Açık Gazete: 27 Aralık 2017

ABD Küresel Değişim Araştırma Programı adlı hükümet kuruluşunun yeni raporu, okyanusların iklim değişikliğini engellemekte temel rol oynadığını, ama insanların yarattığı karbon kirlenmesi, yani oksijen tükenmesi ve asitlenme nedeniyle durumun nasıl felakete doğru gittiğini net biçimde ortaya koyuyor. Okyanusların, tarihteki en büyük tehdit altına girdiğini ortaya koyan BBC belgeselinin (Blue Planet 2) ardından yeni bir inceleme ortaya çıktı: Exxon ve Shell gibi dev fosil yakıt şirketleri, yaptıkları dev yatırımlarla önümüzdeki 10 yıl içinde dünyada plastik üretimini % 40 oranında artırarak hem denizlerdeki, hem de karadaki- hayatın sonunu müthiş hızlandırıyorlar. Yazar Buket Uzuner'in de Greenpeace Akdeniz'in kampanyasına destek olarak yazdığı açık mektubunda belirttiği gibi "plastik, sadece denizlerimizi yok etmiyor, hepimizin hayatını ve geleceğimizi boğuyor."

Saatin geri kalanını da gene dünün temalarını sürdürerek tamamlamaya çalıştık: Yeni çıkan KHK'lardan özellikle 696 numaralı olanı ve paralel başka gelişmelerle ülkede "rejimin niteliksel dönüşümünün gerçekleştiğini, demokratik hukuk devletinin bitirildiğini" ve tek çözüm yolunun "kitleleri seferber ederek ...  kendi kırmızı çizgilerimizi aşmaya cesaret edip tek ve ortak kırmızı çizgiyi faşizme karşı çek"mek olduğunu (Oya Baydar/T24) (Bkz.: Günün Sözü); şimdi artık "insanların böyle hiçbir güvencesi olmayan,eli palalıların kol gezdiği bir anarşi ve kaos ortamında yaşamayı kabul edip etmeyeceği, bir kollektif itiraz sesinin yükselip yükselmeyeceği" sorusunun yanıtının arandığı ve bu sorunun yanıtının "Türkiye’de demokrasinin de geleceğini kararlaştıracak" olduğunun altını çizen tahlillere (Rıza Türmen/T24); "Adalet de özgürlük de yoktu, artık can güvenliği de yok!" ve herkesin üzerinde birleştiği noktanın "iç savaş çağrısı" olduğu şeklindeki kaygılı analizleri (Celal Başlangıç/Artı Gerçek) ve umudun hiç elden bırakılmaması yolundaki çağırıları: "umudunuzu yitirdiğimiz an kaybetmişsiniz demektir. Oysa umut, kazanmanın biricik garantidir. Her gün umudu büyütecek cesur işler yaparak kazanabiliriz. ... Kesinlikle kazanacağız." (Selahattin Demirtaş/Artı Gerçek) elden geçirdik. Saatin sonunda da Cumhuriyet davasını, Ahmet Şık'ın konuşturulmamasını, Uluslararası Kuruluşların ve Batı basının tepkilerini konuştuk.

Cengiz Aktar ile "Nereye Doğru" da da aynı temalar üzerinden devam ettik: 696 ile gelen "cezasızlık", TBMM'nin işlevsiz hale gelmesi, AB - Türkiye ilişkilerinin nereye doğru gittiği konuşuldu.