Biz Barış ve Adalet için Çalışıyoruz

-
Aa
+
a
a
a

25 Mart 2003

İmzalamak için: http://www.zmag.org/wspj/index.cfm 

 

Irak’taki savaşı durduracak veya Suriye, İran ya da Venezuela’da yapılacak bir sonraki savaşı başarıyla engelleyecek kadar güçlü bir hareket inşa etmek için bir araya getirilmesi gereken pek çok bileşen vardır. Bunların biri, belki de en temeli, yeterince büyük sayıları bulmaktır.

İktidarı ellerinde tutanlara başarıyla meydan okuyabilmek için, hareketimiz hem sayıca büyümek hem de bilinç ve kararlılığını sürekli artırmak zorundadır. Savaşa karşı olan, ama henüz inançları doğrultusunda harekete geçmemiş insanlara ulaşmak zorundayız. Tanık oldukları olaylardan rahatsızlık duyan, ama henüz savaşa ve savaşın arkasında yatan politikalara karşı çıkmaya karar vermemiş insanlara ulaşmak zorundayız. Aynı zamanda, bugün savaşı destekleyenlere, ama bunu savaşın hangi ortam ve koşullarda gerçekleştiğini, tarihini ve gelecek için ne anlam taşıdığını tam bilmeden yapanlara da ulaşmak zorundayız.

Dolayısıyla örgütlenmenin yanı sıra çok önemli bir başka görev de, insanlarla konuşmak, kuşkularını, kafalarını karıştıran konuları, olayları nasıl kavradıklarını dinlemek, kalıcı ve kritik bir dayanışma yaratabilecek alternatif bir bakış açısı sunmaktır. Adreslerini bilmediğimiz insanlara ulaşmak ihtiyacındayız. Mahallelerde ve öğrenci yurtlarında kapı kapı dolaşmalı, dönüp tekrar tekrar dolaşmalıyız. İşyerlerimizde birlikte çalıştığımız, gün içinde alışveriş ederken karşılaştığımız insanlarla, komşularımızla ve sınıfımızda, kilisede, camide her neredeysek orada yanımızda duran insanlarla konuşmalıyız. Örgütlenmek zorundayız.

Daha büyük ölçekte bakıldığında, kollektif çabalarımızı mevcut yandaşlarımız dışındaki kitlelere de ulaştırmak mümkün. Yürüyüşlerimiz sadece şehir merkezinde kalmak yerine, mahallelerden geçebilir. İnsanlar mutlaka gelip yürüyüşleri izleyecektir.Yürüyüşlere katılanlar gidip izleyenlerle konuşabilir. Binlerce grup alışveriş alanlarına gidip, masalar açabilir, oradaki insanlarla konuşabilir. Konuşmak. Konuşmak. Daha büyük gösteriler, daha derin kararlılıklar inşa etmenin ve seçkinlere daha ağır bedeller ödeterek değişimi kazanmanın temeli budur.

Eğer desteğin giderek büyüdüğü koşullarda, seçkinlere baskı yapmak için yolları kapamaya, binalara girişi engellemeye hazır ve istekli 100 veya 500 veya 5.000 veya 50.000 ya da daha fazla insan varsa, bu muhteşem bir şey; özellikle de bu hedefler, Avrupa’da askeri trenlerin yolunu kesme girişimlerinde olduğu gibi, savaş aygıtının parçasıysa. Fakat yine aynı sayıda insanın, ertesi gün ve/veya bir gün önce, etrafa dağılıp halkla konuşmaya, onların da aktif olarak bu çabaya katılmasını kolaylaştırmaya çalışmaya hazır ve istekli olması gerekmez mi?

Gösterilerimiz halka ulaşıp örgütlemeyi kolaylaştıran ortam ve koşulları yaratıyor. Fakat taşıdıkları bütün öneme karşın, yürüyüşler, mitingler ve engelleme eylemleri, bu örgütlenmeyi kendiliklerinden sağlamayacaktır. Görüşleri dinleyip düşünceleri değiştirmek için, dinlememiz sonra da kanıtlar ve gerekçeler sunmamız ve ayrıca insanların durdukları yere anlayış ve saygı gösterip bu duyguyu onlara aktarabilmemiz gerekiyor. Bütün bunlar için konuşmak gerekli.

