Gezegenin Geleceği: 10 Eylül 2019

-
Aa
+
a
a
a

İklim değişikliğine karşı başlattığı ve pek çok ülkede öğrenciler tarafından destek gören ‘Fridays for Future' hareketini başlatan İsveçli Greta Thunberg'in portresi Portekizli mural sanatçıları Mr. Dheo ve Pariz One tarafından Kadıköy’de bir binanın duvarına resmedildi.

Fotoğraf: Kadıköy Belediyesi
Gezegenin Geleceği: 10 Eylül 2019
 

Gezegenin Geleceği: 10 Eylül 2019

podcast servisi: iTunes / RSS

 Avrupa Komisyonu tarihindeki ilk kadın başkan olan Ursula von der Leyen’in aldığı kararlar kıtadaki 500 milyon insanı doğrudan ve dünyanın çeşitli yerlerinde Avrupa ile siyasi ve ekonomik ilişkileri olan başka milyonlarca insanı da dolaylı olarak etkileyecek. Avrupa’nın 2050 yılında dünyanın ilk karbon-nötr bölgesi haline gelmesini arzulayan Von der Leyen’in bu vizyonu AB ülkelerinin çoğunluğu tarafından destekleniyor. Alman Der Tagesspiegel gazetesinde yer alan habere göre, henüz taslak aşamasında olan 173 sayfalık belgenin birkaç yerinde program için ‘’Yeşil ve Adil Yeni Düzen’’ başlığı kullanılıyor. Ekonomik gelişimlerini henüz tam tamamlamamış Doğu Avrupa ülkeleri ise yüksek standartlar koymanın kendilerine haksızlık olacağını düşünüyor. Von der Leyen, Doğu Avrupalı üyelere tanınacak bazı tavizler ile bu antlaşmayı hayata geçirebileceğini düşünüyor. Programda yapılması planlanan bazı değişiklikler şu şekilde; Kıyı ötesi rüzgar enerjisi kurulu gücünün artırılmasını sağlayacak yol haritası oluşturulması. Elektrikli araç kullanımını artırmada ’’menzil endişesi’’ sorununu ortadan kaldırmak için 1 milyon elektrikli araç şarj istasyonu kurulması. Binalarda enerji verimliliğini artırma amacıyla binaların yenilenmesine yönelik kaynağın artırılması. Havacılık şirketlerinin artan emisyonlarına bağlı olarak, yıllık 750 milyon avroya ulaşacak ek vergi getirilmesi. Avrupalı çelik üreticilerine daha az emisyona yol açacak üretim için kaynak sağlanması. Kömür madenciliğinin durdurulduğu bölgelere yardımların önemli oranda artırılması.

 

