Açık Gazete: 27 Temmuz 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Sofokles, Evripides, Sapfo, Diogenes, Shakespeare, Angelopulos ... Kesintisiz bir tragedya hattı...

Mati sahilinde alevlerden kaçamayacaklarını anlayan 26 kişi birbirlerine sarılarak ölümü kucaklamayı seçiyor: Bu insanların yangından kurtulmak için denize ulaşmaya çalıştıkları esnada, bir yamaçtaki çiftliğe sığındığı ama alevlerin kısa sürede çiftliği de esir aldığı belirtiliyor...Olay mahalline ulaşan ilk yardım ekiplerine göre çiftliğe sığınanlar birkaç ailenin mensubuydu. Küçük çocuklar anne ve babalarına sığınarak hayatlarını kaybediyor…

(Gazete Duvar, T24, Diken, Cumhuriyet vb kaynaklarından derlenmiştir.)

“Yangın patladığı sırada, yeni ameliyat geçirmiş, koltuk değnekleriyle yürüyebilen bir arkadaşımı ziyaretteydim... Sonunda kurtulamadı, boğuldu o da.

“Ben de küçük torunumu Rafina’daki ana okulundan aldım, buraya geliyordum, ama tepeye vardığımda hemen anladım ki buraya dönemeyiz artık, arkadaşıma da gidemeyiz, kızıma da... Burayı terketmeliyiz. Bunu anlamıştım anlamasına da, ne bileyim en azından alarm zilleri falan çalar zannetmiştim. Bir alarm, uyarı sesi filan... Daha önceki yıllarda birtakım uyarılar olurdu, onlar gibi işte! Hiçbir şey olmadı, saat dokuza kadar tek bir yetkili olsun gelmedi. Hiçbir şey çalışmadı.”

Phoebe Angelopulu, gözlerinden yaşlar akarak, “Evimiz tamamen yandı, bitti kül oldu” diyor. Bütün geçmişi ile birlikte.

“Kocamın bütün kitapları yandı,” diye ilave ediyor. “Bütün mektupları ve yazışmaları da. Theodoros’un tüm fikir ürünleri ve bütün yazıları, şiirleri de yok oldu.” (http://www.newgreektv.com/web-tv)

21 saniyelik de bir video dolaşıyor internette. Yüzlerce, binlerce sayfa kitap yaprağı, mektup, şiir, oyun, senaryo... neyse işte. Usta yönetmen Theo Angelopulos’un bizlere kalan tüm fikri ve kalbî müktesebatı. Hepsi kül... unufak dağılıyor...kül rengi parçacıklar havaya saçılıyor, biraz uçuşuyor gri kelebekler gibi, sonra pat, yere düşüveriyor...

"Kardeşimi aradım 'yardıma geleyim' diye... ‘Gelme, sen de yanarsın!’ dedi."

Yunan taksici Panayotis, Atina Mati’de yangın felaketinde mahsur kalan kardeşi ile arasındaki telefon görüşmesinden bahsediyor.

(Cumhuriyet)

Arabaların içinde bulunan 20'den fazla ceset, kaçmaya çalışırken dumanların görüş alanlarını kapatması sonucu panikle trafikte sıkışanlara aitti... Hızla yayılan alevlerden kurtulanların çoğunun çözümü de kendilerini denize atmak olmuştu. 

Mati'ye vardığım ilk dakikalarda, kurtulan bir kadın ''Yandı! Her şey yandı! Denize atarak canımı kurtarabildim, saatlerce suda bekledik'' derken, ''Bazılarının denize ulaşmış olmalarına rağmen yanıklarından dolayı suda hayatlarını kaybettiğini'' söylüyordu.

Denize kendini atabilenlerin trajedisi de daha hafif değildi. Olay mahalinde ailesiyle beraber konuştuğumuz Efi Stavrini şunları anlattı:

''Arabamızla kaçmak isterken trafikte sıkıştık, arabayı sahile doğru kırıp kendimizi denize zor attık. Arkamızdan yoğun duman ve alevler geliyordu. Denizde 8 kişilik bir gruptuk ancak 2 kişi boğularak öldü. Bu durumu ömrüm boyunca unutamayacağım. Saatler sonra balıkçı teknesi bizi bulup kurtardı, hayatta olduğumuz için çok şanslıyız.''

