"Bitkilerin Bildikleri" Üzerine..

Botanitopya
-
Aa
+
a
a
a

Son zamanlarda bilim dünyasında bitki zekası üzerine, bitkilerin çevrelerindeki değişimi algıladıklarına, kendi aralarında gizli bir iletişim dili olduğuna dair artan bir fikir birliği var. Bu konuda yapılmış çokça araştırma var. Bitkiler dünyasına dair bize yeni perspektifler sunan bir kitabı anlatıyoruz: Daniel Chamovitz’in yazdığı, Metis Yayınları’nın Bilim serisinden, Gürol Koca’nın çevirisiyle yayımlanan “Bitkilerin Bildikleri”. 

 

Bitkilerin Bildikleri kitabı
 

Bitkilerin Bildikleri kitabı

podcast servisi: iTunes / RSS

Dünyanın çeşitli ülkelerindeki üniversitelerde konferanslar veren, bitkiler ve meyve sinekleriyle ilgili araştırmaları önde gelen bilim dergilerinde yayımlanan İsrail asıllı Amerikalı bir biyolog Daniel Chamovitz. Bitki ve insan duyuları arasındaki benzerlikler konusuna 90’larda Yale Üniversitesi’nde genç bir öğretim görevlisiyken ilgi duymaya başlamış. Bitkilerin gelişimlerini düzenlemek için ışıktan nasıl yararlandıklarını araştırırken, bitkinin aydınlık ortamda mı yoksa karanlık bir ortamda mı olduğunu belirlemesinde gerekli olan kendine özgü bir gen grubu keşfetmiş. Ve bu gen grubunun da insan DNA’sının bir parçası olduğunu da fark etmesiyle, “bitkilere özgü” görünen bu genlerin insanlarda ne işe yaradığı sorusunu gündeme getirmiş.

Bitkilerle hayvanlar arasındaki genetik farklılığın sandığımız kadar belirgin olmadığını gören Chamovitz, bitki biyolojisiyle insan biyolojisi arasındaki benzerlikleri sorgulamaya başlamış, onun tabiriyle “Küçük Korku Dükkanı” filmindeki gibi “Beni besle!” diyen bir bitki olmasa da epey şey “bilen” birçok bitki olduğunu keşfetmiş. Tabii burada yazar “bilme” sözcüğünü yaygın kullanılan anlamının dışında kullanıyor. “Bitkilerin merkezi sinir sistemleri yoktur” diye açıklıyor ve devam ediyor: “Bir bitkinin bir bilgiyi bedeninin geneline yönlendiren bir beyni yoktur. Yine de bir bitkinin farklı bölümleri birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve ışık, havadaki kimyasallar ve sıcaklık değerleriyle ilgili bilgiler kök ile yapraklar ve çiçek ile gövde arasında sürekli dolaşarak bitkinin çevresine en iyi şekilde uyum göstermesini sağlar. İnsan davranışını bitkilerin kendi dünyalarındaki işlevsel hareketlerle kıyaslayamayız” diyor.

Bitkilerin dünyayı nasıl deneyimlediklerini inceleyen Chamovitz, kitabında bitkilerin gerçekten de duyuları olduğu iddiasını ortaya koyuyor. Charles Darwin ve çağdaşlarından günümüz bilim insanlarına kadar birçok yaratıcı zihnin tasarladığı deneyler ışığında bitkilerin görme, dokunma, duyma, iç algı ve bellek aracılığıyla neleri “bildiklerini” anlatıyor.  Her bölümde bir insan duyusuna odaklanmış ve bu duyunun insanlardaki işleviyle bitkilerdeki işlevini karşılaştırmış. Duyusal bilginin nasıl algılandığını, nasıl işlendiğini ve söz konusu duyunun bitkinin ne işe yaradığını açıklamış. Çeşitli kimyasallar sayesinde nasıl birbiriyle “haberleşiyorlar”; aşağıyla yukarıyı nasıl ayırt ediyorlar; dokunmaya nasıl tepki veriyorlar; neler “hatırlıyorlar” ve çevrelerinin nasıl “farkında oluyorlar”?

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
16 Numaralı Piyano Sonatı Franz Joseph Haydn 06:24