Mahler'inizi Caz Olarak Alır mıydınız?

-
Aa
+
a
a
a

Uri Caine

Piyanist Uri Caine Philhadelphia doğumlu. Pennsylvania Üniversitesinde George Rochberg ve George Crumb’dan kompozisyon dersleri almış. Okurken Philhadelphia’ya konser vermek için gelen birçok ünlüyle birlikte çalmış: Freddie Hubbard, Joe Henderson, Phil Woods, J.J. Johnson, Stanley Turrentine bu ünlülerden birkaçı. 1980’lerin sonunda New York’a yerleşen Uri Caine ’in 90’lı yıllar boyunca ardarda albüm çıkardığını görüyoruz. Diskografisine şöyle bir göz atacak olursak;Sphere Music (JMT/Polygram,1993) ve Toys (JMT/Polygram,1995)adlı albümlerini sırasıyla Thelonius Monk ve Herbie Hancock’a ithaf etmiş. Üçüncü CD’si, bu yazımızda sizlere tanıtacağımız Urlicht / Primal Light (Winter&Winter,1997)[Bu albümle birlikte Uri Caine ,Stefan Winter’inWinter & Winter adlı plak şirketine transfer oluyor]. Çok ses getiren bu albümün hemen ardındanUri Caine yine aynı yıl bir başka aranjman CD’sine imza atar: Wagner e Venezia. Bu albümde Caine, Richard Wagner aranjmanlarını, biraraya getirdiği küçük bir caz topluluğuyla birlikte çalmış. Venedik San Marco Meydanı’ndaki Café Quadri’de verdikleri konserin kaydıdır bu albüm. 1998’de iki albümü çıkmış sanatçının. İlki davulcu Ralph Peterson ve basçı James Genus’la birlikte yaptığı Blue Wail, diğeri de yine bu yazımızda tanıtacağımız Gustav Mahler in Toblach . 1999’da çıkardığı tek albüm var Caine’in, o da The Sidewalks of New York adını taşıyor.

2000 yılında kendisini dünya çapında üne kavuşturan tarza geri dönmüş buluyoruz Uri Caine ’i. Bu yılRobert Schumann’ın Dichterliebe adlı şarkı dizisinin Love Fugue albümünde ve J.S.Bach’ın Goldberg Varyasyonları’nın daThe Goldberg Variations albümünde caz aranjmanlarını kaydeder.The Goldberg Variations albümü sanatçının Mahler albümleri kadar ses getiren (hatta İngiliz klasik müzik dergisiGramophone’da kendisinden özgüyle söz edilmesine yol açan) çok geniş müzisyen kadrosunun yer aldığı bir çalışma olmuştur.

Andığımız albüm çalışmalarının yanısıra Uri Caine , New York yılları boyunca birçok ünlü caz müzisyeniyle birlikte çalmış. Don Byron, Dave Douglas, Buddy DeFranco, Arto Lindsay, Woody Hermann Band bu isimlerden birkaçı.Uri Caine halihazırda heykeltraş olan karısı Jan Galperin ile birlikte New York’da yaşıyor, adını dünyanın dört bir köşesinde düzenlenen festivallerin programlarında her zaman görmek mümkün.

Gustav Mahler

Gelelim Gustav Mahler’e; 1860 Kaliste/Bohemya(o zaman Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun parçası) doğumlu. 51 yıllık ömrünü tamamlayınca 1911 yılında Viyana’da ölmüş. Yaşadığı dönemde çok başarılı bir orkestra şefi ve başarısız bir besteci olarak tanınmıştı. Şefliği konusunda ancak zamanında yazılanlara göre hüküm verebiliriz ama bizi bu yazıda ilgilendiren besteciligine gelirsek, değeri yaşadığı dönem içinde en az anlaşılan birkaç “büyük” besteciden biridir diyebiliriz rahatlıkla Gustav Mahler için. Sadece yaşarken değeri bilinmese neyse de ölümünü takip eden yaklaşık elli sene boyunca Mahler’in kapısını pek çalan olmuyor birkaç iyi niyetli çaba dışında.