Bu savaş, bir sonraki savaş ve daha geniş anlamda savaş ve adaletsizliğin nedenleri karşısında galip gelebilmek için, hareketimize on milyonlarca aktif ve kararlı üye kazanmamız gerekli. Fakat bizimle aynı fikirde olmayanlarla sürekli konuşsak bile, bir şeyler başarmakta olduğumuzu nasıl anlayacağız, başlangıç noktamız ne olabilir?

Bunun bir yöntemi, bütün dünyada, hepimizin, insanlara imzalayacakları bir beyan ile gitmesi olabilir – zamanlaması doğru ama eskimeyecek bir şeyle; somut ve spesifik (özgül) ama aynı zamanda da uluslararası alanda kullanılabilecek kadar evrensel ve imza toplarken insanları büyüyen bir barış ve adalet hareketine aktif olarak katılmaktan alıkoyan bütün meselelere ilişkin bir sözü olacak kadar kapsamlı bir şeyle.

Bu, şöyle bir şey olabilir:

“Ben barıştan ve adaletten yanayım.

Ben demokrasi ve özerklikten yanayım. Bence, ABD ya da başka herhangi bir ülke, halkın iradesini hiçe saymamalı, Güvenlik Konseyi’nde zorbalık ve rüşvetle oy elde etmeye çalışarak uluslararası hukuku ihlal etmemeli, zayıflatmamalıdır.

Ben enternasyonalizmden yanayım. Herhangi bir ulusun, durmaksızın genişleyen bir askeri üsler şebekesini tüm dünyaya yaymasına ve dünyada bir eşi daha olmayan bir silah stoku oluşturmasına karşıyım.

Ben hakkaniyetten yanayım. ABD’nin ya da başka herhangi bir ülkenin imparatorluk kurmak emelleri gütmemesi gerektiğini düşünüyorum. ABD’nin, ABD şirketleri adına ve başka ülkeler üzerinde siyasal hakimiyet kurmak amacıyla Ortadoğu petrollerini denetimi altına almasına karşıyım.

Ben özgürlükten yanayım. Irak’ta ve her yerde zorba rejimlere karşıyım, ama aynı zamanda, sürekli ve çok tehlikeli çatışmaları kaçınılmaz kılan ve dünyanın büyük bir bölümünün ABD’yi barış için büyük bir tehlike saymasına neden olan yeni 'önleyici savaş' doktrinine de karşıyım.

Ben, emperyalizme, diktatörlüğe ve her türlü tutucu politikaya karşı halk muhalefetini destekleyen, demokratik bir dış politikadan yanayım.

Ben dayanışmadan yanayım. Ben bütün yoksullardan ve dışlanmışlardan yana ve onlarla birlikteyim. Muazzam boyutlara varan dezenformasyona karşın, milyonlar, bu haksız, yasadışı, ahlak dışı savaşa karşı duruyorlar; ben de sesimi onların sesine eklemek istiyorum. Ben, tüm dünyanın dini ve manevi önderleriyle birlikte, dünya emekçileriyle birlikte ve dünyanın bütün ülkelerindeki insanların muazzam çoğunluğuyla birlikte duruyorum.

Ben çeşitlilikten yanayım. Göçmenlere ve beyaz olmayanları hedef alan ırkçılığa son verilmesinden yanayım. Ülkemde ve yabancı ülkelerde baskıya son verilmesinden yanayım.

Ben barıştan yanayım. Bu savaşa, savaşı ve adaletsizliği besleyen koşullara, zihniyetlere ve kurumlara karşıyım.

Ben sürdürülebilirlikten yanayım. Bütün yaşamın temeli olan ormanların, toprağın, suyun, doğa kaynaklarının ve doğal çeşitliliğin yok edilmesine karşıyım.

