Açık Gazete: 6 Temmuz 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Son Başbakanın Son Mesajı: Son KHK ile “Sonsuz OHAL” Sözü ve Yeni Rejimin Yeni Başının Yemin Töreni ile Yemeğine Kimler Katılıyor?

 

Dünkü Vakayiname’de özetlemeye çalışmıştık: Türkiye’de Cumhuriyet rejiminin tepeden tırnağa değişmesini öngören dev uygulama ön adımı atıldı. 698 sayılı 74 maddelik kanun hükmünde kararname”, 4 Temmuz günü Resmi Gazete’de yayımlandı. Yeni KHK ile Bakanlar Kurulu yetkileri tümüyle Cumhurbaşkanı'na devredildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili düzenlemeleri içeren KHK, Cumhurbaşkanı’nın ant içerek göreve başladığı gün yürürlüğe girecek ve böylelikle büyük radikal dönüşüm de resmen başlatılmış olacak.

(http://acikradyo.com.tr/acik-gazete/acik-gazete-5-temmuz-2018)

 

Pazartesi günü gerçekleşmesine başlanacak büyük dönüşümden önce, yani –yazar Murat Belge’nin deyişiyle– “Türkiye Reis-i Cumhurbaşkanı Prezidan”siyel rejimine geçmesinden hemen önce ülkede  parlamenter sistemin son Başbakanı Binali Yıldırım, son mesajlarını AA Editör Masası’na verdi. Cumhuriyet gazetesinden Selda Güneysu’nun “OHAL’den de kötü: Yeni pakette neler var?” başlıklı haberine göre

Hükümet son bir OHAL kararnamesi daha çıkartacak ve “antidemokratik uygulamaları katlayarak kalıcı hale getirecek”ti. (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/1018497/OHAL_den_de_kotu__Yeni_pakette_neler_var_.html)

 

I) Son Başbakan’ın son OHAL KHK’sı hakkındaki son sözleri: 

“OHAL, 18 Temmuz’da dönem olarak sona eriyor. Yenilenme için hükümetin tezkere vermesi lazım, Meclis’e. Bunu yapmayınca OHAL kalkmış oluyor. OHAL de böylece tamamlanmış olacak. Fransa 719 gün OHAL ile yönetildi. Bir terör saldırısından sonra; kalkışma, darbe değil. Sonradan kaldırdılar ama OHAL’de kullandıkları yetkileri normal kanunlara taşıdılar. Biz de bunu yapacağız. Muhtemelen yarın (bugün) son OHAL KHK’mızı yayınlayacağız. Terörle mücadelenin zaafa uğramaması için ihtiyaç olan düzenlemeler yer alacak burada.”

(agy; vurgular: Vakanüvis hakirin)

 

Böylece, bir anlamda tıpkı devlet gibi “ebed müebbed” hale getirildiği anlaşılan OHAL rejiminin içereceği öngörülen başlıca özellikler şöyle özetlenebilirdi:

 

Yurttaşı izleme, denetleme, ve ona “el koyma”yetkisi:

Buna göre, tıpkı Fransa örneğinde olduğu gibi, terörle mücadelede güvenlik güçlerine “kamu güvenliğini sağlamak amacıyla kişilere yönelik idari kontrolizlemedenetleme ve el koyma yetkisinin verilebileceğine” dikkat çekiliyor. (agy; vurgular vakanüvisin) [Yurttaşa nasıl “el konacağı” hususunda haberde detay verilmemiş.]

 

Maça, tiyatroya, sinemaya, konsere, konferansa, sohbete, söyleşiye “zaptiye”: “Eğer uygun görülürse, güvenlik güçlerinin sportif faaliyetleri, kamusal alanlarda gerçekleştirilen kültürel etkinlikleri izleme ve denetleme yetkisine sahip olabilecek.” (agy; vurgular vakanüvisin)

[Mesela bir caz ya da hip hop konserinin nasıl kolluk kuvvetlerince denetleneceği açıklanmamış.]

 

Dini mekânların denetlenmesi ve –icabı halinde– kapatılması:

“Başta FETÖ olmak üzere, örgüt üyelerinin dini toplantı yerleri kapatılacak. Terörle mücadelenin etkin yürütüldüğü alanlarda güvenlik güçleri ve mülki idare amirleri dini mekân ve yerleri denetleme ve kapatma yetkisine sahip olabilecek.” (agy; vurgular vakanüvisin)

[Vali, kaymakam vb. emriyle mesela tekkeler, zaviyeler, camiler, kiliseler, havralar, cem evleri ve pagodaların vb polisler, bekçiler, JÖH, PÖH elemanları vb tarafından nasıl denetleneceği, icabı halinde de kapatılacağı hakkında bir açıklamaya haberde yer verilmiyor maalesef.]