Bugün Mahler rönesansı dediğimiz süreç 1960’lı yıllardan günümüze dek uzanıyor. Müzikle haşır neşir olup da Leonard Bernsteinadını

duymayan herhalde yoktur. İşte bu ABD’li müzik adamı Mahler’in 1960’lardan itibaren popülerleşmesine belki de en büyük katkıyı yapan önemli bir kişilik. Bernstein’ın de katkısıyla sonunda Mahler’in yaşarken söylediği o ünlü " Benim zamanım da birgün gelecek" sözü gerçeğe dönüşüyor. Ardımızda bıraktığımız son birkaç onyıl içinde dünyada tam anlamıyla bir Mahler çılgınlığı yaşanıyor desek yeridir. Yeni keşfedilmiş bir ada gibi sanki, gez dolaş bitmiyor, her dinleyişte yeni birşeyler buluyor insanlar. Ortaya konan her yeni inceleme, her yeni icra bestecinin “büyüklüğü”nün ayırdına daha bir varmamızı sağlıyor. Dünya Mahler’in farkına geç de olsa vardı, peki ülkemizde durum nasıl? Hiç parlak değil ne yazık ki çünkü Mahler rönesansı henüz ülkemize uğramış değil.Mahler CD’leri pek satmıyor. Orkestralar programlarında yer vermiyorlar. Şimdilik durum bu. Dileyelim bu “şimdilik” kısa sürsün...

Gustav Mahler / Uri Caine

Şimdi Mahler / Caine bahsine dönebiliriz artık. Uri Caine Philhadephia’daki öğrencilik yıllarından beri Mahler’le içli dışlı olduğunu belirtmiş bir röportajında. Onu bu konuda kalıcı birşeyler yapması için ateşleyen prodüktörü Stefan Winter olmuş. Winter, kurduğu ve daha sonra Polygram’a sattığı plak firması JMT için Caine’e çok ilginç bir sipariş vermiş. Stefan Winter, kardeşi Franz Winter’in Gustav Mahler’in yaşamı üzerine hazırladığı bir sessiz film için Mahler’in yapıtlarından oluşan bir soundtrack hazırlamasını istemiş Uri Caine’den. 1995’in ilk aylarındayız. Film o yılın Kasım ayında New York’taki Knitting Factory Club’da JMT merkezli bir mini festivalde gösterime sunulacaktır. Caine o yılı bütünüyle Mahler’e ayırır ve sonunda ortaya herbiri Mahler ’in
yapıtlarındaki çekirdeği özenle koruyan ama Uri Caine ’in de son derece özgün buluşlarla zenginleştirdiği avangart stilde aranjmanlar çıkar.

Uri Caine’in Mahler uyarlamalarının coşkulu bir dinleyici topluluğu önünde sunulduğu mini festival devam ettiği sırada beklenmedik bir şey olur. JMT’nin ana firması konumundaki Polygram zaten ne zamandır hoşnut olmadığı JMT artistlerinin ve yöneticisinin sonuçta ticari başarısızlığa da neden olan aşırı gözüpekliği ve riskseverliği gibi gerekçelerle Stefan Winter’in işine son verir ve JMT’nin kapısına kilit vurur.

“Winter & Winter” in doğuşu

Kolları sıvayan Stefan Winter yeni bir marka oluşturmak için harekete geçer, çok değil kısa bir zaman sonra Winter & Winter kurulur. Firmanın çıkaracağı ilk albüm bellidir:Uri Caine’in JMT festivalinde ilk kez seslendirdiğiMahler aranjmanları.Urlicht / Primal Light adlı ilk W & W kaydı 1997 yılında piyasaya sürülür. Tepkiler genelde olumludur. CD’ye ilk ödülInternational Mahler Society’den gelir. Cemiyetin prestijli Toblacher Komponierhaeuschen ödülü o yılUrlicht/Primal Light albümüne verilir. (Gustav Mahler’in bir dönem sürekli yaz tatillerini geçirdiği bugün İtalya sınırları içinde olan Toblach / Dobbiaco’daki evinin bahçesinde yaptırdığı kulübeden alıyor adını bu ödül. Mahler bu küçücük kulübeye kapanıp besteleri üzerinde çalışırmış.)