Suya girenlerin hepsi şanslı değildi. Deniz kimilerini açığa sürüklediğinden kimisi de dumandan etkilendiğinden bazıları da elleri ayakları yandığından suyun içinde dayanamadı ve boğularak hayatlarını kaybetti.

Mati'deki dükkanı yangında kül olan Lefteris Çobanoğlu Türkiye'den olduğumu öğrenince yanıma geliyor. "Alanyalıyım ben ailem 1921'de gelmiş" diye söze başlıyor. ''Can kayıpları dışında hiçbir şeye üzülmüyorum. Biz aynıyız, politikacılar saçmalıyor ve bizi ayırmaya çalışıyorlar'' diye ekleyerek Türkiye'ye selam söylüyor.

(http://t24.com.tr/haber/atinanin-yangin-yeri-mati-yandi-her-sey-yandi,672324)

 6-7 Eylül olaylarından sonra göç etmişlerdi; Yunanistan'daki yangında ölen çift birbirine sarılı halde bulundu

"Evlilikleri ve aşkları hepimize örnek olmuştu"

Yunanistan'ın başkenti Atina'nın yazlık beldesi Mti'de çıkan yangında şu ana kadar en az 83 kişi hayatını kaybetti. 6-7 Eylül olayları sonrasında İstanbul Fener-Balat'tan Atina'ya göç eden Angelos Masha (88) ve Angeliki Masha (85) çifti de hayatını kaybedenler arasında. Mati'deki yaşlılar kampında yangına yakalanan çiftin cesetleri birbirine sarılı halde bulundu.

Vatan gazetesinden Çağdaş Ulus'un haberine göre, çiftin 20’li yaşlarında Fatih Fener-Balat bölgesinden 6-7 Eylül olayları sonrasında binlerce Rum vatandaşı gibi Yunanistan’a göç ettikleri öğrenildi. İstanbul’daki dostları ile bağlarını hiç koparmayan çiftin İstanbul’da kalan arkadaşları ve Yunanistan’daki akrabaları ikilinin birlikteliğini “Evlilikleri ve aşkları hepimize örnek olmuştu. Hiç eskimeyen bir evlilik” diye anlattı.  

Çiftin cenazelerinin kesin kimlik tespiti henüz tamamlanamazken oğulları Stelios Mashas da kimlik tespiti için önceki gün DNA örneği verdi.

Çiftin oğlu Stelyos Mashas Yunanistan'da yayımlanan Protothema.gr'ye annesiyle babasının kampın 15-20 metre uzağında bulunduğunu anlattı.  Mashas, "Annemin yürüme zorluğu vardı. Daha uzağa gidememiş olmamalılar. Ölüm onları kucak kucağa buldu" dedi.

(http://t24.com.tr/haber/6-7-eylul-olaylarindan-sonra-goc-etmislerdi-yunanistandaki-yanginda-olen-cift-birbirine-sarili-halde-bulundu,672343)

Sofokles’ten Evripides’e, Sapho’ya, Diogenes’e, oradan Shakespeare’e, oradan da Angelopulos’a akıp giden kesintisiz bir tragedya hattı...

Komplo teorilerinin bini bir para, kemer sıkma, rant, kâr, avro, ihmal, tedbirsizlik, riyakârlık, dinbazlık vb hikâyelerinin sonu yok, ama asıl büyük hikâyenin esamisi okunmuyor.

Kafayı mı yedik? Hindistanlı ünlü romancı Amitav Ghosh, gelecek kuşakların hakkımızda böyle düşüneceklerinden neredeyse emin olduğunu söylüyor. Şu an yaşadığımız iklim olaylarının, hepimizi çağdaş düşünce ve hayal dünyasının gereklerine büsbütün direnir hale getirdiğini de ilave ediyor.

(Amitav Ghosh, The Great Derangement – Climate Change and the Unthinkable, 2016, Univ of Chicago Press, passim)

Ne yapalım, mücadeleye devam!...

Vakanüvis ÖM