Bitki Zekası ve Ağaçların Gizli Dili

Botanitopya
-
Aa
+
a
a
a

Bitkilerin zeki ve sosyal varlıklar olduğunu, zorluklara karşı strateji geliştirerek evrim basamaklarını başarıyla geçtiğini söyleyen birçok araştırma var. Bitkiler akıllı canlılar mı gerçekten? Sorun çözebilir ya da çevreleriyle yani diğer bitkilerle, böceklerle ya da daha gelişmiş hayvanlarla iletişim kurabilir mi? Yoksa pasif ve hissedemeyen, mekanik ve rastlantısal hareket eden organizmalar mı sadece?

Ağaçlar nasıl iletişim kurar?
 

Ağaçlar nasıl iletişim kurar?

podcast servisi: iTunes / RSS

Bu soruların kökeni, farklı düşünce okullarında, bitkilerin ruha sahip olduğunu söyleyen ya da tersini savunan filozofların tartıştığı Antik Yunan’a dek uzanıyor. Bitkilerin akıllı ve duyarlı organizmalar olduğu ve görünenden çok daha karmaşık becerilere sahip oldukları fikri, Demokritus’tan Platon’a, Linne’den Darwin’e birçok filozof ve bilim insanı tarafından da benimsenmiş. Floransa’daki Uluslararası Bitki Nörobiyolojisi Laboratuvarı Direktörü Stefano Mancuso,  zekâyı problem çözebilme yetisi olarak tarif ediyor ve bitkilerin karşılaştıkları problemleri çözmekte inanılmaz derecede usta olduklarını söylüyor. Ona göre varlıklarını sürdürmeye dair her tür problemi ustaca çözebiliyor; kendi aralarında bilgi alışverişi yapabiliyor; köklerinden en tepesindeki yaprağa kadar her türlü bilgiyi aktarabiliyor. Evet, bir beyinleri yok ama dış kaynaklı streslere karşılık verme yetenekleri var ve -bir bitki için bu kelimeyi kullanmak tuhaf gibi görünebilir ama- ne olduklarının ve çevrelerinin “farkındalar”. Bitkilerin zekâya sahip olduğunu savunanlar arasında olan, Edinburgh Üniversitesi profesörlerinden Anthony Trewavas da bitkilerde sinyallere dayanan bir iletişim ağı olduğunu dile getirmekte.

Almanya’da Der Spiegel’in çok satanlar listesinde haftalarca kalan Ağaçların Gizli Yaşamı kitabı da benzer bir tez üzerine kurulu. Yazarı Peter Wohlleben, bu kitapta ağaçların aralarında sosyal bir ağ oluşturduğunu gayet ikna edici bir biçimde anlatıyor. Bizde de Kitap Yurdu Yayınlarından Ali Sinan Çulhaoğlu’nun çevirisiyle çıkmış. Peter Wohlleben, tamamen doğa dostu yöntemler kullanarak Almanya’daki Hümmel köyünde ona tahsis edilen ormanlık alanı yöneten bir orman mühendisi. Gönül verdiği bu ormanla ve ağaçlarla ilgili gözlemlerinden yola çıkarak yazmış bu etkileyici kitabı. Ağaçların da tipik insan davranışları sergilediğini, ebeveynlerin yavrularıyla iletişim kurduklarını, büyümelerine destek olduğunu hatta ağaçların birbirini yaklaşan tehlikelere karşı uyardığını aralarındaki hasta veya acı çeken bireylerle gıdalarını paylaştığını çok akıcı hatta duygusal bir dille anlatıyor.

 

Bitkilerin evrimsel süreçlerinde, farklı iklim koşullarına ya da çevresel etkilere karşı geliştirdikleri çoğalma, korunma, beslenme gibi adapte olma becerileri, onlarda zekâ olduğunu düşünmemize neden oluyor. Bitkinin daha iyi suya, topraktaki minerallere ve güneş ışığına ulaşmak için gösterdiği esnek davranış biçimleri, birçok araştırmacının ortaya koyduğu bitkilerin de zekâya sahip olduğu tezini güçlü bir şekilde destekliyor. Zekâ, hayatta kalmanın temel koşuluysa, biraz daha ileri giderek bitkilerin bizden daha zeki olduğunu bile düşünebiliriz. Milyonlarca yıldır geçirdikleri evrimleşme süreci sayesinde bugün bizden katbekat uzun yaşayabiliyorlar.  Evrimleşirken, yavaşlamayı, hareketsiz olmayı “seçmiş” olmaları, bölünebilir parçalardan oluşmaları, koloniler halinde ortaklaşa bir yaşam sürüyor olmaları gerçekten çok değerli değil mi?

Bu programda bitkilerin zekasına dair araştırmalardan söz ediyoruz. Ayrıntılar için podcast kaydını dinleyebilirsiniz.