Albüme yönelik olumlu tepkilerin yanısıra aykırı sesler de yok değildi. O güne değin klasik müziğin dingin sularında yüzmeye alışmış bir kısım dinleyici üzerinde bu albüm ilkin şok etkisi yaratmıştı. Aslında Mahler (çok) sever klasik müzik dinleyicileri başından beri Uri Caine ve onun uyarlamaları konusunda ikiye bölünmüştür denebilir. Bir grup müziksever bu yenilikçi kaydı yere göğe koyamazken diğer bir grup müziksever de yerin dibine batırma eğilimindeydiler.Uri Caine’e olumlu yaklaşan dinleyicilerin çok büyük kısmının şöyle veya böyle bir “caz kültürüne aşinalık” ortak paydasında buluştuklarını gözlemlemek mümkün. Nefret edenlerin ise daha çok “Edepsizin yaptığına bak, güzelim Mahler’imizi ne hale çevirmiş” anlayışındaki genellikle cazla, hele avangard cazla uzak yakın ilişkisi olmayan ortodoks eğilimli klasikmüzikseverler olduklarını belirtelim. Bir Mahler hayranının Internet uzerindeki-besteci hakkında içten duyguların klavyeye döküldüğü-Mahler Shrine adlı sitedeki sorusu şuydu: “Uri Caine, deli mi yoksa dahi mi?” Bu kafa karışıklığının günümüzde de sürdüğünü belirtelim.

"Urlicht / Primal Light" ve "Gustav Mahler in Toblach"

Şimdi de geldik Uri Caine’in Mahler albümlerini yakından tanımaya. Albümde yer alan ilk aranjman bestecinin beşinci senfonisinin Trauermarsch / Cenaze Marşıbaşlıklı ilk bölümü üzerine yapılmış yaklaşık altı dakikalık bir çalışma. Albümün bu ilk parçasında dinleyiciyi şaşırtacak çok fazla birşey yok. Albüme ilk track ’le yumuşak bir giriş yaptıktan sonra sıra geliyor Des Knaben Wunderhorn / The Boy’s Magic Horn / Çocuğun Sihirli Borusu adlı şarkı dizisinin en popüler (aynı zamanda en dramatik) şarkılarından biri olan Der Tamboursg’sell / The Drummer Boy şarkısına. Mahler’in aynı zamanda militer karaktere sahip bu şarkısında Uri Caine vokalde bir "kantor"a (Aaron Bensoussan ) yer vermiş. Yazılı bir metin yok bu aranjmanda, vokal eşlik sadece mırıldanmalardan oluşuyor. Örneğin bu aranjman Uri Caine’in Mahler’e yaklaşımını özetler gibi. Caine bestecinin yapıtlarına yansıyan musevi kimliği’ni yaptığı aranjmanlarda “ısrarla” vurgulamış ama farklı kılıklarda. Örneğin The Drummer Boy ’da bir kantora yer vermesi gibi. Klezmer müziğini de unutur mu hiç Caine? Onu da mesela Mahler’in 1.Senfonisinin 3. Bölümü için yaptığı aranjmanın tam ortasına yerleştirmiş. Aslında “Uri Caine böyle yapmakla Mahler’in izinden gitmiş” denebilir pekala çünkü Mahler’in de eserinin o kısmında –hiç beklenmedik bir şekilde- Bohemyalı sokak çalgıcıları ortaya fırlar. “Cenaze marşının tam ortasında Bohemyalı sokak çalgıcıları...” Bu tercihiyle Mahler zamanının Viyanalı eleştirmenlerinin kanını beynine sıçratmıştı. Besteci bu ve diğer yapıtlarındaki buna benzer tercihleriyle senfonik müzik gibi ciddi ve saygın bir müziğin içine sokağın bayağı melodilerini taşımakla suçlanmıştı. Halbuki Mahler’in, yaşadığı dönemde zevksiz, bayağı diye damgalanan seslere, renklere yapıtlarında sıkça yer vermesi bugün onu müzik tarihinin en özgün dile sahip bestecilerinden biri konumuna getirmiştir.

