan karaca yerine tavşan ve küçük kemirgenlerle beslenmek zorunda kalmaları nedeniyle vücut ölçülerinin de küçüldüğü KuzeyDoğa Derneği tarafından yıllardır süren çalışmalar ile ortaya kondu. 

Fotoğraf: Kuzey Doğa Derneği
Gezegenin Geleceği: 2 Eylül 2019
 

Gezegenin Geleceği: 2 Eylül 2019

podcast servisi: iTunes / RSS

Toplumu ve mimarlığı ilgilendiren değerlere sahip çıkma misyonuyla 2013 yılında başlatılan söyleşilerin Temmuz ayı konuğu Kunlé Adeyemi oldu. Adeyemi, küresel iklim değişikliğinin mimarlığa etkilerini anlattı. Adeyemi, küresel iklim değişikliğinin getirdiği sorunlara, tasarladığı Makoko Yüzen Sistemi’yle çözüm arıyor. Adeyemi, ‘’Sadece kentlerin hızlı büyümesiyle değil, aynı zamanda iklim değişikliğinin etkileriyle de mücadele etmeliyiz’’ dedi. Adeyemi, “Makoko Yüzen Sistemi’nin çözümlerden sadece biri olduğunu, insanlık olarak başka çözümleri de beraberinde düşünmemiz geriyor” diye konuştu.  Moderetör Celal Abdi Güzer’in, ‘’Makoko Yüzen Okul’ projesinde yerel bağlama, gerekliliklere ve kısıtlara dair bir değerlendirmede bulunur musunuz?“ sorusuna “Projenin çok güçlü bir bağlamsallığının olduğunu düşünüyorum. O dönemde Lagos için ucuz konut üretimi üzerine bir araştırma yapıyorduk. O zamanlar, acaba bu şehirdeki en ucuz barınma nedir, diye merak ediyordum. İşte o zaman fark ettim ki Makoko’da yaşayanlar zaten en ucuz çözüme sahiptiler. Eğer onlardan, bu kadar az şeye sahipken bunca şeyi inşa etmeyi öğrenebilirsem ben de belli bir yapma kavrayışı elde edebilirim, diye düşündüm. Proje aynı zamanda Lagos’da çok büyük bir sel felaketinin yaşandığı zamana denk geliyordu. Fark ettim ki, biz sadece kentleşme ve büyümeyle gelen konut ihtiyacı sorunlarıyla değil, aynı zamanda iklim değişikliğinin getirdikleriyle de karşı karşıyayız. Gerçekten de böylece tüm parçalar birleşti ve projeyi gerçekleştirmeye başladık’’ dedi Kunlé Adeyemi. Ayrıca “Bizim yaklaşımımız, devam eden araştırmalar eşliğinde bu alanda yükselen trendler ve iklim değişikliğinin sonuçlarına odaklanıyor. Ancak temelde şunu fark ettik ki, dünyanın en çok, en hızlı büyüyen şehirlerinin tamamına yakını su kenarında yer alıyor. İnsan yerleşimlerinin ve kentleşme süreçlerinin sonucu olarak, bizler de kentler ve suyun ilişkisi üzerine düşünmek zorundayız. Proje, büyüyen bir sorun olarak iklim değişikliği ve kentleşme süreçlerinin adaptasyonuna çözüm arayan pek çok olasılıktan biri olarak görülebilir. Bunun ötesinde başka yollarla da başa çıkmanın arayışındayız. Elbette Türkiye’de, İstanbul da kentsel büyümenin yaşanmakta olduğu çevreler; dolayısıyla suyla kentin sınır durumlarının araştırılması gerekliliği olan yerler” diye ekledi.