Birleşmiş Milletler‘e göre çoğu Asya ülkesinin enerji kaynaklarının artan bir şekilde kömüre dayalı olması, sera gazı salımını engellemeye ve dünyayı gittikçe kötüleşen iklim krizinin yıkıcı etkilerinden korumaya yönelik uluslararası çabaları baltalıyor. Aralarında Hindistan, Endonezya, Filipinler ve Vietnam‘ın da bulunduğu Asya ülkeleri artan elektrik taleplerini karşılamak için kömüre yönelmeye hızla devam ediyor. Bu ülkelerin bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarının miktarını artırıyor olsa da bu kaynakların toplam enerji üretimindeki payı yetersiz. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin genel sekreter yardımcısı Ovais Sarmad, Reuters’a Asya ülkelerinin iklim değişikliğine engel olmaya yönelik küresel çabaların bir parçası olmak için daha iddialı hedefler belirlemesi gerektiğini söyledi: Bu bölgedeki bazı ülkelerin enerji kaynağı hala yüksek oranda kömüre ve fosil yakıtlara dayanıyor ve bazılarında artıyor. Bu çok ama çok ciddi bir sorun çünkü (…) dünyanın diğer yerlerinde elde edilen kazanımları anlamsız kılabilir. BM’ye göre “bölge için gittikçe pahalıya patlayan iklim değişikliğinin en kötü etkilerini engellemek, iklim çalışmalarının sağladığı pek çok faydayı kavramak” ve çevreyi koruma isteğini artırmak bu bölge için “kritik” önem taşıyor. Paris Anlaşması, ortalama küresel sıcaklık artışını 2 derecenin “çok altında” tutmayı ve 1,5 derece hedefini tutturmayı hedefliyor. Ancak şu anda uygulanmakta olan önlemlerle devam edilirse, dünyayı bu yüzyılın sonunda en az 3 derecelik bir sıcaklık artış bekliyor ve bu durum geniş çaplı bir felaket anlamına geliyor. Bilim insanları, ortalama sıcaklığın daha fazla artmasının iklim sistemini geri dönüşü olmayan kritik bir noktaya yaklaştırabileceği; mahsul kıtlığı, zorunlu göç, türlerin toplu yok oluşu, ekosistemin çöküşü ve toplumsal bozulmayla sonuçlanabileceği konusunda uyarıyor. Bangkok, Cakarta ve Manila gibi başlıca Asya şehirleri de deniz seviyesinin yükselmesiyle birlikte su altında kalma tehlikesi taşıyor. Sarmad bununla ilgili şunları söyledi: Kökten, dönüştürücü ve son derece iddialı önlemlerin her düzeyde alınması gerekiyor. Çok az zamanımız var.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Sebahattin Dökmeci Türkiye’nin iklim kanunu hazırlıklarına başladığını söyledi. Türkiye’nin müzakere pozisyonu hakkında ve Eylül ayında düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim toplantıları öncesinde Türkiye’nin eş öncülüğünü üstlendiği Altyapı, Şehirler ve Yerel Eylem teması konularında bilgi verdi.

İklim değişikliğine karşı başlattığı ve pek çok ülkede öğrenciler tarafından destek gören ‘Fridays for Future' hareketini başlatan İsveçli Greta Thunberg'in portresi Portekizli mural sanatçıları Mr. Dheo ve Pariz One tarafından Kadıköy’de bir binanın duvarına resmedildi. İklim değişikliğine dikkat çekmek için bir gün okula gitmeme eylemi düzenleyerek dikkatleri üzerine çeken Greta Thunberg’e dünyanın farklı ülkelerinden ve Türkiye'den de yaşıtları okul boykotları düzenleyerek destek vermişti. Greta Thunberg ABD’de düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'ne gitmek için, karbon emisyonlarına dikkat çekmek amacıyla uçak kullanmayı reddetmiş, çevre dostu yelkenliyle Atlas Okyanusu'nu 2 haftada geçerek New York’a ulaşmıştı. 

 

Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı Billie Eilish,yayınladığı “All Good Girls Go To Hell” müzik videosunda, herkesi 20-27 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek küresel iklim grevinde sokağa çıkmaya ve seslerini çıkarmaya çağırdı. Şarkıda ve klipte insanın dünyaya verdiği zarar, Kaliforniya’da çıkan yangınlar, fosil yakıtlara olan bağımlılık gibi konulara değiniliyor. Bir melek olarak uyanıp uçamadan petrol sızmış bir alana düşen sanatçı, bütün vücudu petrol kalıntılarına bulanmış şekilde, kanatları alev alırken yürümeyi bile başaramıyor. Eilish şarkısında, “Sizi uyarmadım demeyin” diyor. Billie Eilish şarkıyı yayınladığı gün Instagram’dan yaptığı paylaşımı ve videosuna eklediği bir notla da bütün dünyayı 20 Eylül’deki iklim grevine çağırdı: “Şu anda dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan hükümet liderlerine yalvarıyor. Dünyamız öngörülemeyen bir hızla ısınıyor, buzullar eriyor, okyanus seviyeleri yükseliyor, vahşi yaşam zehirleniyor ve ormanlarımız yanıyor. 23 Eylül’de BM, iklim kriziyle nasıl mücadele edileceğinin tartışacağı 2019 İklim Eylemi Zirvesi’ni gerçekleştirecek. Zaman hızla geçiyor.''