 

* “Güvenli Bölgeler”(Özel Bölgeler/Yasak Bölgeler vb) oluşturulması:

“Özellikle terörle mücadelenin etkin yürütüldüğü alanlarda kamu düzenine ve kamu kaynaklarına ağır saldırı gerçekleşebilme ihtimaline karşı güvenli bölgeler oluşturulabilecek.” (agy; vurgular vakanüvisin)

[Nükleer tehlike bölgeleri, silahlardan arındırılmış sınır bölgeleri, tarafsız bölgeler, inşaat sahaları, atık alanları vb yanında rafineriler, arkeolojik alanlar, tarih müzeleri, altın, kömür, bor, petrol kazı alanlarının da nöbetçi kuleli, elektronik donanımlı telli çitlerle çevrilip çevrilmeyeceği hususu haberde açıklanmamış.]

 

* “Güvenli bölge ve koruma alanları”kurulması:

“Son yıllarda başta Suriye ve Afganistan gibi ülkelerden yoğun göç olması dikkate alındığında, valiler, “kişilerin ikamet edilmesine ilişkin güvenli bölge ve koruma alanları” oluşturmaya vb yetkili kılınabilecek.…Ayrıca terör örgüt üyelerine ilişkin…hakim ve savcılara gerektiğinde gözaltı sürelerini uzatma yetkisini verebilecek.” (agy, vurgular vakanüvisin)

[II. Dünya Savaşı öncesinde Nazilerin yahudi, çingene, komünist, aydın ve yazarları tıktıkları, günümüzde de ABD yönetiminin “illegal” göçmen çocuklarını anababalarından koparıp tıktıkları “temerküz kampları”nın model oluşturup oluşturmadığı hususu açıklanmamış.]

 

***

 

II) “Tarihî güne dünya liderleri de tanıklık edecek mi?”

Şimdi de yeni rejimin başlangıç merasimine gelirsek: Yeni Şafak gazetesinden Fazlı Şahan’ın “17 devlet başkanı kutlamaya geliyor” başlıklı haberine göre “Türkiye, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde 9 Temmuz Pazartesi yeni sisteme geçerken tarihi güne dünya liderleri de tanıklık edecek.” 

 

Haberin biraz ayrıntısına inersek: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pazartesi günü yemin etmesiyle resmen başlayacak. Aynı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın göreve başlama törenine birçok devlet başkanı da katılacak. Erdoğan’ı kutlamaya 17 devlet başkanı, 8 başbakan ve meclis başkanının gelmesi bekleniyor...Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşecek tören için birçok dünya ülkelerine davet gönderildi. Davete dönüşler başladı. Şu ana kadar davete olumlu cevap veren, 17 devlet başkanı, 8 başbakan ve meclis başkanı bulunuyor. Cumhurbaşkanılığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, törene aralarında Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Bosna Hersek Başkanlık Konseyi Başkanı Bakir İzzetbegoviç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Kazakistan, Makedonya, Gine, Somali, Zambiya, Bulgaristan, Gürcistan, Pakistan, Kırgızistan ve Ukrayna cumhurbaşkanlarının da bulunduğu 17 ülkenin devlet başkanı katılacak. Çok sayıda ülkeden başbakan ve meclis başkanı da törende bulunacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, tören sonrasında konukları onuruna akşam yemeği verecek.”

(https://www.yenisafak.com/gundem/17-devlet-baskani-kutlamaya-geliyor-3382393)

 

Yukarıda özetlenen haberde ilk bakışta göze çarpan tuhaflık ya da eksikliklerden birkaçı şöyle özetlenebilir.

* Katılacağı bildirilen Ülke sayısı tam kaç? 17 ülkenin devlet başkanı denmekle birlikte, haberde garip bir şekilde sadece 13 ülkenin adı geçmekte, üstelik “siyasi lider” olarak sadece üçünün (Venezuela’dan Maduro, KKTC’den Akıncı ve Bosna Hersek’ten İzzetbegoviç) adı sayılmakta.