Uri Caine, Mahler ’inher yapıtında farklı denizlere yelken açmasına sanki nazire yaparcasına,Kindertotenlieder / Songs of the Death of Children / Çocuk Ölümü Şarkılarıadlı dizininOft denk’ ich, sie sind nur ausgegangen / I often think they have merely gone out adlı şarkısını Bossa Nova stilinde aranje etmiş. Çok da yakışmış doğrusu.Arto Lindsayde sözsüz vokaliyle yer almış burada. Urlicht / Primal Light albümünde yer alan diğer aranjmanlar şunlar: Kindertotenlieder şarkı dizisinden bu kez deNun will die Sonn’ so hell
aufgeh’n / Now will the sun rise as brightly
adlı şarkı, Diriliş adıyla bilinen ikinci senfoniden -albüme de adını veren-Urlicht/Primal Light başlıklı dördüncü bölüm, Lieder eines fahrenden Gesellen / Songs of a Wayfarer / Bir Gezginin Şarkıları adlı diziden Ging heut morgen übers Feld / I went out this morning over the countrysideadlı şarkı, beşinci senfoninin Adagietto başlıklı ünlü dördüncü bölümü, Das Lied von der Erde / The Song of the Earth / Yeryüzü Şarkısıadlı şarkılı-senfoni’nin Der Trunkene im Frühling / The Drunkard in the Springile Der Abschied / The Farewell adlı bölümleri ve son olarak yine Des Knaben Wunderhorn antolojisinden Wer hat dies Liedlein Erdacht / Who thought up this song adlı şarkı.Urlicht / Primal Light albümünün kadrosu oldukça zengin. Uri Caine(piyano), Joey Baron(Davullar),Aaron Bensoussan(Kantor),Dave Binney(Soprano Saksofon),Danny Blume(Gitar),Dean Bowman, Arto Lindsay(Vokaller),Don Byron(Klarinet),Dave Douglas(Trompet),Mark Feldman(Keman),Michael Formanek(Kontrbas),Larry Gold(Çello),DJ Olive(Pikaplar),John Roseman(Trombon)

Uri Caine ve ekibi Urlicht / Primal Light albümünün çıkmasının ertesi senesi Avrupa turnesine çıkarlar. 1999’da piyasaya çıkan Gustav Mahler in Toblach - I Went Out This Morning Over the Countryside albümü grubun Toblach Festivali’nde verdikleri konserin kaydı. İtalya’da bulunan Dobbiaco’da (Yukarıda da bahsettiğimiz Mahler’in bir dönem yaz tatillerini geçirdiği sayfiye kenti) her yıl Temmuz ayında düzenlenen buMahler merkezli festivalde bestecinin yapıtlarından oluşan konserler verilir, dünyanın dört bir köşesinden Mahler uzmanları besteci üzerine tebliğler sunarlar.Uri Caine ve grubu da 19 Temmuz 1998 tarihinde verdikleri bu konserde Urlicht/Primal Light adlı albümlerinden seçtikleri aranjmanları çalmışlar. Bu albümü önceki stüdyo kaydından ayıran başlıca özellik şu: Herşeyden önce bu bir konser kaydı olduğu için hemen bütün aranjmanlar stüdyo kaydındaki icralarından çok daha uzun tutulmuş. Tabii bunun başlıca sebebi doğaçlamalar... Mesela I went out this morning over the countryside şarkısı stüdyo kaydında 7 dakika tutarkenToblach kaydında tam 13 dakika. Bir diğer örnek The Song of the Earth ’den The Farewell bölümü. Stüdyo kaydı sadece 13 dakikayken konser kaydında bu bölüm tam 26 dakika tutmuş. O güne kadar böyle bir konser yaşamamış olan Toblach Festivali dinleyicisiniUri Caine hafiften sersemletmiş tabii. Konserin daha başlarında oldukça fazla sayıda dinleyici salonu terketmiş. İki CD’lik albümün ilk CD’sinden ikinci track,I often think they have merely gone out şarkısı, alto saksofoncuDavid Binney ve trompetçi Ralph Alessi’nin muhteşem sololarıyla yaklaşık 11 dakikalık özgün bir caz parçası olmuş çıkmış (stüdyo kaydında bu aranjman dört dakikayı buluyor).Uri Caine de I went out this morning over the countryside şarkısında piyanosuyla öne çıkıyor. Toblach konserinde, stüdyo kaydında dinlediğimiz klarinetçi Don Byron ve trompetçi Dave Douglas yoklar. DJ Olive pikaplar ve live electronics’de hazır ve nazır ilk albümde olduğu gibi. Yalnız Songs of the Death of Children ’dan, Now will the sun rise as brightly şarkısına Toblach konserinde kattığı bebek ağlamaları efekti kimilerine itici gelebilir.

İki güzel albüm tanıtmaya çalıştık sizlere bu yazımızda. Son olarak şunu söyleyelim:Yeryüzü Şarkısı programında Senfoni formuna pek çok yenilik katmış 20. yüzyıl müziğinin öncü bestecisi olarak lanse edilen bu büyük müzik adamı, eserlerini bu halde görseydi hiç kuşku yok çok mutlu olurdu.

Bu yazı Jazz Dergisi’nin Ocak-Şubat-Mart 2002 sayısında yayımlanmıştır.