Bu dramatik olaylar dizisini sizlere hikâye etme gayretindeki Vakanüvisiniz hakir der ki: Bizden duymuş olmayın ama bu perşembe, Belçika’da bir büyük eylem daha bekleniyor.
Dünyada acayip şeyler oluyor. Belçika’nın Brüksel, Liège, Namur, Leuven gibi belli başlı kentlerinde çocukların ve ortaokul-lise öğrencisi gençlerin iki aydır gittikçe yükselen protesto hareketine tanık oluyoruz ve bunu vakayinamelerde yansıtmaya çalışıyoruz.
2 hafta önce başkent Brüksel’de –Associated Press haber ajansına göre– 70 bin öğrenci, diğer haber kaynaklarına göre de Avrupa kıtasında aynı gün 160 bini aşkın sayıda protestocu iklim yıkımına karşı hükümetlerin ve AB’nin artık ataleti bırakıp bir an önce tedbir alması için sokakları ve meydanları tıklım tıklım doldurdu. Öğrenciler, çevre bakanlarının ve diğer tüm politikacıların iklim krizi karşısındaki politikalarını acınacak kadar yetersiz bulduklarını uluorta haykırmaktan geri durmuyorlardı.
“Ben büyüyünce de yaşamak istiyorum!” ya da “Siz ödevlerinizi yapın, biz de bizimkileri yaparız!” ya da “Dede, kardan adam nedir?” tarzında hem hüzünlü, hem alaycı sloganlar taşıyan binbir pankartın renklendirdiği, çocukların bolca güldüğü, açgözlü fosil yakıt şirketlerine ve onların emrindeki kifayetsiz muhteris siyasetçilere dil çıkartıp nanik yaptığı benzersiz eylemlerdi bunlar. Daha önce 'Grevci Greta'nın tek başına İsveç’te başlattığı, ardından da ondan esinlenerek Avustralya, Almanya, İsviçre, Fransa gibi ülkelere kendiliğinden, sporadik şekilde yayılan yaratıcı eylemler zincirinin otantik halkalarını oluşturmaktaydılar.
Derken, bu şenlikli eylem ortamının tam ortalık yerine –hani benzetmek gibi olmasın– gerçekten 'bomba gibi' bir haber düşüvermesin mi? Belçika’nın dört çevre bakanından biri olan Joke Schauvliege adındaki hanımefendi, yeri göğü sarsacak güçte sansasyonel bir açıklama yaptı. Öğrenci hareketinin ilk ortaya çıktığı, ülkenin de en büyük, en kalabalık ve en zengin bölgesi olan Flanders’i temsil eden bakan, iklim için okul kıran öğrenci hareketinin arkasında karanlık güçler bulunduğunu, bunun bir uluslararası komplo olduğunu dünyaya ilan etti.
Hemşehrisi Flaman çiftçilere hitap eden Flaman Hıristiyan Demokrat partili bakan, “Bu hareketin arkasında kimler olduğunu biliyorum” dedi. Ama bu karanlık güçlerin 'kimlerden' olduğunu söylemedi. Kimse de ona “Nereden biliyorsun?” diye sormadı muhtemelen ama Bakan Bayan Schauvliege bu müthiş iddiasını şöyle 'kanıtladı': “Bunu bana devletin güvenlik ve istihbarat yetkilileri söyledi” dedi. “Ben tek başıma hayaletler gören biri değilim, iklim gösterileri iklimimizle dayanışma için yapılan kendiliğinden eylemleri aşan, bunların ötesine geçen şeyler.”
Bu muazzam uluslararası komplo hakkındaki inanılmaz iddia ve 'ifşaat'ın üzerinden çok zaman geçmemişti ki, daha da sansasyonel birşey oldu ve Belçika devlet güvenlik yetkilileri, ender görülen bir davranışla bu iddiayı düpedüz yalanladı. “Biz bu konuda Schauvliege’ye hiçbir bilgi aktarmadık” dedi istihbarat. “Ne sözlü, ne de yazılı olarak.”
Bakan, bu yalanının yalanlanması üzerine, radyoya çıkıp yalan söylemediğini söyledi. Ama, Radyo 1 kanalına verdiği bu mülakatta biraz 'ileri gitmiş' olabileceğini de kabul etti: “Son haftalarda çok az uyudum; bu gerilim içinde kendimi kaybedip biraz ileri gitmiş olabilirim.” Ve ekledi: “Ben de insanım, benim de hatalarım olabilir.”
Vakanüvisiniz hakir bu hikâyenin mutlu sonla bitmesini isterdi elbet. Ne yazık ki, hayat her zaman vakanüvislerin istediği gibi gitmiyor. Bu olaylı günün ertesi günü, yani Salı akşamüzeri duygu yüklü bir basın toplantısı yapan Bakan Schauvliege, göz pınarlarında biriken yaşları daha fazla tutamadı artık ve “Bu şartlar altında iklim bakanı olarak görevimi sürdürmem çok zor” diye ağlayarak istifa etti.
Yakın zaman öncesine kadar hükümette yer alan sağcı-milliyetçi parti Yeni Flaman İttifakı, genç protestoculara ders kitaplarının başına dönmelerini öğütlüyor durmadan: “Kıyamete inanmayın... Geleceğe ve yeni teknolojilerin gücüne güvenin.”
Belçika’daki ilk eylemlerin kıvılcımını çakanlardan 18 yaşındaki Flaman öğrenci kız Anuna De Wewer ise, “Beni önce bir gülme aldı” dedikten sonra bu saçma iddianın 'gençliğe yapılmış bir hakaret' olduğunu söylüyor. “Bir bakanın böyle bir konuda yalan söylemesi çok acayip” diyor. Ve ekliyor: “Hareketten kuşku duymaktan artık vazgeçsek nasıl olur?”
Bu dramatik olaylar dizisini sizlere hikâye etme gayretindeki Vakanüvisiniz hakir der ki: Bizden duymuş olmayın ama bu perşembe, Belçika’da bir büyük eylem daha bekleniyor.
Bitmedi: Gelecek ayın ortasında, 'eylemlerin anası' olacak. 15 Mart Cuma günü, yalnız Belçika’da değil, yalnız Avrupa’da da değil, bütün dünyada 'School Strikes 4 Climate Action' (İklim Eylemi İçin Okul Grevleri) adı verilen okul kırma hareketleri olacak.
'Haberi çocuktan alan' bizler de takipte olacağız tabii.
Vakanüvis ÖM