 

Türkiye'de vaşakların en önemli yaşam alanlarından olan Kars'ın Sarıkamış ilçesindeki vaşakların, temel besin kaynakları olan karaca yerine tavşan ve küçük kemirgenlerle beslenmek zorunda kalmaları nedeniyle vücut ölçülerinin de küçüldüğü KuzeyDoğa Derneği tarafından yıllardır süren çalışmalar ile ortaya kondu. KuzeyDoğa Derneği'nin, çevrede fazla görünmeyen ve genellikle gece avlanan vaşakların gizemli yaşamının detaylarını ortaya çıkarmak için Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü izniyle Sarıkamış ilçesinde 6 yıl önce başlattığı çalışmalar sürüyor. KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Emrah Çoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sarıkamış ormanlarının, vaşakların Türkiye'de yaşadığı en önemli noktalardan olduğunu belirterek, yörede hem Kafkasya hem de Avrasya vaşağının yaşadığını söyledi. 

 

Çeşme Belediyesi ve WWF-Türkiye işbirliğiyle, İzmir Alaçatı’da biyolojik çeşitlilik açısından büyük önem teşkil eden Alaçatı Azmağı artık doğa turizmiyle öne çıkacak. Ötücü kuşların sulak alan bitkilerinin içine yuva yaptığı bölgede bir kuş gözlem parkuru kurulacak. Hem bölgenin biyolojik çeşitliliğini destekleyen hem de parçası olduğu hidrolojik sistemin bütünlüğünü koruyan Alaçatı Azmağı, aynı zamanda bölge halkının yürüyüş yaptığı, doğayla buluştuğu bir dinlence yeri. WWF-Türkiye’nin iklim değişikliğine karşı şehirleri dirençli hâle getirme ve biyolojik çeşitlilik kaybıyla mücadele çalışmaları kapsamında gündemine aldığı Alaçatı Azmağı’nın doğa turizmine açılmasıyla, hem doğanın korunması hem de sezon dışında da bölgenin turist çekerek yerel ekonominin kalkınması sağlanacak. WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli “WWF’te doğa turizmini, yaban hayat çevresinde, doğal çevreye en az etkide bulunan ve bu arada yerel topluluklara, yerel halka ekonomik fayda sağlayan turizm olarak tanımlıyoruz. Çevrenin ve kültürün yapısı gereği nadir, kırılgan, olduğu bölgelerde, bu hassasiyetleri gözeten bir hassasiyetle yürütülmesi gereken bir etkinlik doğa turizmi.” dedi.

 

WWF-Türkiye 1 Eylül’de başlayan yeni av sezonu ile ilgili bir açıklama yaparak balıkçılara şans diledi. Açıklamada dünya genelinde balık nüfuslarının yüzde 33’ünün aşırı avlandığına, yüzde 59’unda limitlerin sonuna gelindiğine ve son 10 yıl içinde deniz balıkçılığının düşüşe geçen bir grafik izlediğine dikkat çekildi. WWF-Türkiye gidişatın böyle sürmesi halinde, iklim değişikliği, kirlilik, aşırı avcılık gibi nedenlerle deniz ekosistemlerinde devam eden bozulma da hesaba katıldığında, dünyanın benzeri görülmemiş bir balıkçılık kriziyle karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu. Balıkçılıkta sürdürülebilirliğin sağlanması için; aşırı avlanmanın önlenmesi, uygun av araçlarının ve yöntemlerinin kullanımın sağlanması ve yasa dışı kayıt dışı ve kural dışı balıkçılık faaliyetlerinin önlenmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra, deniz ürünlerinin sorumlu tüketimi konusunda halkın bilgilendirilmesi ve teşvik edilmesi, gerek balık stoklarının ve gerekse balıkçılıkla geçinen insanların ekonomik sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor. Aslı Pasinli “Doğal kaynakların sürdürülebilirliği ve binlerce yıllık balıkçılık mesleğinin gelecek nesillere aktarılması, tüm paydaşları kapsayan bir “ortak yönetim” modeliyle mümkün olabilir. Başta balıkçılık sektörü olmak üzere, kamu, bilim dünyası ve STK’lar olarak el ele verip ortak sorunlara birlikte çözüm aramalıyız” dedi.