Açık Gazete: 4 Aralık 2017

İkinci ana konu olan ana muhalefetin açıkladığı Man Adası belgelerinde baba soru şuydu: Bunlar belge miydi, yoksa kâğıt parçası mı?

Bu hafta başı 3. ana konu da önümüze geldi: ABD başkanının "24 saatlik" eski güvenlik danışmanının sanıklığı tıpkı Sarraf/Zarrab'ınki gibi tanıklığa, itirafı da iftiraya dönüşmüştü. Türkiye yararına lobi yaptığını ve Gülen'i kaçırma planı için kendisine Türkiye'den milyonlarca dolarlık teklif geldiğini itiraf eden general, FBI polis teşkilatına yalan söylediğini itiraf etti. Başkan da, onu yalan söylediği için kovduğunu söylediği bir tweet attı. Başkanın baş hukuk danışmanı da o tweet'i başkanın değil -başkan adına ilk ve son kez- kendisinin attığı konusunda tweet attı.

Böylece, ilk iki ana konu ile aynı derecede yakından ilgili olan bu 3. meselede 3 baba soru daha ortaya çıkıverdi: Birincisi: Başkan, eski danışmanının yalanları konusunda yalan mı söylüyordu, doğru mu? (Yalansa, adaleti engellemiş, kendi azline giden yolu kendisi açmış mıydı?) İkincisi: Başkanın baş hukuk danışmanı başkanın yalan diye attığını söylediği tweeti konusunda yalan mı söylüyordu, yoksa o tweet'i kendisinin attığı yalandı da, Başkanın yalan dediği tweet mi doğruydu? Üçüncüsü de şuydu: Eski güvenlik baş danışmanı general mahkemede yalan söyledim derken yalan mı söylüyordu, doğru mu?  (Yalansa, TC Dışişleri Bakanı'nın söylediği gibi ABD yargı erkine ve yasama erkine, hatta her yere Gülen terör örgütü sızmış, böylelikle ABD yargı erkini de TC cumhurbaşkanının söylediği gibi "sanal mahkemeler" haline mi getirmişti?)

Bunlar olup biter, bu sorular ortalıkta birbirini kovalarken, İsrail'de onbinlerce insan iki farklı yolsuzluk soruşturmasında adı geçen Başbakanı koruyacağını iddia ettikleri yeni yasa tasarısını protesto için sokakları dolduruyor, Başbakan da destekçilerine bu tartışmalı polis yasasını yeniden kaleme almalarını söylemek zorunda kalıyor, göstericilerse bununla yetinmeyip Başbakan ve "adamları"nın istifasını istemeye devam edeceklerini söylüyordu.

Ali Bilge ile "Ekonomi Politik"te 72. yıldönümünde "Tan Olayı"nı andıktan sonra Türkiye'deki çeşitli yolsuzluk olaylarının olabildiğince ayrıntılı tarihçesini ve bunların günümüzdeki uzantılarını ele aldık.

Son yarım saatte ise açlık grevindeki tutuklu eğitimci Nuriye Gülmen için hem ceza, hem tahliye kararı verilmesini, Gülmen'in "merhaba" mesajlarını (Bkz. Günün Sözü), beraat eden öğretmen açlık grevcisi Semih Özakça'nın "işimi hemen geri istiyorum" mesajını, bir gün sonra yapılacak Barışın Akademisyenleri" davasını ve barış akademisyenlerine gelen uluslararası destek ve dayanışma mesajlarını konuştuk.