Kaç Komşu Katılacak? Türkiye Cumhuriyeti’nin kuzeybatıda Bulgaristan, batıda Yunanistan, kuzeydoğuda Gürcistan, doğuda Ermenistan, İran ve –Azerbaycan'ın “ekslav” toprağı–  Nahçıvan, güneydoğuda ise Irak ve Suriye olmak üzere 8 komşusu varken, bunlardan neden sadece 2’sinin (Bulgaristan ve Gürcistan) katıldığı merak konusu. İran, Irak, Suriye, Yunanistan ve –sürpriz sürpriz!– Azerbaycan, neden yoklar?! (“Komşularla sıfır sorun”dan “komşularla sırf sorun”a mı geçildi yoksa?) 

Kaç Dünya Ülkesi Katılacak? Dünyada bağımsız devlet sayısı 197 olarak kabul ediliyor. Bunlardan 193’ü zaten BM tarafından “tam tanınma” statüsüne sahip. 2’si, Vatikan ve Filistin, BM’de daimi gözlemci statüsüne sahip. İlaveten, BM üyelerinin 111’i tarafından tanınmış Kosova ve 22 BM üyesi tarafından tanınan Taiwan’ın da sayılmasıyla sayı 197 oluyor. (https://www.countries-ofthe-world.com/all-countries.html) Soru şu: Bu 200’e yakın sayıda bağımsız ülkeden Türkiye’nin tarihi gününe tanıklık etmek üzere temsilci gönderen dünya ülkesi sayısı neden 17 – hatta 13!– olarak görünüyor?

Kaç AB Ülkesi Katılacak? Halihazırda dünyanın uluslarüstü özelliklere de sahip olan –ve Türkiye ile 60 yıllık tarihî bağları bulunan–  dünyanın en önemli bölgesel örgütü koca Avrupa Birliği’nin 28 üye ülkesinden neden sadece 1’i (Bulgaristan) bu tarihî törene katılıyor?

* Kaç Avrupa Konseyi üyesi katılacak? Avrupa çapında insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla Mayıs 1949'da kurulmuş (AİHM de kendisine bağlı) hükûmetlerarası bir kuruluş olan 47 üyeli Avrupa Konseyi’nden, en eski üyelerinden Türkiye’nin bu tarihî gününe tanıklık etmek isteyen neden sadece 5 ülke var?

* NATO’dan Kaç Müttefik Katılacak?  Kuzey Amerika ve Avrupa bölgelerini kapsayan uluslararası savunma örgütü NATO’nun 29 üye ülkesinden neden sadece 1’i (Bulgaristan), bu kadim müttefikinin tarihî gününe tanıklık edecek?

* Ya Diğerleri? Dünyanın en büyük demokrasileri sayılan ABD, Kanada, Meksika, Brezilya, Arjantin, Şili, Hindistan, Britanya, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Lihtenştayn niye yoklar?

Demokrasi skalasının en tepesindeki İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya neredeler?

Ya Avusturya, Macaristan, Sırbistan, Çekya, Slovakya, Slovenya, Romanya? Onlara ne oldu?

Ya Kosova? Dünyada bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden kardeş Türkiye’nin tarihî gününe katılarak neden bir karşı jest yapmıyor?

Filistin?

Ya bir diğer “Kardeş” Azerbaycan? Cumhurbaşkanı’nın seçimden sonra ilk ziyaretgâhı olan kanka? Bir Kırgızistan var gelen, ama ötekiler, yani Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan gibi Orta Asya’nın bilge liderlerle yönetilen Türkî ülkeler nerede?

Güneydoğu Asya’nın cefakâr ve vefakâr ülkeleri Vietnam, Kamboçya, Laos neredeler? 

Japonya, Moğolistan nereye kayboldu?

Afganistan? Türkiye’nin ISAF bünyesinde barış, refah ve huzuru için fedakârca hizmet verdiği talihsiz ülke?

Ya dünyanın –demokrasiyle ilgili olmasalar da– öteki devleri? Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu? Türkiye’nin Avrasya ve ipek yolu ve doğal gaz hattı ve nükleer santral ortakları?

Peki Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan? Türkiye’nin din kardeşleri?

Cezayir, Fas, Tunus? Akdeniz’deki komşuları ve öteki din kardeşleri. Türkiye’nin. Osmanlı döneminden günümüze kalan emanetleri?

                                                                                                                                                                            ***

Neyse, soruların sonu gelsin artık. Sonuç: Tarihî törene “dünya liderleri de tanıklık edecek” gibi görünmüyor pek, dostlar. Ama, gene de durup beklemekte fayda var: Belki de kalan iki gün içinde dünya ahvali değişir, belli mi olur bu işler? Ya da, hani nasıl derler? Artık bir dahaki tarihî törene.

 

Vakanüvis ÖM