Açık Gazete: 8 Mayıs 2018

 "Beyaz Ev'de yarın saat 14:00'de (TSİ 21) İran anlaşmasıyla ilgili kararımı açıklayacağım.” ABD Başkanı Trump, İran'la yürürlükte olan nükleer anlaşmadan ABD'nin çekilip çekilmeyeceğiyle ilgili nihai kararını açıklayacağını duyururken, ABD'yi İran'la savaş yoluna sokabilecek can alıcı önemdeki kararı, dünya tarihinde ilk olarak bir ön mesajla ve çok özlü bir şekilde 127 karakterle dünyaya önceden böyle bildirdi.
 
İran’ın yanı sıra, Lübnan’ı, İsrail’i, Suudi Arabistan’ı ve kimbilir başka hangi ülkeleri de işin içine sokarak Ortadoğu’yu büsbütün korkunç bir cehennem ateşinin içine atabilecek olan bu önemli gelişmenin ardında bir de önemli komplo haberi var.
 
Londra’nın Observer (Guardian/Pazar) gazetesi, Trump’ın yardımcılarının, Black Cube (Kara Küp) adlı bir İsrail özel istihbarat şirketi ile anlaştığını, Iran’la yapılan nükleer geliştirme çabalarının durdurulması, karşılığında da ambargonun kaldırılması anlaşmasını hazırlayan Obama ekibine ve anlaşmayı destekleyen başka önde gelen ABD vatandaşlarına karşı –onların özel hayatlarını, eşlerini de izleyerek, onlara karşı gizlice büyük bir “iftira/çamur atma” operasyonu yürüttüğünü ortaya çıkardı.
 
ABD halkının kuvvetle desteklediği, Almanya, Fransa ve Britanya’nın arkasında durduğu ama İsrail hükümetinin de şiddetle karşı çıktığı anlaşmanın bozulması için bu kirli operasyonu yürüttüğü ileri sürülen ve bünyesinde Mossad ve başka İsrail gizli servislerinin eski ajanlarını barındıran şirket komplo iddialarını tümden reddetti.
 
Ne var ki, Al Monitor ve New Yorker adlı saygın medya kuruluşları aynı şirketin başka bir komplonun içinde olduğunu ortaya çıkardılar. Kara Küp adlı sahte şirket, daha önce ırz düşmanı Hollywood yapımcısı Harvey Weinstein tarafından, kendisini cinsel taciz ve tecavüzle suçlayanları susturmak ve sindirmek için kirli iftira kampanyalarında kullanılmıştı.
 
Dahası, İran’la yapılan anlaşmayı savunan önemli barışçı gruplardan birinin ofisine de geçen yılın sonrlarında gayet ince yöntemler kullanılarak – kameralar devre dışı bırakılarak vs – gizlice girilmiş, hırsızlar, ambalajındaki yeni bilgisayarlar da dahil,  her şeyi bırakıp sadece iki eski bilgisayarı çalıp götürmüşlerdi.
 
Anlaşmayı destekleyen güçlü Washington merkezli ACA (Silahları Denetleme Derneği) adlı kuruluşun başkanı, derneğin bilgisayar sistemlerine de 2 yıldır gizli saldırılar düzenlendiğini söylüyor ve ekliyor: “Eğer bunlar, Başkan’ın düşmanlarına karşı çamur atabilmek amacıyla delil yaratmak üzere Beyaz Ev’den birileri tarafından onay görüyorsa bu [eski Başkan] Nixon’vari bir iş demektir ve böyle pis numaralar kabul edilemez.”
***
Kirli işler, casus teşkilatları, eski Başkanlar, silahlar, İran’a silah ambargosu, silah kaçakçılığı, savaş tehlikesi, yolsuzluklar filan derken, aynı günlerde yepyeni ve müthiş bir haberle daha çalkanmaya başladı ortalık. Kötü kriminal filmlerinin eski oyuncusu eski başkan Ronald Reagan döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) denen, ama aslında savaş işlerine bakan kurulun üyesi olan ve 1980’lerde Washington yönetimini sıkıntıya sokan, dünyanın en büyük rezaletlerinden biri sayılan İran-Kontra Skandalı'nın odağındaki isimlerden emekli yarbay Oliver North, ABD'nin en güçlü silah lobisi Ulusal Silah Birliği'nin (NRA) başına geçti.
 
NRA, Florida'da Şubat ayında bir okula düzenlenen ve 17 kişinin öldüğü saldırıdan sonra silahlanmaya karşı yasal kısıtlamalara destek vermediği için tepki çekmişti.
 
Saldırıdan sonra yüz binlerce kişi silahlanma karşıtı gösteriler için ülkenin dört bir yanında protesto gösterileri düzenlemişti.
 