Ben adaletten yanayım. Gücü gücüne yetene bir keşmekeş zihniyetini yücelten, muazzam ekonomik eşitsizlik ve güç eşitsizlikleri yaratan, şirketlerin, sağlığa aykırı koşullarda düşük ücretle işgücü ve köle emeği kullanmaya varan egemenliğini, ırkçılığı ve toplumsal cinsiyetçi ve cinsel hiyerarşileri teşvik eden ekonomik, siyasal ve kültürel kurumlara karşıyım.

Ben, savaş ve askeri harcamalara kullanılan parayı, sağlık hizmetlerine, eğitim, konut ve iş sağlamaya kanalize eden politikalardan yanayım.

Ben, siyasal, ekonomik ve toplumsal kurumları, dayanışmayı geliştiren, hakkaniyeti savunan, katılımı en üst düzeye çıkartan, çeşitliliği yücelten ve tam demokrasiyi teşvik eden bir dünyadan yanayım.

Ben, barış ve adaletten yanayım ve bunun da ötesinde, barış ve adalet için çalışacağıma söz veririm.”

 

Dünyanın bir çok ülkesinde bir milyon ya da daha fazla yeni insanın bu beyanı anlayarak benimsemesi, kısa ve uzun erimde güçlü yankılar doğuracak, hareketimizi genişletirken bir yandan da olumlu bir renk kazandıracaktır. Bu nedenledir ki, bunun üzerinde durulmaya değer bir yaklaşım olduğu kanısındayız. Her ne olursa olsun, henüz örgütlenmemiş olanlar arasında örgütlenmeli, örgütlenmeli ve örgütlenmeliyiz.

 

İmzalamak için: http://www.zmag.org/wspj/index.cfm (yoğunluk nedeniyle sayfa zor açılabilir)

 

Bu makalenin yazarları:Ezequiel Adamovsky, ArjantinVittorio Agnoletto, İtalyaChristophe Aguiton, İtalyaMichael Albert, ABDTariq Ali, İngiltereBridget Anderson, İngiltereDavid Bacon, ABDDavid Barsamian, ABDPhyllis Bennis, ABDElena Blanco, VenezuelaNadine Bloch, ABDPatrick Bond, Güney AfrikaJeremy Brecher, ABDPaul Buhle, ABDScott Burchill, AvustralyaLeslie Cagan, ABDAlex Callinicos, İngiltereDaniel Chavez, HollandaNoam Chomsky, ABDDavid Cromwell, İngiltereWill Doherty, ABDBrian Dominick, ABDBarbara Epstein, ABDBill Fletcher, ABDEduardo Galeano, UruguaySusan George, FransaAndrej Grubacic, SırbistanMarta Harnecker, ŞiliTom Hayden, ABDDoug Henwood, ABDJohn Hepburn, AvusturalyaEdward Herman, ABDPervez Hoodbhoy, PakistanSut Jhally, ABDRobert Jensen, ABDBoris Kagarlitsky, Rusya Sonali Kolhatkar, ABDSaul Landau, ABDJoanne Landy, ABDRahul Mahajan. ABDDawn Martinez, ABDElizabeth, Martinez, ABDRania Masri, ABDGeorge Monbiot, İngiltereHector Mondragon, Kolombiya Suren Moodliar, Güney AfrikaAdele Oliveri, İtalyaPablo Ortellado, BrezilyaCynthia Peters, ABDJustin Podur, KanadaVijay Prashad, ABDPrabir Purkayastha, HindistanNikos Raptis, YunanistanMichael Ratner, ABDJudy Rebick, KanadaTanya Reinhart, İsrailCarola Reintjes, İspanyaArundhati Roy, HindistanMarta Russell, ABDManuel Rozental, KolombiyaStephen Shalom, ABDNorman Solomon, ABD Lydia Sargent, ABDRoberto Savio, İtalyaJames Tracy, ABDAmerica Vera-Zavala Peter Waterman, HollandaRobert Weissman, ABDTom Wetzel, ABDTim Wise, ABDHoward Zinn, ABD