Yapılan oylama sonucu birliğin başkanı olan olan Eski ABD Deniz Piyadesi Yarbayı, yeni silah lobisi başkanı Oliver North, Reagan yönetiminde İran'a gizli, yasa dışı silah satışı yapıp, elde edilen paranın da Nikaragua'da komünist Sandinistalara karşı savaşan kontrgerillalara aktarılmasına öncülük etmişti.
 
Sandinistalara karşı savaşan kontrgerillalara yardım, insan hakları ihlallerinden dolayı yasaktı. İran-Kontra Skandalı olarak bilinen bu yolsuzluk ve silah-külah rezaletinin.
ortaya çıkması üzerine emekli yarbay North yargılanmış, 1989'da ABD fonlarını yasadışı yollarla aktarmaktan suçlu bulunup mahkûm edilmişti. Ama daha sonra Kongre'de ifade vererek dokunulmazlık kazanmış ve hakkındaki ceza da kaldırılmıştı.
 
North daha sonra televizyon kanallarında muhafazakâr siyasi görüşlerini dile getirip yorumculuk yapmaya başladı. ABD'nin en güçlü silah lobisi NRA'in yöneticisi Wayne LaPierre, onun için "Amerika'nın özgürlüğü için mücadele eden efsane bir savaşçı" dedikten sonra “Bu zamanlarda birliğimizin başkanlığına North'tan daha iyi birini düşünemiyorum” ifadelerini kullandı.
 
NRA, her türlü silahsızlanma kampanyasının karşısında duruyor ve silahlanmanın ülkeyi daha güvenli yaptığını savunuyor. Geçen Cumartesi Teksas, Dallas'ta NRA Konferansı'nda konuşan ABD Başkanı Donald Trump da, Amerikalıların silahlanma hakkının "kuşatma altında olduğunu" söylemiş, İngiltere ve Fransa’da ateşli silahlar yasak ve kısıtlamalarına saldırarak, bıçaklı terörü de, silahlı terörü de ancak silahlanmanın, daha fazla salıhlanmanın önleyebileceğini söyleyince, Britanya ve Fransa’da tepkiler yükselmiş, bıçaklı saldırıların panzehirinin mermili saldırılar olduğunu iddia etmenin de saçmalık olduğu söylenmişti.
 ***
Komplo, kumpas, barış, af haberlerine kısa kısa devam:
 
ABD’nin iklim değişikliğinden dolayı belki de en çok tehdit altında olan şehri New Orleans’in Şehir Meclisi toplantısında, fosil yakıt devi şirketinin fosil yakıtlı enerji tesisi kurması lehine oy vermek üzere bir yığın tiyatro ve sinema oyuncusu kiralandığı ve bunların, alkış kıyamet, oylamayı şirket lehine kazandırdığı ortaya çıktı.
 
İzmir'deki Diriliş Kilisesi'nin papazı, ABD vatandaşı Andrew Brunson'ın yargılanmasında gizli bir tanık sanığı "Hristiyan bir Kürt devleti kurmak" istemekle suçladı. Böylece aynı anda hem sünni Fethullah Gülen, hem Protestan Hıristiyan kilisesi, hem de muhtemelen dinsiz PKK ile ilişkili olarak komplo hazırlamakla suçlanan pastör, hakkındaki iddiaları reddetti.
 
İstanbul Bağcılar’da İYİ Parti’nin seçim standına yönelik bıçaklı ve silahlı saldırıda 5 kişinin yaralanması olayıyla ilgili olarak Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı: “Saldırı düpedüz provokasyondur. Bunu fırsat bilenler MHP ve Ülkücü camiayı suçlamaya çalışmışlardır. Bu bir tezgâhtır. İpi göğüsleyemeyeceklerini anlayanlar daha başından çamur atmaya başlamıştır” dedi.
 
Çevre Bakanı’na “imar barışı” düzenlemesi konusunda, gazeteci soruyor: İmar barışından sonra kaçak yapılaşma konusunda hapis cezası gelecek diyebilir miyiz?” Bakan cevap veriyor: “Evet, kesinlikle. Şu anda metin çalışılıyor. Bu cümle metnin içerisinde yer almıyor, bunu bir teklif olarak sundum.”
 
ABD’de tutuklu Reza Zarrab’ın, boşandığı Ebru Gündeş’e aldığı yalıda kanuna aykırı tadilat gerekçesiyle 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davaya avukatın “savunması”nın damga vurduğu belirtildi:  Avukat, “imar affının çıkmasının an meselesi” olduğunu belirterek “Buna yalıların da dahil edileceği belirtilmiştir. Bu değişiklik durumunda zaten iddialar asılsız kalacaktır” dedi.
 
 Vakanüvis ÖM